Logo

3. Hukuk Dairesi2023/703 E. 2023/996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı askerin Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılması nedeniyle, davacı idarenin talep ettiği eğitim ve öğretim giderlerine ilişkin alacak davasında, davalı hakkında cezai şart uygulanıp uygulanmayacağı ve uygulanacaksa miktarının ne olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın bozma ilamına uygun olarak davalının durumunun 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 112. maddesinin hangi fıkrası kapsamında değerlendirileceği ve cezai şart uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin Yargıtay kararının kesinleşmiş kısımlarına ve usulü kazanılmış hak ilkesine göre taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/579 E., 2022/37 K.

DAVA TARİHİ : 12.01.2010

KARAR : Davanın kısmen kabulü

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı ve davalı ... vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Davacı ve davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalılardan ...'nun Milli Savunma Bakanlığına bağlı Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığına bağlı olarak öğrenim görmüş olduğunu, Askeri Ceza Kanunu 153/1 inci maddesi gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarıldığını, davalı asıl borçlu ... için öğrenim, eğitim ve yetiştirme masrafının faiz hariç 320.443,24 TL olduğunu, diğer davalıların yüklenme senedinde kefil olduklarını, davalılara yapılan tebligata rağmen borç rızaen ödenmediğinden dava açma zaruretinin hasıl olduğunu beyan ederek, 320.443,24 TL’nin sarf tarihinden itibaren hesaplanacak değişen faiz oranları ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 05.10.2010 havale tarihli ıslah dilekçesinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile müvekkili idarenin talimatları gereğince 55.004,98 TL asıl alacak ve sarf tarihinden davanın açıldığı 12.01.2010 tarihine kadar işleyen yasal faiz olan 137.157.03 TL ile birlikte toplam 192,162,01 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ana alacak miktarının dava tarihi olan 12.01.2010 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili, davacının haksız ve talep ettiği tazminat tutarının fahiş olduğunu, mecburi hizmet süresinin yanlış hesaplandığını, toplam mecburi hizmet süresinin 6385 gün, fiili hizmet süresinin 10 yıl 6 ay 7 gün ve eksik hizmet süresinin 6385-3837=2548 gün olduğunu, davalı ...'nun eksik mecburi hizmet süresine göre ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarının 18.845 TL olduğunu savunarak, davanın kısmen reddine, yargılama giderleri ile reddedilen tutar üzerinden hesaplanacak avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 4.356,33 TL asıl alacak ve 10.526,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.883,06 TL'nin davalı ... ile kefil Okay Tuna'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kefil ...'nın sorumluluğunun müşterek müteselsil sorumluluğu içerisinde ana para üzerinden 5.00 TL ile sınırlı olmak üzere kabulüne, asıl alacak miktarı 4.356,33 TL ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsiline, kefiller ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 11.02.2021 tarih ve 2020/4045 E., 2021/1304 K. sayılı ilamıyla; davacının diğer temyiz itirazlarının reddinin gerektiğini belirterek, "...davalı ...’nun, mecburi hizmet süresini tamamlamadan ilişiğinin kesilmiş olması nedeniyle söz konusu maddenin 1 inci fıkrasında düzenlenen durum kapsamında bulunması karşısında, davalı ...’nun yurt dışında bulunduğu süre içerisinde kendisine yapılan masrafların 4 katı cezai şarttan sorumlu tutulması (yurtdışı eğitim tutarları noksan hizmet süresine orantılanmalı) gerektiği dikkate alınmadan, 926 Sayılı Yasanın 112/4 üncü maddesinin sadece 3 üncü fıkranın (a) ve (b) bentlerine atıf yaptığı, davalı ...’nun durumunun da bu bentlerin kapsamına girmeyeceği, davalının cezai şarttan sorumluluğu bulunmayacağı gerekçesiyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirir. " gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, gerek resen emekliye sevk işleminin müstafi nasıp sıfatına uyduğu gerek resmi evlilik olmasa da yabancı kişi ile fiilen karı koca gibi yaşamanın yabancı ile evlilik nasıp haline uyduğu, bu nedenle ilgili davalının mezkur 112 inci maddenin hem 1., hem de 3.fıkrasında sayılan duruma uyan hali nedeniyle Yargıtay bozma ilamına uyma kararı verilmiş ve direnme talebi dikkate alınmaksızın bozma ilamında belirtilen hususu kapsar nitelikte, 11.03.2015 tarihli bilirkişi ek raporunda sonuç kısmının 2 nci fıkrasının c bendinde davalının yurtdışı uzmanlık eğitimine ilişkin giderlerin 2001 yılındaki TL karşılığı üzerinden ve 4 katı ceza ile birlikte dikkate alındığı, 3.seçenekteki hesaba göre davacı idarenin 21.567,01TL asıl alacak 51.851,96TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.418,97TL alacağın olduğunun tespiti ile davanın kısmen kabulüne, 21.567,01TL asıl alacak ve 51.851,96TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.418,97TL'nin davalı ... ile kefil Okay Tuna'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kefil ...'nın sorumluluğunun müşterek müteselsil sorumluluğu içerisinde ana para üzerinden 5.00 TL ile sınırlı olmak üzere kabulüne, asıl alacak miktarı 21.567,01TL'ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle tahsiline, kefiller ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 12.10.2022 tarihli ve 2022/6098 E., 2022/7704 K. sayılı kararıyla; tarafların vekalet ücreti dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, dava 320.443,24 TL üzerinden açılmış olup davacı vekilince ıslah dilekçesi verilmek suretiyle dava değeri ana para ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 192,162,01 TL'ye ıslah edildiği beyan edilmiş ise de alacak talebinin ıslahla azaltılması kısmi feragat niteliği taşıdığından, davanın açıldığı tarihteki değerden kabul kararı verilen kısım çıkarıldıktan sonra aradaki değer üzerinden davalı lehine yargılama gideri vekalet ücreti hesaplanması gerektiği gerekçesiyle reddedilen kısım yönünden hesaplanan 23,733,66 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine dair verilen hükümde davacı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilerek kararın bozulduğunu, ilk kararda, kefiller ... ve ... lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemiş ve buna yönelik davalılar vekilinin de herhangi bir temyiz itirazı olmayıp, tüm davalılar için reddedilen miktara göre tek vekalet ücreti verilmiş olduğundan tüm davalılar yararına reddedilen miktar gözetildiğinde 2021 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince yazılı şekilde 25.741,70 TL vekalet ücretinin yalnızca davalılar ... ve ... lehine verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği, ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün vekalet ücretine ilişkin dördüncü bendinin "davalı ... ve ...'e verilmesine," cümlesinin çıkartılarak yerine "davalılara verilmesine" yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına, karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı ... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili; yerel mahkeme tarafından davalı lehine vekalet ücreti hesabınında ıslah edilen dava bedeli üzerinden hesap yapılması gerekirken kanundan kaynaklı olarak dava bedelinin düşürüldüğü gözetilmeden, ilk dava açılırken belirtilen meblağ üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davada ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, yapılan giderlere ait tüm kayıtların idarenin uhdesinde olduğunu, davacı tarafından talep edilen eğitim, öğrenim giderlerinin soyut ve afaki olduğunu, davacı tarafın, davalı ... için hangi tarihte hangi masrafları hangi tutar ile yaptığını belgeleyemediğini, davalının ilişiğinin kesilmesine dair üçlü kararname ve yasa metni birlikte dikkatli incelendiğinde davalının durumunun söz konusu 926 sayılı Kanun'un 112 nci maddesinin 5 inci fıkrasına uyduğunun görüleceğini, davalı bakımından, ne "istifa" ne de "istifa etmiş sayılma" durumunun söz konusu olmadığını, mahkemenin kanun hükmünü hatalı yorumladığını, davalı ...'nun Türk vatandaşlığını kaybetmediğini yada vatandaşlıktan çıkarılmadığını, Askeri Mahkeme kararıyla, TSK'den ilişiğinin kesildiğini, davalının durumunun 926 Sayılı Yasanın 112 nci maddesine göre hakkında cezai şart uygulanmasını gerektiren hiçbir seçeneğe uymadığını, şu halde davalı ...'ın gördüğü kurs nedeniyle, kendisinden hem yapılmış masrafın tutarının, hem de bu masrafın 4 katı cezai şart tutarının tahsiline karar verilmesinin haksız ve kanuna aykırı olduğunu, dava dilekçesinde "cezai şart" talep edilmediğinden, keza davalı müvekkil için 4 kat cezai şart uygulanmasının yasal koşulları bulunmadığından, cezai şart uygulanmasının mümkün olmadığını, taleple bağlılık ilkesi uyarınca talebi aşan surette hüküm kurulamayacağından, davalı aleyhine 926 sayılı TSK Personel Kanununun 112/4 üncü maddesinde öngörülen cezai şarta hükmedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, mahkeme aksi kanaate varırsa, bu cezai şart tutarının aşırılığını dikkate alınmasının indirilmesinin gerektiğini, davacı taraf dava miktarını ıslah ettiğini bildirmiş ise de, bu taleplerinin ıslah değil feragat mahiyetinde olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nundan kaynaklanan eğitim ve öğretim alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozma kararlarının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin taraflar vekillerince ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığının anlaşılmasına göre davacı ve davalı ... vekilinin karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.