Logo

3. Hukuk Dairesi2023/710 E. 2023/2266 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karz akdi niteliğindeki bir belgeye dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, Yargıtay’ın bozma kararına uymak yerine, daha önce kaldırılan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/453 E., 2022/641 K.

DAVALILAR : 1-..., 2-...-güç Makine San. Nak. İnş. Tar. Gıda İth. İhr. ve Tic. vekili Avukat ...

İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/1242 E., 2018/236 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararının Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalılardan ...'ın kendisinden borç para aldığını, bu hususu 30.01.2013 tarihli belge ile kabul ve ikrar ettiğini, ayrıca bu belgede borcun ödenmemesi halinde yetkilisi olduğu davalı şirketin borçtan şahsı ile birlikte müşterek ve müteselsil borçlu olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, borç belgesinde borç alınan paranın süresinde ödenmemesi halinde ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanacağınında kabul ve ikrar edildiğini belirterek, başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; takip dosyasındaki belgenin altındaki imzanın davalı ...'a ait olmadığını, ayrıca takibe konu belge üzerinde davalı şirketi borç altına sokacak herhangi bir kaşe ve kaşe üzerinde imzanında olmadığını, bu nedenle davanın davalı şirket yönünden reddinin gerektiğini, davacı taraf ile aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, dosyaya ibraz edilmiş olan belgenin sonradan doldurulduğunu belirterek, davanın reddini ve taraflarına ödenmek üzere %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.11.2018 tarihli ve 2015/1242 E., 2018/236 K. sayılı kararıyla; takip konusu adi belgedeki imzanın İstanbul Adli Tıp Kurumu aracı kılınarak optik aletlerle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davalı ...'e ait olduğunun tespit edildiği, takip dayanağı senet metnine göre davalı ...'in hem asil olarak kendisini hem de temsilci olarak şirketi borç altına soktuğu, şirketin nevine göre ... imzayla borçlanabileceği, davalı tarafça senedin sonradan davacı tarafından doldurularak takibe konulduğunun savunulduğu, ancak boş senet imzalayıp verdiğini belirterek beyaza imza atan davalının, senedin üzerinin istenilen şekilde doldurularak işleme konulabileceğini öngörmesinin gerektiği, davalının davacı ile aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak senedin doldurulduğunu ancak kesin delillerle ispatlayabileceğinin açık olduğu, davalı tarafın yemin deliline dayanmadığını belirtilerek, hükme esas alınan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalıların İskenderun 4. İcra Dairesinin 2014/8435 E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.200.000,00 TL asıl alacak ve 13.816,44 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20'si oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2020/870 E., 2020/870 K. sayılı kararıyla; takibe konu belgenin niteliği itibari ile borç ikrarını içerir adi yazılı bir senet olduğu, bu belge ile davacının davalı ...'a 1.200.000,00 TL tutarında borç para verdiğini ispatladığı, Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre davalının imzaya itirazının haksız olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın belgedeki imzanın yaşının tespitine yönelik inceleme yaptırılması gerektiği yönündeki itirazının imza yaşının tespit edilemiyor olması nedeni ile sonuca bir etkisinin olmadığı, davalı tarafça belgenin boş olarak imzalandığı ve sonradan amacına aykırı olacak şekilde doldurulduğu hususunun yazılı belgelerle davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar vekilinin davalı ...'a yönelik istinaf sebeplerinin reddine karar verilmiş, davalılar vekilinin davalı şirkete yönelik istinaf incelemesi yönünden ise; belge üzerinde davalı şirket kaşesi bulunmadığı, davalı ... tarafından ... imza atıldığı, davacı tarafça davalı şirkete para verildiğinin iddia edilmediği, belgede buna ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davalı ...'ın anılan belge ile temsilcisi olduğu davalı şirketi sorumluluk altına sokabilmesi için kendi adına attığı imza dışında, belgeyi ayrıca şirketi temsilen de imzalaması gerektiği, bu hali ile anılan belgenin davalı şirket yönünden borç doğurucu niteliği haiz bir belge olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin, davalı ... yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin, davalı ...-güç Makine yönünden İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına davacının, davalı şirket hakkında açtığı davanın reddine, davacının davalı ... hakkında açtığı davanın kısmen kabulü ile davalı ...'ın takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.200.000,00 TL asıl alacak ve 13.816,44 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20'si olan 240.000,00 TL icra inkar tazminatının davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davacının temyiz itirazları yönünden; icra takibine konu 30.01.2013 tarihli belgenin; ''Ben ... ...'ndan 30.01.2013 tarihinde 1.200.000,00 TL nakit para borç aldım. Bu borcu 30/09/2014 tarihinde ödeyeceğim. İş bu tarihte borç aldığım bu parayı ...'na ödememem halinde bu borcu hem şahsım hem de imzaladığım antetli kağıtta isim ve unvanı bulunan yetkilisi olduğum ...-güç Makine San. Nak. İnş. Tar. Gıda İth. İhr. ve Tic.Ltd. Şti.nin benimle birlikte bu borcu müşterek ve müteselsil borçlu olarak ödeyeceğini kabul ve taahhüt ediyorum.İş bu borcun vadesinde ödenmemesi halinde ana paraya ödeme tarihinden sonra ticari temerrüt faizi işletilmesine hem şahsım hem de yetkilisi olduğum şirketin itirazı olmayacaktır....'' şeklinde düzenlendiği ve söz konusu belgenin davalı ... tarafından imzalandığı, davalı ...’ın 14.03.2011 tarihinde 10 yıllığına şirketi her türlü münferit imzasıyla temsil ve ilzama yetkili kılındığının anlaşıldığı ve 30.01.2013 tarihli belge içeriğinde davalı şirketin isim, unvan ve adresinin açıkça yazılı olduğu, şirket kaşesinin bulunmasının zorunlu olduğuna ilişkin bir hukuki düzenlemenin bulunmadığı gözetildiğinde, davalı şirketin söz konusu borçtan sorumlu olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; icra takibine konu 30.01.2013 tarihli belgenin davalı ... tarafından imzalandığı, dosyada bulunan imza sirkülerinden, davalı ...'ın 14.03.2011 tarihinde 10 yıllığına davalı şirketi her türlü münferit imzasıyla temsil ve ilzama yetkili kılındığının anlaşıldığı, her ne kadar davalılar vekili tarafından 30.01.2013 tarihli belgenin davalı şirket yönünden hüküm ve sonuç doğurmayacağı iddia edilse de, 30.01.2013 tarihli belge içeriğinde davalı şirketin isim, unvan ve adresinin açıkça yazılı olduğu, şirket kaşesinin bulunmasının zorunlu olduğuna ilişkin bir hukuki düzenleme bulunmadığından davalı şirketin de söz konusu borçtan sorumlu olduğu, 30.01.2013 belgenin niteliği itibari ile borç ikrarını içerir adi yazılı bir senet olduğu, bu belge ile davacının davalı ...'a 1.200.000,00 TL tutarında borç para verdiğini ispatladığı, her iki davalının söz konusu borçtan sorumlu olduğu, davalı yanın bunun aksini yani davacıya borcunun olmadığını veya sona erdiğini aynı kuvvette delil ile ispatlamak zorunda olduğu, davalı tarafça borcun olmadığı, ödeme veya başka bir şekilde sona erdiği ispat edilmediğinden İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davalılar vekilinin İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.11.2018 tarihli ve 2015/1242 E., 2018/236 K. sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; öncelikle dosyadaki mevcut tüm beyanlarını temyiz sebebi olarak yenilediklerini, icra takibine dayanak yapılan belge altındaki imzanın davalı ...'a ait olmayıp müvekkil şirketi de borç altına sokacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkil ...'ın sık sık yurt dışında bulunması nedeniyle zamanında şirket müdürü olarak görev yapan ... Harbelioğlu'na bankalardan kendi ve şirket adına para çekebilmesi için antetli kağıda imzalı boş kağıtlar verdiğini, müvekkilin imzasını çok iyi bir şekilde taklit edebilen şirket müdürünün beyaza atılmış olan bu belgelerden birini veya birkaçını elinde tutarak müvekkilin güvenini kötüye kullanarak, sözde alacaklı ... ile hareket etmiş olma ihtimalinin de söz konusu olduğunu, ancak mahkemece bu hususun yeteri kadar irdelenmediğini, davacının dosyaya alacaklı olduğu gerekçesiyle ibraz ettiği belgenin sonradan doldurulduğunu, başlatılan bu sürecin hem müvekkil ...'ı hem de müvekkil şirketi yıpratmaya ve mevcut olmayan borç ilişkisinden bir kazanım elde etmeye yönelik olduğunu, ayrıca aynı belge üzerinde şirket kaşesi ya da şirket ismi yazılmadığından sözde borç ilişkisinden müvekkili şirketi de sorumlu tutmanın doğru bir yaklaşım olmadığını, tüm yargılama aşamalarında dosyada mevcut imzalı mürekkep yaşının tespit edilmesi için her ne kadar talepte bulunsalar da bu hususun göz ardı edildiğini ve taleplerinin kabul edilmediğini ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, karz akdi niteliğindeki 30.01.2013 tarihli belgeye dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; (6100 sayılı Kanun) “Bozmaya uyma ve direnme” başlığı altında düzenlenen 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.”;

2. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet ... dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.” şeklinde düzenleme yapılmış olup; Bölge Adliye Mahkemesince, bozma kararına uyulduğu takdirde, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekir. (Dairece verilen 04/10/2022 tarihli ve 2022/4229 E. - 2022/7336 K. sayılı ilamdan )

3. Değerlendirme

1. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Bölge Adliye Mahkemesince davalı şirket vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek kaldırılmış ve esas hakkında yeniden karar verilmiştir. Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esas hakkında yeniden ... olduğu bu karar, 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesi uyarınca bozulmuş ve dosya aynı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayalı olarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiştir.

2. Hal böyle olunca, Bölge Adliye Mahkemesince; Dairece verilen bozma kararına uyulmakla gelinen safhada, artık davanın esası hakkında bozma kararına uygun olarak yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken, daha önce kaldırılan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3. Bozma sebebine göre, davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre, davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.