"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/192 E., 2022/2704 K.
DAVA TARİHİ : 22.05.2019
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/671 E., 2020/757 K.
Taraflar arasındaki misli ile değişim davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; dava konusu aracı 31.05.2017 tarihinde, 165.997,49 TL bedelle, sıfır kilometre olarak davalıdan satın aldığını, aracı aldığı ilk yıldan itibaren başlayan ve defalarca tekrarlayan motor ve debriyaj arızaları nedeniyle aracın serviste tamir gördüğünü, her seferinde aynı arızaları tekrarladığını, aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın davalıya iadesi ve yenisi ile değiştirilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davaya konu araçta gizli ayıp bulunmadığını, araçta meydana gelen arıza ve şikayetlerin kullanıcı hatasından kaynaklandığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla misli ile değişim talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, araçta kullanımdan kaynaklı değer kaybının hesaplanması ve hakkaniyet gereği mahsubu gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 31.05.2017 tarihinde dava konusu aracı satın aldığı, aracın mekanik aksamında problem olduğu, gerek delil tespiti dosyası gerekse mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere oluşan bu arızanın tüketici kaynaklı olamadığı, söz konusu araçta gizli ayıbın varlığının kabulü gerektiği ve tüketicinin araçtan beklenen faydayı almasını ve sürüş konforunu olumsuz yönde etkileyeceği, söz konusu arızanın imalat ve üretim kaynaklı olduğunun belirtildiği, bu haliyle davacının 6502 sayılı Kanun’un 11 inci madde hükmündeki seçimlik haklarını kullanmak için gerekli koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu aracın aynı teknik özelliklere sahip ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı; mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayıp denetime açık olmayan ve gerekçeli olarak itiraz edilen bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini, bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan ek rapor alınmaksızın davanın sonuçlandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda yapılan tespit ve değerlendirmelerin doğru olmadığını, dava konusu aracın 01.06.2017 tarihinde trafiğe çıktığını, 21.02.2020 tarihindeki son servis kaydına göre toplam 48.619 km yol kat ettiğini, servis kayıtlarına bakıldığında aracın toplam 18 servis giriş kaydının bulunduğunu, şikayetleri ve yapılan onarımın değerlendirmesinde aracın kullanım kılavuzunda belirtilen özelliklere uygun kullanılmamasından dolayı araçta dizel partikül filtre (DPF) şikayetinin oluştuğunu, davacı tarafından kullanım koşulları/sürüş tarzı etkisi ile DPF'nin doluluk oranının yükseldiği, dolayısıyla DPF konulu uyarı lambalarının yakıldığı ancak rejenerasyon (temizleme) işlevinin gereği olan özel sürüş şeklinin tercih edilmediğinin anlaşıldığı, dizel partikül filtre uyarı lambası yandığında filtrenin tekrar aktif ve etkin hale getirilebilmesi için özel bir sürüş şeklinin seçilmesi gerektiğini ve bu sürecin kullanıcı sorumluluğunda olduğunun bilinmediğini, “kullanım kitabından" faydalanılmadığının anlaşıldığını, dava konusu araçta ayıp söz konusu olmadığını, dava konusu aracın mekanik aksamında herhangi bir problem bulunmadığını, dava konusu aracın misli ile değişimi yönünde karar verilmesinin hak ve menfaatler dengesine uygun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu aracın her türlü ayıptan ari olarak değişmesi gerektiğinin açıkça belirtilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu ...plakalı aracı 31.07.2017 tarihinde sıfır olarak satın aldığı, aracın çeşitli tarihlerde farklı sebeplerden servise götürüldüğü, ... 4. Tüketici Mahkemesinin 2018/11 D.... sayılı dosyasındaki bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda, “üretim hatasından kaynaklanmadığını, gizli ayıp niteliğinde olmadığı, davalı servise, yapılan müdahaleler ve onarımlar için bir kusur yüklenemeyeceği, ortaya çıkan bu arızalar nedeniyle araçta herhangi değer kaydı oluşturmayacağı” görüşü bildirildiği, servis kayıtları alındıktan sonra alınan ek raporda ise; “aracın partikül filtresi sisteminin tam olarak fonksiyonlarını yerine getirmemesinin ve debriyaj pedalının takılı kalmasının kullanımdan değil sistemlerde ortaya çıkan arızalardan kaynaklandığı" belirtildiği, ek raporda servis kayıtlarına göre motordaki güç sınırlamasının, elektronik bir hata sonucu sistemin rejenerasyon yapılıp filtre açıldığı halde bunu algılamaması sonucu devreye girdiği tespit edilmiş olmakla, eklenen servis kayıtlarına bakıldığında da davaya konu aracın bu şekilde çok sık arızalandığının belirtildiği, davalının ek bilirkişi raporuna itiraz da bulunduğu, bu nedenle mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde farklı bir heyetten alınan raporda “davacının DPF sistemine herhangi bir müdahalesinin olmadığı, ilgili rejenerasyon işlemlerinin aracın motor kontrol sistemi tarafından yönetiliyor olması, aracın satın alındıktan sonra kullanım emrine göre erken dönemde ortaya çıkan DPF problemlerin nedeni ile ilgili arızanın tüketicinin maldan beklediği gerekli fayda ve konfora engel teşkil ettiği, ilgili ekipmanın yetkili servis tarafından daha önce ... kapsamında bedelsiz olarak değişmiş olmasıyla birlikte değerlendirildiğinde aracın 6502 sayılı Yasa'nın 8 inci maddesi uyarınca gizli ayıplı mal olarak nitelendirilmesi“ şeklinde düzenlendiği, davalı tarafından her ne kadar tespit dosyasında aynı heyetin farklı rapor verdiği beyan edilmiş ise de, kök raporun aracın servis kayıtları incelenmeden hazırlandığı, aracın geçmişteki servis kayıtları alındıktan sonra düzenlenen ek raporda bilirkişi heyetinin görüşünü değiştirdiği, bu durumun raporlar arasında çelişkiyi göstermediği,aracın mekanik aksamında problem olduğu, problemin davacının müdahalesinden kaynaklanmadığı, DPF ve EPC arasında bir algılama/entegrasyon fonksiyon bozukluğunun mevcut olduğunun tespit edilmesi sebebiyle 6502 sayılı Yasa kapsamında gizli ayıp olduğu, söz konusu ayıbın tüketicinin araçtan beklediği faydayı sağlamayı ve sürüş konforunu olumsuz yönde etkileyeceği ve davacının 6502 sayılı Yasa'nın 11 inci madde hükmündeki seçimlik haklarından misli ile değişimi tercih ettiği anlaşılmakla bu konuda hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olduğu ancak Mahkemece aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmiş ise de hükmün talepleri karşılayan, net ve anlaşılabilir olması gerekirken, bu hususlara uygun olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, ...plakalı ... marka, ... 1.6 .... tipi, ..../.. ... ..../motor nolu aracın tüm değişim masrafları davalılara ait olmak üzere, trafik sicil kaydı üzerinde varsa tüm vergi, trafik cezası, haciz v.b tüm takyidatlardan ari olarak davalıya teslimi halinde misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıplı aracın misli ile değişimi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun ''Ayıplı Mal'' başlıklı 8 inci maddesi; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.”
2. Aynın Kanun’un ''Tüketicinin Seçimlik Hakları'' başlıklı 11 inci maddesi ise; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." şeklindedir.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, karara esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu araçta onarıma rağmen iddia edilen ayıbın devam ettiğinin ve ayıbın üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği, aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.