"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/913 E., 2022/1831 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/345 E., 2022/235 K.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona erdiğinin tespiti ile bu konuda muarazanın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan muarazının giderilmesi istemine ilişkindir.
HMK’nın 362 nci maddesinin 1 inci fıkrasının b bendinde kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davaları dışındaki davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının altında kalan davalarda verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre kira sözleşmesinde belirlenen aylık kira bedeli 2.500,00 USD olup davalı yenilenen dönemde kira bedelinin 3.500,00 USD olduğunu beyan etmiştir. Beyan edilen aylık kira bedelinin dava tarihindeki döviz kuru esas alındığında karşılığı 12.792,50 TL olup 3 aylık kira bedeli tutarı 38.377,50 TL Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacının temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
1. Dava, taraflar arasında daha önce var olan kira ilişkisinin sona erdiğinin tespiti ile ayrıca sözleşme sonrası dönemde davacının ödemek zorunda olduğu aylık kullanım bedelinin (ecrimisil) 372 USD olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir.
2. Davacı başlangıçta kira sözleşmesinde 14.740 m² yerin aylık 2.500 USD bedel üzerinden kiralandığı halde, kiralan yerin başkalarıyla ihtilaflı olması ve zeminde gerçekte 2.193,11 m² olması nedeniyle 10 yıllık kira sözleşmesi bitiminde kendisinden istenebilecek aylık kullanım bedelinin 372 USD olduğunu savunurken, davalı ise kira ilişkisinin devam ettiği, davalını başka mahkemelerde bedel tespiti davası açtığı ve yeni dönemde istenilen aylık kira bedelinin 3.500 USD olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Yerel mahkemece kira sözleşme ilişkisinin devam etmesi nedeniyle açılan davanın yersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafın bu kararı istinafı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, kira ilişkisinde 10 yıllık sürenin dolmasından sonra kira sözleşmesinin “belirsiz süreli” hale geldiği, açık arazi kiralarında zorunlu olan fesih ihtar sürelerine uyulmadan dava açılmış olması nedeniyle kira ilişkisinin sona ermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafça temyiz edilmiş olup Daire çoğunluğunca 3 aylık kira bedeli toplamı 10.500 USD’nin dava tarihindeki değeri dikkate alınarak, temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar verilmiştir. Dairenin sayın çoğunluğunun bu görüşüne katılmıyorum. Şöyle ki;
4. Hukuk ve adalet anlayışında yaşanan gelişmelere orantılı olarak 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36.maddesinde “Adil yargılanma hakkı” temel insan hakları arasında sayılmıştır. Adil yargılanma ilkesi kapsamındaki haklardan biri de, “Mahkemeye Erişim Hakkı” dır. Diğer bir anlatımla, “mahkemeye erişim hakkı” adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından birisidir. Mahkemeye erişim hakkı şüphesiz yüksek mahkemeye ulaşma hakkını da kapsar (AYM 23.10.2019 T. ve 2016/73086 BB no’lu). Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkânsız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal edebilir (..., Adil Yargılanma Hakkı Rehberi, Anayasa Mahkemesi Yayınları, s.31 vd.). Bu bağlamda mahkemeye erişim konusunda yasalarda yoruma açık bir hüküm bulunması halinde, adil yargılanma hakkını mümkün kılan yorum tercih edilmelidir.
5. Davacı tarafından ileri sürülen uyuşmazlıkta hem 372 USD dışında kira borcu nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, hem de kira ilişkisinin sona erdiğinin tespiti davası bulunmaktadır.
6. HMK’nın 362/1-b Maddesi uyarınca “Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları” yönünden diğer davalar hangi temyiz sınırına tabi ise bu davalar da o temyiz sınırına tabidir. Kira ilişkisinden doğan diğer davalardaki temyiz sınırı ise “3 aylık kira tutarına” tabidir.
7. Somut olayda, taraflar arasındaki muaraza, aylık kira (veya ecrimisil) bedelinin 372 USD mi yoksa 3.500 USD mi olduğuna ilişkin olup, HMK 362/1-b uyarınca temyize esas bedelin 3.500-372=3.128 USD/AY x 3 = 9.384 USD olduğu Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi (22.12.2022) itibariyle 18,64 TL/USD döviz kuru üzerinden 9.384x18,64=174.917 TL olduğu, HMK’nın 362/2.maddesinde temyiz kesinlik sınırı hakkında “Alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur” şeklindeki düzenlemedeki “… kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü…” sözcüğünden hareketle, yüksek mahkemeye erişim ve “adil yargılanma hakkını mümkün kılan” bir şekilde yorumlanarak, hüküm tarihindeki değerin karar tarihi itibariyle temyiz sınırı miktarının (2022 yılı itibariyle 107.090 TL) oldukça üzerinde olduğu düşüncesinde olduğumdan temyiz isteminin miktar yönünden reddine dair sayın Daire çoğunluğu kararını isabetli bulmuyorum.