Logo

3. Hukuk Dairesi2023/948 E. 2023/2633 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tüketicinin sıfır kilometre olarak satın aldığı aracın imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Araçtaki ayıbın gizli olduğu ve kullanıcı hatasından kaynaklanmadığının bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesi, davalı satıcının araçtaki arızanın giderilemediğini kabul etmesi ve davacının araçtan beklenen faydayı sağlayamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin ayıpsız misliyle değiştirme kararına yönelik davalıların temyiz itirazlarının reddine, ancak istinaf karar harcına ilişkin davalıların müteselsil sorumluluğu ilkesi gözetilmeden hüküm kurulması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2018/598 E., 2020/305 K.

Taraflar arasındaki ayıplı malın misli ile değişimi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; davalı ... Tic. A.Ş.'den 30.12.2016 tarihinde ...marka araç satın aldığını, diğer davalı şirketin ithalatçı firma olduğunu, ilk arızanın 2017 yılı Mayıs ayında, eksoz tıkanma ışığı ile birlikte servis ışığının yanmasından kaynaklandığını, serviste bir süre kaldıktan sonra tamir edildiği belirtilerek aracı teslim aldığını, ancak arızaya ilişkin bilgi ve belge verilmediğini, bundan sonra da aracın 31.07.2017, 15.11.2017, 08.12.2017 ve 19.02.2018 tarihlerinde arızalandığını ve her defasında çekici yardımı ile servise götürüldüğünü, aracın 11.000 km'de olduğunu ve araçta kronik arıza bulunduğunu, 18.07.2018 tarihli ihtar ile aracın misli ile değişiminin talep edildiğini, araçtan beklenen faydanın gerçekleşmediği ve bu aşamadan sonra da güven duygusunun kalmadığını ileri sürerek, aracın misli ile değişimi ve davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarını talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Tic. A.Ş.; müşteri memnuniyeti ilkesi çerçevesinde her defasında şikayetlerin karşılanarak aracın teslim edildiğini, kullanıcıdan kaynaklanan şikayetlerin davacı tarafça izin verildiği ölçüde eksiksiz biçimde yerine getirildiğini, son başvuruda araca yetkili servis tarafından kaçak testi yapıldığını ve 3. silindirde kaçak görüldüğünü, konunun teknik departmana iletilmesinin ardından onarıma gidilmeyip motorun değiştirilmesi gerektiğinin bildirildiğini ancak davacının motor değişimini onaylamadığını, aracın ekonomik, maddi, hukuki ayıp ihtiva etmeksizin sağlam ve çalışır biçimde teslim edildiğini, araçta bir ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacının motor değişimini kabul etmesi halinde ayıp ortadan kaldırılabileceği halde seçimlik hakkı olan malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi konusunda ısrarcı olmasının “çoğun içinde az da vardır” ilkesi ile bağdaşmadığını, talebin hakkaniyete aykırı olduğunu, kullanıcı hatası bulunduğunu, önce yapılacak işlemlere onay veren daha sonra araç ayıplı olduğundan ayıpsız misli ile değişimini talep eden davacının haksız davasının reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... A.Ş.; 30 günlük süre içinde ayıp ihbarında bulunulmadığından aracın mevcut hali ile kabulü şeklinde yorumlanması gerektiğini, araçta üretimden kaynaklı ayıp bulunmamakta olup ayıp olarak nitelendirilen hususların kullanım hatası ve müşteri memnuniyetsizliğinden kaynaklandığını, davacının satın aldığı tarihten bu yana araçtan faydalandığını, davacının onarım hakkını kullandığını ve hakkın değiştirilmesine olanak sağlayan yasal koşulların oluşmadığını, bundan kastının aracın servise her geldiğinde şikayetin ortadan kaldırılması olduğunu, dava konusu aracın yetkili servis tarafından gerekli bilimsel ve teknik incelemeler yapılmak suretiyle incelendiğini ve davacı tarafa ... kapsamında aracın motorunun değiştirilmesi gerektiğinin iletildiğini, aksinin kabulü halinde davacının araçtan elde ettiği faydanın mahsubu ile değer kaybının da hesaplanması gerektiğini, feshin hakkaniyete uygun olmadığını, bedelde indirim kararı verilmesi gerektiğini, diğer taraftan dava konusu araç davacı tarafın kullanım ve uhdesinde iken hasara maruz kalmış olabileceğini, bu bağlamda başta servis kayıtları olmak üzere ... ve ilgili trafik müdürlüğünden yapılacak araştırmalar doğrultusunda tespit edilecek hasarlar nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanarak mahsubu gerektiğini, arızaların hasarlanmalardan kaynaklanıp kaynaklanmadığının da araştırılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; araçtaki arızanın partikül filtresinin tıkanmasından kaynaklandığı ve bu tıkanmanın engellenemediği, tıkanmaya aracın 3. silindirinde bulunan kaçağın neden olduğunu arızanın giderilmesi için motor ve ... filtre sistemin değişmesi gerektiği, arızanın kullanımdan kaynaklanmadığı, üretimden kaynaklı olduğu ve önemli bir arıza olduğu, davacının satın alma esnasında anlaması mümkün olmayan teknik açıdan gizli ayıp niteliğinde bulunduğunun bilirkişi raporunda belirlendiği, davacının dört kez servise başvurduğu ve arızanın giderilemediği, aracın misliyle değiştirilmesi talebi üzerine davalı tarafça aracın motorunun değiştirilmesi gerektiğinin davalıya bildirildiğini, bu durumda satın alınan aracın ayıplı mal olarak değerlendirilmesi ve araçtaki ayıbın tüketicinin beklediği faydayı azaltır nitelikte bulunduğunu, ayrıca ... Belgesi Yönetmeliği’nin 9/1-a maddesi uyarınca davacının onarım seçim hakkını kullanmasından sonra ... süresi içerisinde araç tekrar arızalandığında aynı yönetmeliğin 9/1-c maddesi uyarınca davacının aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etmeye hakkı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, dava konusu aracın davalılara iadesi halinde ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... A.Ş.; arızayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, motor değişimi ile giderilebilecek nitelikteki arızadan dolayı misli ile değişim kararının doğru olmadığını, bu durumun hak ve menfaatler dengesine aykırı olduğunu, ... kapsamında ücretsiz motor değişiminin bedelsiz olarak yapılacağının davacıya bildirildiğini, tamirat orjinal parçalarla yapılacağından araçta değer kaybı olmayacağını, aracın servise getirilip onarım hakkı kullanıldığını, hakkın kullanımının değiştirilmesinin mümkün olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını ve itirazların dikkate alınmadığını, araç ve ilgili parçaların teknik incelemeye konu edilmediğini, sadece servis giriş kayıtları dikkate alındığını, kaçak olduğu iddia edilen parçalar incelenmediğini ve arızanın neden kaynaklandığının ortaya konulmadığını, davacının, dava konusu araçtan yararlanmasını engelleyen veya güçleştiren herhangi bir kusur, arıza veya ayıp bulunmadığını, yaklaşık iki yıldır aracın fiilen kullanıldığını, arızanın, aracın kullanıcı tarafından zorlanması, uygun omayan koşullarda kullanılması, yetkisiz servislerde yapılmış olması muhtemel müdahaleler gibi farklı faktörlerden de kaynaklanmış olabileceğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... A.Ş.; hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsel ve teknik yeterlilikte olmayıp davacı iddialarını esas alan bir durum tespiti olduğunu, davaya konu araçtaki teknik arızanın neden kaynakladığının tespit edilmediğini, bilirkişi raporu incelemesi esnasında araç ile test sürüşü yapıldığı beyan edildiği, ancak bu test sürüşünün ne kadar sürede yapıldığı, hangi koşullar çerçevesinde gerçekleştirildiğinin belirtilmediğini, kaçak olduğu iddia edilen parçaların incelenmediğini, rapora karşı itirazların dikkate alınmadığını, bu bağlamda araç üzerinde oldukça kapsamlı laboratuar testleri ile bir takım teknik test ve incelemelerin yapılması, aracın diagnostik cihaza bağlanması ve varsa arıza kodlarının saptanması, aracın arızası dikkate alınarak teknik testlere tabi tutulması ve bunların olası nedenleri üzerinde durulmak suretiyle rapor düzenlenmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu ile hüküm tesis edilmiş olup bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının, dava konusu araçtan yararlanmasını engelleyen veya güçleştiren herhangi bir kusur, arıza veya ayıp söz konusu olmadığını, davacı tarafın yaklaşık 2 yıldır aracı fiilen kullandığını ve araçtan yararlandığını, aracın arızasının kullanıcı tarafından zorlanması, aracın uygun omayan koşullarda kullanılması, yetkisiz servislerde yapılmış olması muhtemel müdahaleler gibi farklı faktörlerden de kaynaklanmış olabileceğini ancak bu yöndeki beyan ve itirazların bilirkişiler tarafından giderilmediğini, arızanın motorun tamamen değiştirilmesi ile giderilebileceği raporda belirtildiği halde menfaat dengesi gözetilmeden misli ile değişim kararı verildiğini, kararla satıcının zarara uğrayacağını, emsal mahiyetteki yargı kararları ve raporlar uyarınca orijinal parçalar kullanılmak suretiyle gerçekleştirilen onarımlar veya motor değişimlerinin araçta herhangi bir değer kaybı meydana getirmediğini, hatta aracın kullanım ömrünü uzattığını, gerekçede yer verilen araçtan tüketicinin beklediği faydanın azaldığı ifadelerinin yerinde olmadığını, aracın 2 yıldır kullanıldığı gözetildiğinde kullanıma ilişkin bedelin mahsubunun gerektiğini, onarım hakkının kullanıldığını, hakkın değiştirilebilmesine olanak sağlayan yasal koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafça da onarım hakkının kullanıldığının kabul edildiğini, seçimlik hakkın bir defa kullanılmakla sona ereceğini, aracın servise teslim edildiğini, davacının araçtan teslim aldığı günden bu yana faydalandığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; özellikle servis kayıtlarına göre davacı için araçtan beklenen faydanın gerçekleşmemesi karşısında, istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davalıların istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılarca ayrı ayrı temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... A.Ş.; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, istinaf nedenlerinin değerlendirilmeyip gerekçelendirilmediğini, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için kararın yerinde olduğu düşünülse dahi hem İlk Derece Mahkemesince hem de Bölge Adliye Mahkemesince karar ilam harcına hükmedilmesi ve her bir davalı yönünden ayrı ayrı nisbi karar harcına hükmedilmesinin doğru olmadığını, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... A.Ş.; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tüketicinin sıfır kilometre olarak satın aldığı aracın imalattan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasıyla ayıpsız misliyle değiştirilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8 inci maddesine göre; " (1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

" ,

2. Aynı Yasanın 9 uncu maddesinde; "Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür...",

3. 6502 sayılı TKHK'nın "Tüketicin seçimlik hakları" başlıklı 11 inci maddesinin 1 ve 2 nci fıkrasında; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere

satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine

getirmekle yükümlüdür.

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz." düzenlemelerine yer verilmiştir.

4. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) “Yargılama Giderlerinin Kapsamı” başlığını taşıyan 323 üncü maddesinde, yargılama giderlerinin hangi kalemleri kapsadığı tek tek sayılmış, bu madde içerisinde “Başvurma, karar ve ilam harçları yargılama gideri” kapsamında belirtilmiş, “Yargılama Giderlerinden Sorumluluk” başlığını taşıyan 326 ncı maddede, “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerinin, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebileceği”, “Yargılama Giderlerine Hükmedilmesi” başlığını taşıyan 332 nci maddesinde ise, “Yargılama giderlerine, mahkemece resen hükmedileceği, yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümün hüküm altında gösterileceği,” hüküm altına alınmıştır.

5. 492 sayılı Harçlar Kanunun 15 inci maddesinde, “Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev'i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır.” Aynı Kanun'un 16/1- 1 inci cümlesinde, “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır.”; 28/1-a maddesinde, “Karar ve İlam Harcı” düzenlenmiş olup “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” düzenlenmiştir.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ayıbın gizli olduğunun ve kullanıcı hatasından kaynaklanmadığının tespit edildiği, bu çerçevede raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu, bundan ayrı, davalı satıcı tarafından davacıya gönderilen 07.08.2019 tarihli ihtarda, yetkili servis tarafından araç üzerinde yapılan teknik incelemede, 3. silindirde kaçak tespit edilmesi nedeniyle motorun değişimi gerektiğinin ifade edildiği, ... emirlerinden dizel partikül filtre temizliği yapıldığının ancak araçtaki arızanın giderilemediğinin anlaşıldığı, aracın kullanım bedelinin mahsubu talebine ilişkin 6502 sayılı Kanun'da düzenleme bulunmadığı, davacının aracı davalının da ödenen bedeli kullanması karşısında kullanım bedelinin mahsubu talebinin anılan Kanun'un özü ve ruhuna aykırı olduğu anlaşılmakla, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2.Somut olayda; davacının dava dilekçesinde, ayıplı aracın değişimi talebinden davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda, bu husus gözetilerek davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedildikten sonra hüküm ferileri hakkında da kararın niteliğine uygun olarak davalıların müteselsil sorumluluğuna hükmedildiği, böylece Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda da istinaf başvurusu reddolan davalıların tek bir istinaf karar harcından müteselsilen sorumluluklarına hükmedilmesi gerekirken; her bir davalının aynı miktardaki karar ve ilam harcından ayrı ayrı sorumluluklarına karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalıların sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı ... Tic.A.Ş.'nin temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının istinaf karar harcıyla ilgili (2) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan cümleler çıkartılarak yerine “Alınması gereken 25.476,78 TL istinaf karar harcından davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 6.370,00 TL toplamı 12.740,00 TL'nin mahsubu ile bakiye 12.736,78 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, ” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.