Logo

3. Hukuk Dairesi2023/955 E. 2023/1334 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kurumdan alacaklı olan bir şirketin, alacağını davacı şirketlere temlik etmesi üzerine, davalı kurumun teslim edilen cihazın sözleşmeye uygun olmadığı iddiasıyla ödeme yapmaması nedeniyle açılan alacak davasında, temlik edilen alacağın varlığı ve miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin duruşmadaki beyanları ve cevap dilekçesindeki savunmaları ile dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının sadece üç ayaklı deney aletinin teslim ve ifası konusunda itirazı olduğu, mikrosertlik cihazının teslim edilip çalıştığı hususunda bir itirazının bulunmadığı, bu nedenle mikrosertlik cihazı bedelinin ödenmesi gerektiği, diğer cihaz yönünden ise sözleşmenin ifa edilmediği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/571 E., 2022/85 K.

ASIL DAVADA DAVACI : Art Laborteknik Ltd. Şti. vekili Avukat ...

BİRLEŞEN DAVADA

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA

DAVA TARİHİ : 11.02.2009

KARAR : Asıl davanın reddi, birleşen davanın açılmamış sayılmasına

KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı vekili

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın asıl davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili; kendilerine borçlu bulunan dava dışı Er-Aç Ltd. Şti.'nin davalı nezdinde bulunan alacaklarından 55.000 TL'lik kısmını 28.08.2008 tarihli temlikname ile temlik ettiğini, temliknamenin davalıya tebliğ edilmesi üzerine davalının teslim edilen cihazın şartnamedeki özellikleri taşımadığı ve kurulumunun sağlanmadığı, dolayısı ile borcun doğmadığı gerekçeleriyle itiraz ederek ödeme yapmadığını, davalının haksız olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 10.000 TL temlik alacağının 03.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 13.11.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 55.000 TL'ye yükseltmiştir.

2. Birleşen davada davacı vekili; kendilerine borçlu bulunan Er-Aç Ltd. Şti.'nin davalı nezdinde bulunan alacaklarından 85.000 TL'lik kısmını 22.10.2008 tarihli temlikname ile temlik ettiğini, temliknamenin davalıya tebliği üzerine davalının teslim edilen cihazın şartnameye uygun olmadığı ve borcun doğmadığı gerekçesiyle itiraz ederek ödeme yapmadığını, davalının haksız olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 10.000 TL temlik alacağının 11.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.13.11.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle; talebini 57.277 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davada davalı vekili; dava dışı Er-Aç Ltd. Şti.'den 112.277 TL bedelle satın alınan iki aletten biri olan 3 eksenli deney düzeneğinin teknik şartnameye uygun olmadığını ilgili şirketin edimlerini yerine getirmemesi nedeni ile ödeme yapmalarının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 19.02.2013 tarihli ve 2009/31 E., 2013/35 K. sayılı ilamıyla, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu cihazın muayenesinin alıcı için bir yükümlülük olduğu, gizli ayıp olması halinde de derhal satıcıya bu durumu bildirmesi gerektiği, ayıp ihbarının yapıldığına ilişkin bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, dava konusu faturaya ilişkin malların bir kısmının hatalı olduğu, faturayı düzenleyen satıcı firmaya belirtilen süreler içerisinde bildirim yapılmadığı, bu durumda ayıba karşı tekeffül hükümleri gereğince seçimlik hakların kullanılamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, asıl ve birleşen davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin verilen 13.03.2014 tarihli ve 2013/32502 E., 2014/7273 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik edilen alacaklara dayanak olan ihale sözleşmesinin ifa edilip edilmediği, dolayısıyla sözleşmeye dayalı alacağın gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ile ihale sözleşmesi hükümlerinin değerlendirilmediği, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, mahkemece 4734 ve 4735 sayılı Kanun ve ihale sözleşmesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle ihale sözleşmesinin ifa edilip edilmediği, dava konusu alacakların doğup doğmadığı hususlarında içerisinde emekli Sayıştay Uzman Denetçisi de bulunan konusunda uzman, üç kişilik bilirkişi kurulundan taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece 17.01.2017 tarihli ve 2014/787 E., 2017/36 K. sayılı ilamıyla; davalı kurum tarafından açılan ihale sonucunda davalı ile dava dışı yüklenici Er-Aç Ltd. Şti. arasında makina teçhizatı alımı hususunda 27.08.2007 tarihinde sözleşme imzalandığı, dava dışı yüklenici şirketin davalı kurumdan olan alacaklarının bir kısmını davacı şirketlere temlik ettiği, bilirkişilerden alınan 20.05.2015 havale tarihli rapor ve 13.06.2016 havale tarihli ek raporda dava dışı Er-Aç Ltd. Şirketinin ihale sözleşmesinde belirtilen işleri ifa etmediği, dava konusu alacaklarının doğmadığı, Er-Aç firmasının sözleşmede belirtilen işleri ifa ettiği hususunda tefsik edici belge sunmaması nedeniyle alacağının bulunmadığının belirtildiği, bilirkişi raporları gerekçeli ve denetime elverişli görülerek temlik edilen alacaklara dayanak olan ihale sözleşmesinin ifa edilmediği, sözleşmeye dayalı alacağın gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; karara karşı asıl ve birleşen davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin verilen 07.10.2020 tarihli ve 2020/3702 E., 2020/5570 K. sayılı ilamıyla; asıl ve birleşen davacı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve bu hususun aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, alınan bilirkişi raporları ile dava dışı Er-Aç Ltd. Şirketinin ihale sözleşmesinde belirtilen işleri ifa etmediğinin, Er-Aç firmasının sözleşmesinde belirtilen işleri ifa ettiği hususunda tevsik edici belge sunamaması nedeni ile dava dışı Er-Aç Medical firmasının davalıdan 112.277 TL alacağının bulunmadığının tespit edildiği, bilirkişi raporunun sözleşme hükümleri değerlendirilerek mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olarak düzenlendiği, davalı kurum tarafından açılan ihale sonucunda davalı ile dava dışı yüklenici Er-Aç Ltd. Şti. arasında makina teçhizatı alımı hususunda 27.08.2007 tarihinde sözleşme imzalandığı, dava dışı yüklenici şirketin davalı kurumdan olan alacaklarının bir kısmını asıl ve birleşen davadaki davacılara temlik ettiği, bilirkişilerden alınan 20.05.2015 havale tarihli rapor ve 13.06.2016 havale tarihli ek rapor doğrultusunda dava dışı Er-Aç Ltd. Şirketinin ihale sözleşmesinde belirtilen işleri ifa etmediği, dava konusu temlik sözleşmesine konu alacağın olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine ve birleşen dava yönüyle ise dava takip edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

2. Mahkemece 22.07.2022 tarihli tashih kararı ile mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında yer alan asıl dava yönünden "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukat A.Ü.T uyarınca hesaplanan nispi 8.246,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınmasına, davacılara ödenmesine," şeklindeki bendinin "Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukat A.Ü.T uyarınca hesaplanan 8.246,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınmasına, davalıya ödenmesine," olarak tashihine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde asıl davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 12.09.2022 tarihli ve 2022/7253 E., 2022/8449 K. sayılı kararıyla, asıl davacı vekilinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin birleşen davanın 2. duruşmasında davalı vekilinin "Cihazların toplam bedeli 112.277,00 TL'dir. Ancak dava konusu edilen cihazın bedeli ise 69.150,00 TL'dir. Diğer cihazda sorun yoktur. O cihaz kullanılmaktadır. Ancak fatura bir kesildiği için yani ayrı ayrı fatura kesilmediği için Kurum tarafından kullanılan cihazın ücreti dahi ödenmemiştir." şeklinde beyanda bulunduğu, gerek kurum yazışmalarında, gerekse duruşmadaki beyana ve cevap dilekçelerine göre mikrosertlik cihazının teslim edilip çalıştığı hususunda bir itirazın olmadığı, davalının cevap dilekçesinde de defaatle bildirdiği hususun sadece üç ayaklı deney aletinin ihale şartlarına uygun ifa edilmediği olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sözleşme konusu mikrosertlik cihazı ile ilgili belgeler tamamlanmadığından (taşınır işlem fişi, mal kabul, muayene belgesi...) ödeme yapılamayacağı bildirilmiş ise de, bu cihaz yönünden salt belge eksikliği nedeniyle ödeme yapılmamasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, sözleşmenin ifa edildiğinin kabulünün gerektiği, mikrosertlik cihazı yönünden sözleşme hükümleri de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın asıl davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili; üç eksenli deney düzeneği ihalesine konu olan cihazın sözleşme ve şartnameye uygun teslim edilmediğini, sözleşmenin ifa edilmediğini, temlikname kapsamında ödeme yapma yükümlülüğünün olmadığını, bu hususun davacı tarafa ihtarname ile bildirildiğini ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dışı Er-Aç Ltd. Şirketi ile yapılan ihale sözleşmesi kapsamında teslim edilen cihaz bedellerinden doğan alacağın temlik edilmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "Dürüst Davranma" başlıklı 2 nci maddesi şöyledir:

"Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.

Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz."

2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 04.03.2021 tarihli ve 2021/282 E., 2021/2334 K. sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"...6100 sayılı HMK'nın 187. maddesinde; ispatın konusunun, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluştuğu ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilebileceği, herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıaların çekişmeli sayılmadığı hükme bağlanmıştır.

Yargılama usulü bakımından ikrar, açıklayan tarafından hasmının karara bağlanmasını istediği hakkın veya hukuki durumun meydana gelmesine esas olan ve hasmınca ileri sürülen maddi olayların tümünün veya bir bölümünün doğru olduğunun bildirilmiş olması demektir ( YHGK 09.11.1955 gün E:4-79 K:78; YHGK 25.06.1975 gün E.4/681 K.879 ).

Davada bir tarafça ileri sürülen bir vakıa iddiasının, mahkeme önünde karşı taraf ya da vekili tarafından ikrar edilmesiyle artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez. (HMK 188/1.m) İspatın gerekmediği bir halde ise, delilden söz edilemez. İkrar, tek taraflı bir usûlî işlem olarak, delil ikame faaliyetini ve ispat ihtiyacını ortadan kaldıran bir taraf beyanıdır.

Mahkeme içi ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve ikrarın yargılama içinde, mahkemeye karşı yapılması gerekir. Mahkeme içi ikrar, mahkeme önünde sözlü olarak yapılabileceği gibi; bir dilekçe veya layiha ile de vakıa ikrar edilebilir. Mahkeme içi ikrar, bir kesin delildir..."

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı vekilinin Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/166 Esas sayılı birleşen dava dosyasının 28.01.2010 tarihli 2 nci celsesindeki beyanına göre davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.