"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1014 E., 2022/1393 K.
DAVA TARİHİ : 18.01.2021
KARAR : Davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/34 E., 2022/211 K.
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; emekli maaşının Çiğli şubesindeki hesabına yattığını, bankadan kullandığı 2 adet ihtiyaç kredisi olduğunu, geri ödemelerde gecikme olunca bankanın otomatik olarak maaşından kesinti yaptığını, tüketici ile müzakere edilmeden, hakkında takip yapılmadan maaşından kesinti yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, 6502 sayılı Kanun'un 5 inci maddesine göre sözleşmedeki hükmün haksız şart olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; emekli maaşından davalı bankaca tahsil edilen paranın ilk aşamada 1.000 TL'sinin her bir tahsilat tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; haksız şart kabul edilebilmesi için müzakere edilmeden sözleşmeye dahil edilmesi ve hak ve yükümlülüklerde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olması unsurlarının bir arada olması gerektiğini, tüketicinin tahsis edilen krediyi almasına karşılık ödeme yapmamasına rağmen iade talebinde bulunmasının TMK'nın 2 nci maddesine göre korunmaması gerektiğini, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2899 E., 2018/420 K. ve 07.03.2018 tarihli kararında tüketici kredisi imzalanması sırasında kredi borcunun teminatı olarak banka nezdindeki emekli maaşından virman/takas/mahsup suretiyle ödeme yapılmasının tüketici tarafından kabul edildiği düzenlemesini içeren sözleşme hükümlerinin geçerli ve bağlayıcı olduğuna ve haksız şart teşkil ettiğinin kabul edilemeyeceğine dair karar verdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bankanın yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklere uygun olduğu, sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde davacının kullandığı kredilerin borcunu ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının emekli maaşındaki blokenin kaldırılması amacıyla açılan dava sonucunda İzmir 2. Tüketici Mahkemesinin 2019/566 E., 2021/599 K. sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, davalı banka tarafından davacı aleyhine başlatılan icra dosyaların celbini talep ettiğini, ancak mahkeme tarafından celp edilmediğini, kullandırılan krediye istinaden de davacının emekli maaşını teminat olarak verdiği hususlarında herhangi bir çekişme bulunmadığını, ancak davalı banka tarafından aleyhine dava konusu kredilere istinaden başlatılan İzmir 17. İcra Müdürlüğü 2019/5469 E., İzmir 11. İcra Müdürlüğü 2019/1599 E., İzmir 5. İcra Müdürlüğü 2018/16528 E. ve İzmir 15. İcra Müdürlüğü 2018/13926 E. sayılı dosyalarında icra takipleri bulunduğunu, İİK 82 nci ve 83 üncü maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 93/1 inci maddesinde açıkça icra takibi söz konusu ise icra takibinden önce emekli maaşından kesinti yapılmasına cevaz veren sözleşmelerin geçersiz olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 4721 sayılı TMK'nun 2 nci maddesinde herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağının hüküm altına alındığı, davacı tarafından davalı bankaya kredinin geri ödenmediği, taraflar arasındaki kredi kullanımına ilişkin sözleşmelerde, davacının kullandığı kredilerin geri ödemelerinin banka nezdindeki hesaptan karşılanmasını kabul ettiği, ayrıca bankanın rehin, takas, hapis ve mahsup hakkı olduğunun kararlaştırıldığı, davacının emekli maaş hesabından yapılan kesintilerin de bu kapsamda yapıldığı, davacı tarafından uzun süre ödeme yapılmadığı, tüm hesap bakiyesi üzerinde rehin, hapis, takas ve mahsup hakkı olduğu, banka tarafından bu hakkın kullanılmış olduğu, böylece davacının sözleşme ile kabul etmesi üzerine maaşından kesintiler yapıldığı, bu itibarla sözleşmenin bu hükümlerinin haksız şart kapsamında değerlendirilmesi de mümkün olmadığından, ayrıca davacının kullandığı kredilere karşılık davalı bankaya başkaca herhangi bir teminat da göstermiş olmadığı, bu hususun davalı bankanın alacağını tahsil edememe riskini doğuracağı, bu durumun ise davalı banka açısından kabul edilebilir bir durum olmadığı, dürüstlük kurallarına da aykırı olduğu, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf nedenlerini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının emekli maaşından yapılan kesintilerin iade edilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 5 inci maddesi şöyledir:
"(1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.
(2) Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.
(3) Bir sözleşme şartı önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmeyi düzenleyen, bir standart şartın münferiden müzakere edildiğini iddia ediyorsa bunu ispatla yükümlüdür. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez.
(4) Sözleşme şartlarının yazılı olması hâlinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.
(5) Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu madde hükümleri uygulanır.
(6) Bir sözleşme şartının haksızlığı; sözleşme konusu olan mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir.
(7) Sözleşme şartlarının haksızlığının takdirinde, bu şartlar açık ve anlaşılır bir dille yazılmış olmak koşuluyla, hem sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki hem de mal veya hizmetin piyasa değeri ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz.
(8) Bakanlık, genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış sözleşmelerde yer alan haksız şartların, sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri alır.
(9) Haksız şartların tespit edilmesi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile sınırlayıcı olmamak üzere haksız şart olduğu kabul edilen sözleşme şartları yönetmelikle belirlenir."
3.Değerlendirme
1. Davacı tarafından imzalanan ek taahhütnamelerde kredilere ilişkin ödemelerinin emekli maaşı hesabından virman-takas-mahsup yapılarak tahsil edilmesine muvafakat edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sözleşmeden dönmediğine göre borcu ne şekilde ödeyeceğini açıklamamıştır. Banka da bu taahhüde inanarak başka teminat istemeden davacıya kredileri kullandırmıştır.
2. Öte yandan davalı banka, kesintileri kredi sözleşmelerine istinaden yapmıştır. İcra müdürü tarafından yapılmış bir haciz de bulunmamaktadır. Bu durumda, borcun ödenmemesi üzerine bankanın, davacının maaşına bloke konulacağına dair hükmüne dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığının kabulü gerekir.
3. Hemen belirtilmelidir ki davacının bankadan aldığı kredilerin borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödememesi halinde sözleşmeler gereğince kullandırılan kredinin teminatı olarak maaşından kesinti yapılmasını kabul etmesi ve diğer teminat öngören hükümlerin sözleşmelere konulmasına rıza göstermesinin haksız şart olarak kabulü de mümkün değildir. Zira davacı yürürlükteki bu yasaları bilerek sözleşmelerin her sayfasını ayrı ayrı imzalamış olup, serbest iradesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak kredi borcu taksitlerinin emekli maaşından kesilmesi için talimat verdiğine göre artık sözleşmenin söz konusu hükmünün müzakere edilerek kararlaştırılmadığı söylenemez.
4. Ayrıca bankanın yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğu kabul edilemez. Davacının bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi zorunludur. Davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp blokenin kaldırılmasını istemesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz (TMK m.2). Tüketici haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemez, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemez, bu şekilde edimin tek taraflı geri istenmesi de hukuken himaye göremez. Aksi halde, kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkânsızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır.
5. Yukarıda açıklandığı üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.