"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/438 E., 2023/1874 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/55 E., 2023/16 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının müvekkili adına kredi çektiğini, davalının isteği üzerine bankaya teminat göstermesi için müvekkilinin Kandıra'daki fındık bahçesini 18.11.2020 tarihinde davalıya devrettiğini, 09.12.2021 tarihinde dava konusu taşınmazın 1.300.000,00 TL'ye satıldığını ve satış bedelinin davalının hesabına yattığını, müvekkiline 367.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının müvekkili adına tasarruf ettiğini iddia ettiği miktar dışında müvekkiline 581.000,00 TL bakiye borcu kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, davalı tarafından ödenmeyen bakiye bedelin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini, takibin devamını ve %20'den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili ile davacı arasında dava konusu taşınmazın satımına ilişkin sözleşme yapıldığını, 800.000,00 TL bedelin davacıya ödendiğini ve ilgili taşınmazın müvekkili adına tescil edildiğini, 2021 yılının Aralık ayında da taşınmazı 1.300.000,00 TL'ye sattığını, davacının iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini ve takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının asıl iddiasını dayandırdığı inançlı işleme dayalı devir olgusunun yazılı delil veya delil başlangıcı olması halinde tanık beyanları ile ispatlanabilecek nitelikte olduğu, inançlı işlem iddiasının ispatlanamadığı, tanık anlatımlarının hileyi ispatlamaktan çok inançlı işlem yapıldığı yönünde olduğu, tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı mevcutsa tanık dahil her türlü delille ispatı gereken inançlı işlem iddiasını ispatlayamadığı, davacının davalı tarafından aldatıldığı ve hileye uğratıldığı iddiasının da mevcut dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı, her ne kadar dilekçeler teatisi tamamlandıktan sonra davacı tarafça, ileri sürdükleri ilk iddiaların kabul görmemesi halinde gabin iddialarının bulunduğu ileri sürülerek bu husus yönünden de değerlendirilme yapılması talep edilmiş ise de, bahse konu dilekçenin bir ıslah dilekçesi olmadığı, davalı tarafça iddianın genişletilmesine de açıkça karşı konulduğundan gabin iddiasının hukuken dinlenebilir olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının müvekkilini aldattığını, müvekkilinin davalının satışın gerçek olduğunu iddiası karşısında gabin iddiasında bulunduğunu, taşınmazın 400.000,00 TL gibi bir bedelle satışının yapılmasının mümkün olmadığını, taşınmazın satış bedeli tapuda 400.000,00 TL gösterildiği halde davalının, taşınmazı 800.000,00 TL'ye satın aldığını iddia ederek aslında işlemin muvazaalı olduğunu ve gabinin varlığını itiraf ettiğini, inançlı işlem iddialarının sabit olmadığı taktirde, dava konusu olayın diğer hukuki sebepler (aldatma, aşırı yararlanma ve muvazaa) yönünden değerlendirilip karara bağlanması gerektiğini, taşınmazın 3. kişiye satışıyla birlikte davalının müvekkiline yaptığı ödemelerin, taşınmazın gerçekte davalıya ait olmadığını, müvekkilinin davalı tarafından aldatıldığını gösterdiğini, davalının, taşınmaz için hiçbir bedel ödemediğini, bu durumun davalı tarafından dolaylı olarak ikrar edildiğini ifade ederek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, inançlı işleme dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının iddiasının inançlı işleme dayalı olduğu, bu iddianın 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge ile kanıtlanması gerektiği, banka dekontları, makbuzların tek başına ispata yeterli olmadığı, taraflar arasındaki inançlı işlem sözleşmesine ilişkin yazılı delil niteliğinde dosya kapsamında herhangi bir bilgi ya da belgenin bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.