"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/237 E., 2021/364 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, arsanın rayiç değerinin tespitini ve şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini istemiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, talebe ilişkin olarak Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/237 E. sayılı dosyasında yargılama yapıldığından bahisle davaların birleştirilmesine ve 79.624,50 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2018 tarihli kararıyla; 20.08.2016 tarihinde kabul edilen 6745 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10. maddesi gereği davanın reddine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 04.04.2018 tarihli kararına karşı, süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 12.07.2018 tarihli kararıyla; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli kararıyla; hükme esas alınan, 20.08.2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10. madde, 05.04.2019 gün ve 30736 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 20.12.2018 gün, 2016/181E. ve 2018/111 K. sayılı kararı ile iptal edildiği, yargılama sırasında yürülüğe girip yine yargılama sırasında iptal edilen kanun hükmüne dayanılarak karar verilmesinin hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun düşmeyeceği, hâl böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları, özellikle davadan önce bir ödeme olgusu olup olmadığı, var ise bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususu üzerinde durularak, gerekirse konusunun uzmanı bilirkişiden rapor da alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sehven asıl dosya ile birleşen Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/274 E., 2020/52 K. sayılı dosyası hakkında hüküm kurulmadığının anlaşıldığı, HMK 305/A uyarınca ek karar verilebilmesi için bu hususta ancak tarafların talebinin olması gerektiği göz önüne alınarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmaması amacıyla bu yanlışlığa işaret edilerek açılan asıl davanın kısmen kabulü ile 1.394,48 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Asıl ve birleşen davada davacı vekili kararı temyiz etmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; taraflar arasındaki ihtilafın davadan önce ödeme yapan ve ibraname alan davalı belediyenin, bu ibranın geçerli olup olmadığına ilişkin olduğunu, incelemeye konu dosyada bir ibraname mevcut olmadığını, Mahkemenin davacının arsa bedelini isteyen dilekçesini ibra gibi yorumladığını, dava dosyasında bilirkişi raporu ile belirlenen gerçek zararın 94.000,00 TL iken asıl-birleşen davalı belediyenin ibra almadan ödediği rakamın 4.375,50 TL olduğunu ve arada 22 kat fark olduğunu, zaman aşımının dolmadığını savunarak, kararın bozularak davanın kabulünü istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. 6100 sayılı Kanun’un 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Diğer bir anlatımla, asıl ve birleşen davalar birbirinden bağımsız, müstakil davalardır. Bu nedenle, asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin de ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir.
3. 6100 sayılı Kanun’un 297 ve devamı maddeleri gereğince; bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur.
4. Somut olayda, mahkemece; asıl ve birleşen dava yönünden 6100 sayılı Kanun’un 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
5. Bozma nedenine göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
2. Beşinci bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.