"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2014/132 E., 2022/241 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkemece 21.09.2024 tarihli ek karar ile temyiz talebinin süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; davalı vekiline gerekçeli kararın 28.04.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde 07.05.2022 tarihinde UYAP ortamında oluşturulup, imzalanan temyiz dilekçesi ile kararın temyiz edildiği, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile Mahkemenin 21.09.2024 tarihli temyiz talebinin süresinde olmaması nedeniyle reddine ilişkin ek kararı kaldırılarak, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı şirkete ait hastaneden aldığı uçuşa elverişli olduğuna ilişkin sağlık raporuna dayalı olarak uçuş eğitim organizasyonu kapsamında 59.05 saatlik uçuş eğitim kursunu tamamladıktan sonra, bir başka hastanede yapılan muayenede renk körlüğü teşhisi konularak uçuş sertifikasının iptal edildiğini, uçuş okulu tarafından ödediği ücretin iade edilmediğini, okula devam ettiği döneme ilişkin 10.000 TL'na yakın giderinin bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 23.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile uçuş okulunun sözleşme gereğince alıkoyup iade etmediği 28.383,00 Euro karşılığı 95.000,00 TL, okul ücretinin ödenmesi için bankadan alınan kredi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve diğer masraflara karşılık 10.000 TL, bir yıl boyunca okula devam için yapılan yol, yemek vs. harcamalara kaşılık 10.000,00 TL, okula devam edilen bir yıl boyunca işletme fakültesi mezunu olarak mahrum kalınan gelir kaybına karşılık 24.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının bir kusurunun bulunmadığı, davacının total renk körü olduğuna ilişkin adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiği, davacının aynı zamanda sürücü belgesinin bulunduğunu, ehliyet alan bir kimsenin doğuştan renk körü olamayacağını, renk körü hastalığının ilk ve ikinci muayene arasında çıktığının kabul edilmesi gerektiğini, davalının nitelikli uzman göz doktoru istihdam ederek kendisine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, talep edilen tazminatın fahiş olduğu, davacının karşı kusuru bulunduğunu, bu sebeple tazminatta indirim yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.09.2012 tarihli kararıyla; dava dosyasının mahkemeye gönderilmesine dair talebin iki haftalık süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 27.09.2012 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 16.9.2013 tarihli ilamla; Mahkemece, davacının dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinin süresinde olduğu gözetilmek suretiyle davanın esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı şirketin vekalet sözleşmesi ile üstlenmiş olduğu iş yapma borcunun ifasında özen borcuna aykırı davrandığı, iş yapma borcunu gereği gibi ifa etmediği, bu yüzden davacının uğramış olduğu zararları tazmin etme yükümlülüğü altında olduğu gerekçesiyle; davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 95.000,00 TL kurs ücretinin 9.602,45 TL gelir kaybının kursun durdurulduğu ve zararın oluştuğu 08.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kredi, faiz ve masraflarına ilişkin yol ve yemek masraflarına ilişkin ve fazlaya dair davacı taleplerin reddine, 20.000-TL manevi tazminatın 08.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu, davacının müvekkili şirkete ait hastanede muayene tarihi olan 26.04.2010 tarihi gözetildiğinde 26.04.2015 tarihinde davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığı, uçuş okuluna giden herkesin pilot olamadığını, olayda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacının doğuştan itibaren total renk körü olması halinde trafik mevzuatı uyarınca ehliyet almasının da mümkün olmadığı ancak ehliyeti bulunduğunu, hastaneden uçuşa elverişlidir raporu aldıktan sonra göz sağlığının bozulmuş olabileceği ihitimalinin gözetilmesi gerektiğini, müterafik kusur bulunduğunu, manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, faize yönelik kararın da hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık; vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Vekâlet sözleşmesi, dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 386. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafif de olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 394. maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Borçlar Kanunu'nun 126. maddesinin dördüncü fıkrası gereğince vekalet ilişkisinden kaynaklanan talepler 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir ve tazminat taleplerinde zamanaşımı süresi zararın varlığının öğrenildiği tarih itibariyle başlar.
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, özellikle dosya içerisindeki ... Hastahanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. ... ve ... Hastahanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. ... tarafından hazırlanan raporlarda renk körlüğünün belirlendiği, 25.10.2017 tarihli Adli Tıp Raporunda davacıda kısmi renk körlüğünün olduğu ve mevcut bulgulara göre renk körlüğünün doğuştan gelen bir hastalık olduğunun belirlenmiş olmasına, dava ve ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığının anlaşılmasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Mahkemenin 21.09.2024 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439. maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcın temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun’un Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440. maddesi gereğince Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,10.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.