Logo

3. Hukuk Dairesi2024/120 E. 2024/3961 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın, müvekkili adına açtığı tazminat davasında talep etmesi gereken avans faizi yerine reeskont faizi talep etmesi ve mahkeme kararını faiz türü yönünden temyiz etmeyerek müvekkilinin zarara uğratması nedeniyle açılan tazminat davası ile avukatın haksız azil iddiasına dayalı vekalet ücretinin tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı avukatın, tazminat davasında talep etmesi gereken avans faizi yerine reeskont faizi talep etmesi ve mahkeme kararını faiz türü yönünden temyiz etmeyerek müvekkilini zarara uğratması, davacı tarafından haklı nedenle azledildiğini gösterdiğinden ve davalı avukatın hukuki sorumluluğunun bilirkişi raporunda doğru hesaplandığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/574 E., 2023/536 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 14. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2018/224 E., 2021/353 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı avukata verilen vekaletle 19.07.2002 tarihinde satın alınan piknik tüpünün hatalı olmasından kaynaklanarak patlaması sonucu sakat kalması sebebiyle Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/444 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davasının açıldığını, söz konusu davanın açılması sırasında davalı tarafından "Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutularak şimdilik 2.400,00 YTL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline.." şeklinde talepte bulunulduğunu, oysaki davada istenmesi gereken faizin avans faizi olduğunu, müvekkilinin yaptığı inceleme neticesinde 11.03.2016 tarihinde hatalı faiz talep edildiğini fark ettiğini, diğer nedenleri de belirterek aynı tarihte davalıyı azlettiğini, öyle ki davalının kararı da temyiz etmediğini ileri sürerek müvekkilinin 19.07.2002 tarihinden itibaren alacağına avans faizi yürütülmesi gerekirken yasal faiz yürütülmesi nedeniyle oluşan zararın şimdilik 10.000,00 TL'sinin avans faizi ile davalıdan tazminini talep etmiştir.

Davacı vekili 26.04.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 456.484,05 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP/KARŞI DAVA

Davalı vekili; davacı adına davanın açılığı 03.02.2003 tarihinde yasal faiz ve ticari işlerde uygulanan "reeskont" faizi uygulamasının mevcut olduğunu, tazminat davasının dava dilekçesinde talep edilenin basit/yasal faiz olmadığını, ticari faizin karşılığı olan reeskont faizin talep edildiğini, reeskont faiz oranının yasal faiz oranı olmadığını, davacının açılan dava sebebiyle, faiz oranını kapsayan ibrasının mevcut olduğunu, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2014 tarihli 2004/4 Esas sayılı dosyasında hükmedilen manevi tazminatın tahsil edilmiş ve 23.12.2014 tarihinde davacıya ödenmiş olduğunu, davacıyla bu tarihe kadar yapılan işlemler yönünden karşılıklı olarak tarafların birbirini ibra ettiğini, yapılan iş ve işlemlerin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, dolayısıyla davacının zararı ve talep edebileceği bir alacağı bulunmadığını, davacının vekalet görevi yerine getirilirken kusurlu davranıldığı, eksik faiz talep edilerek zarara uğratıldığı iddiasının yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Birleşen davasında ise; müvekkilinin usulüne uygun olarak davalının talebi doğrultusunda maddi ve manevi tazminat davası açtığını, müvekkil ile davalı arasında imzalanan 08.01.2003 tarihli ücret sözleşmesine göre masrafların davalıya ait olmak üzere dava konusu alacak ve faiz toplamının %15'inin avukatlık ücreti olarak ödenmesi konusunda tarafların anlaşmaya vardığını, davalının 11.03.2016 tarihinde müvekkilini haksız olarak azlettiğini ileri sürerek davalıya ait takip edilen dava ve icra takiplerinden doğan vekalet ücreti alacağının tahsili için şimdilik 2.000,00 TL 'nin haksız azil tarihi olan 13.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davada davalı avukat tarafından açılan Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tazminat davasında reeskont faizi uygulanmasının talep edildiği, Mahkemece verilen kararla hüküm altına alınan tazminatlara yasal faiz yürütülmesine karar verildiği, verilen karara yönelik temyiz talebinde faiz konusunda bir itirazda bulunulmadığı, davacının açtığı davada daha yüksek faiz tutarlı avans faizi talep etme imkanı varken davalının bu hususta hata yapmış olmasının davacı yönünden olumsuz bir durumun meydana gelmesine sebebiyet verdiği, Mahkeme kararını faiz türü yönünden temyiz etmeyerek davacının faiz alacağı yönünde zarara uğramasına sebep olduğu, bu durumda avans faizi talep edilmesi gerekirken bu yönde talepte bulunulmaması nedeniyle davacının Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan maddi tazminat için avans faizi üzerinden hesaplanacak tutar ile yasal faiz üzerinden hesaplanacak tutar arasındaki fark olan 501.171,80 TL'yi talep edebileceği, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak asıl dava yönünden davanın kabulüne, birleşen dava yönünden davalının davacı avukatı haklı nedenle azlettiği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-birleşen davada davacı vekili; Avukatlık Kanunu'nun 40. maddesi gereğince 1 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davacının dava tarihi itibariyle gerçek bir zararının bulunmadığını, davanın konusunu oluşturan tazminat davasının ticari dava olmadığını, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğu için mahkemece olayın ticari iş olduğu tespitinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişinin de olayın bir ticari bir iş olmadığını, haksız fiil olduğunu, davacının vekalet ücreti ödememek için kendisini haksız olarak azlettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla zamanaşımı itirazlarının göz önüne alınmadığını, azil haklı olsa bile yapıp tamamladığı işler yönünden hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tazminat davasına konu işlemin ticari iş niteliğinde bulunduğu, tazminat davasında mahkemece verilen kararın temyiz edilmesi sonucu Yargıtay bozma ilamı ile davanın haksız fiilden kaynaklanmadığının sabit olduğu, davalı avukatın kararı faiz türü yönünden temyiz etmeyerek davacının faiz zararına uğramasına sebebiyet verdiği, davalı avukatın 11.03.2016 tarihinde azledildiği dikkate alındığında dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı gerekçesiyle ve azil tarihi itibariyle davalı avukat tarafından takip edilen maddi tazminat davasının henüz kesinleşmemiş olması, azil tarihinden önce kesinleşen manevi tazminat davası yönünden davalı avukatın vekalet ücretini tahsil ettiğinin anlaşılması nedeniyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada vekalet görevinin gereği gibi yerine getirilmemesi nedeniyle avukata karşı açılan maddi tazminat, karşı davada ise haksız azil iddiasına dayalı akdi ve yasal (karşı yan) vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Avukatlık Kanunu 40 ıncı maddesi,

2. Türk Borçlar Kanunu 50 nci, 125 inci ve 506 ncı maddeleri.

3. 4489 sayılı Kanun'un 2 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Vekilin akdi sorumluluğu olan tazminat sorumluluğu, daha çok onun temel borcu olan dürüstlükle ifa borcundan doğmaktadır. Vekalet sözleşmesi sonucu itibariyle bir güven ilişkisi olduğundan vekalet konusunun yerine getirilmesinde vekile düşen başlıca yükümlülük, onu özen ve sadakatle ifa etmesidir.

Vekil genellikle üzerine aldığı işi doğruluk kurallarına uygun biçimde özenle yapmalıdır. Mesleğinin gerektirdiği uzmanlığın bütün gereklerini kullanmalıdır. Buna rağmen sonucu elde edemezse ancak o takdirde sorumluluktan kurtulmuş olur.

2. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye, zarara dayanak dava dosyasında talep edilmesi gereken faizin türü avans faizi olması gerekirken davalı avukatın reeskont faizi talep etmekle, 4489 sayılı Kanun gereğince 01.01.2000-01.05.2005 tarihleri arasında reeskont faizinin yasal faiz olarak uygulanması dolayısıyla davalı avukatın yasal faiz talep etmiş sayılmasına, mahkeme kararını faiz türü yönünden temyiz etmeyerek davacının faiz alacağı yönünden zarara uğramasına sebebiyet vermesine, davacının faiz kaybı ile davalı avukatın eylemi arasında illiyet bağının bulunması karşısında davacı tarafından davalı avukatın bu nedenle haklı nedenle azledildiğinin tespit edilmiş olmasına ve davalı avukatın hukuki sorumluluğunun hükme esas alınan bilirkişi raporunda doğru şekilde hesaplanmış olmasına ve temyiz sebeplerine göre, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.