"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/328 E., 2023/1400 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2010/1476 E. sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine süresinde itiraz edildiğini, ancak davalı tarafça itirazın kaldırılması talebinde bulunulması üzerine İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/251 E. sayılı dosyasında itirazın kaldırılmasına ve müvekkilinin %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verildiğini, takip konusu olan kira bedellerinin müvekkili tarafından süresinde ödendiğini, Ağustos 2006 ayına ait kira bedelinin ise müvekkili tarafından iki kez ödenmiş olduğunu buna rağmen icra dosyasındaki alacaktan bu ödemelerin mahsup edilmediğini ileri sürerek; müvekkilinin İstanbul 19 İcra Dairesinin 2010/1476 E. sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile aleyhinde hükmedilen icra inkar tazminatı ve işletilen yıllık faiz oranın da iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin maliki bulunduğu taşınmazda kiracı olarak bulunan davacı tarafın kira bedellerini ve aidat ücretlerini ödememesi nedeni ile hakkında icra takibi yapıldığını, davacı tarafın takibe itirazının reddine dair verilen kararın kesinleştiğini, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Davanın reddine dair 22.12.2015 tarihli kararın Dairemizin 03.04.2019 tarihli ilamıyla, kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu gerekçesiyle bozulması üzerine, Mahkemenin 04.02.2020 tarihli kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının davalıya takip tarihi itibarı ile 29.327,54 TL borçlu olduğunun belirlendiği, davacının davasında haksız olduğu, davalının alacağını geç alması ve herhangi bir zararının ispatı söz konusu olmadığından kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Dairece 18.11.2020 tarihli ilamla hükmün onanması üzerine, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş, Dairece verilen 27.04.2021 tarihli ilamla; davacı tarafça 10.11.2015 tarihinde dosyaya sunulan 19.04.2013 tarihli, ‘Makbuz ve Kısmi İbraname’ başlıklı belgede, davaya konu takip dosyası nedeniyle davacı borçludan nakit para alındığı, icra inkar tazminatı dışında takip dosyasına münhasır başkaca borç kalmadığı ve bakiye kısımların ibra edildiği yazılmak suretiyle alacaklı davalı vekili tarafından imzalandığı, işbu belgenin borcu sona erdiren nitelikte olup, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği, Mahkemece öncelikle bu belge üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 19.04.2013 tarihli ve ‘Makbuz ve Kısmi İbraname’ başlıklı belge incelenmek suretiyle, ilgili belgede icra dosya borcunun tamamen itfa edilmediği, davalı tarafça da davacının ibra edilmediği, icra inkar tazminatı alacağı yönünden alacak hakkının baki olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla davacının davalıya bakiye borcunun bulunduğu, bu nedenle de davacının davasının haksız olduğu ve reddi gerektiği, kötüniyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; aylık kira bedellerinin eksik ödendiğinden bahisle müvekkili aleyhinde başlatılan takip konusu alacağın ihtilaflı olduğunu, bu nedenle takip dosyasına yapılan itirazın haklı olduğundan müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kanuna aykırı bulunduğunu, keza sınırlı yetkili icra mahkemesince aylık kira bedeli tespitinin de hatalı olduğunu, davada talep edilenden fazla miktara hükmedildiği gibi faize ilişkin itirazları ile mükerrer ödeme iddiasının da değerlendirilmediğini, davalı tarafça verilen ibra belgesiyle asıl borcun 16.200,00 TL olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bakiye borcun bulunmadığını, eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, kira alacağının tahsili istemiyle başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.