Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1355 E. 2024/1943 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı, gecikme zammı ve cezai şart taleplerinin miktarı ve zamanaşımı ile el atmanın önlenmesi kararının kira bedelinden indirim yapılmasını gerektirip gerektirmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine tarafından kiracı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının kabulü ile kesinleşmesinden itibaren, kiraya verenin kiralananı kullanıma elverişli şekilde bulundurma yükümlülüğünü ihlal ettiği ve bu hususun temyiz aşamasında ileri sürülmemiş olması gözetilerek davacı vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava konusu taşınmazın 04.07.2003 tarihinde yapılan ihalesi ile mesire yerinin işletmeciliğini H.Sofulu Ltd. Şti.nin kazandığını, 29.07.2003 tarihinde ihale sözleşmesi ve şartnamesinin imzalandığını, 21.10.2003 tarihinde bu şirketin bütün hisselerinin davalı şirket tarafından satın alınması nedeniyle 10.03.2004 tarihinde 2004 yılına ait ek sözleşme imzalandığını, 2004 yılına ait işletme bedelinin 1. taksitinin ilgili hesaba yatırıldığını ancak 2. ve 3. taksitlerin yatırılmaması nedeniyle sözleşme hükümlerine aykırı hareket edildiği hususunda idarece yazılan yazı ve ihbarların sonucu değiştirmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, akabinde açılan tahliye davasının kabul edilmesi üzerine tahliye kararının infazı için takip yapıldığını, sözleşme hükümleri doğrultusunda ÜFE oranları dikkate alınarak işletme bedellerinin güncellendiğini, davalının tahliye kararına rağmen kiralananı teslim etmemesi nedeniyle sözleşmede belirtilen cezai şartın ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; 2006 yılı işletme bedeli 259.668,23 TL, 2007 yılı işletme bedeli 289.737,78 TL, 2008 yılı işletme bedeli 306.948,15 TL, 2009 yılı işletme bedeli 331.841,63 TL ve 2010 yılı 134 günlük işletme bedeli 129.050,04 TL olmak üzere toplam 1.317.245,83 TL’nin ve işletme bedeli tutarlarına vade tarihinden itibaren hesaplanacak gecikme zammının, ayrıca 25.05.2010 tarihinden itibaren sözleşme hükümlerine göre aylık kira bedelinin bir günlüğünün 50 katı olan 16.949.856,00 TL’nin cezai şart olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, kira sözleşmesinin feshinde davacının kusurlu olduğunu, davacı idarenin kusuru nedeniyle sözleşmenin feshi ve tazminat istemlerine ilişkin Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtıkları 2010/136 E. sayılı davanın halen derdest olduğunu, sözleşme gereği müvekkiline teslim edilmesi gereken alanın 12.465 m²'lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, bu alana yapılan müdahalenin menine karar verildiğini, sözleşmenin başlangıcından itibaren kira bedellerini sözleşmeye uygun olarak ödediğini ancak 2004 yılında taşınmazın eksik teslim edildiğinin belirlendiğini, davacı Bakanlığın ise sözleşme konusu arsadaki eksikliği hiç dikkate almadığını ve tam kira bedeli ödenmesini istediğini, davacı Bakanlığın sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmeden sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2010/136 E. sayılı davanın açılması ile birlikte müvekkilinin taşınmazı tahliye ve teslim ettiğini, taşınmazı işletmediğini ve fiili tasarrufta bulunmadığını, dolayısıyla davacının taşınmazın tahliye edilmediği yönündeki iddiasının yerinde olmadığını, iki tarafın fesih iradesi karşılıklı olduğundan davacının kira bedeli ve tazminat istemlerinin yasal dayanağının bulanmadığını, hesaplamalar yapılırken kiralananın alanına isabet eden kira bedelinin tespit edilmesini, ayrıca istenilen tazminat miktarlarının da fahiş olup indirim yapılması gerektiğini, her ne kadar taşınmaz tahliye edilerek teslim edilmiş ise de davacının bu güne kadar tahliye ile ilgili işlemlerinde gecikmiş olmasında kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

1. Davanın açıldığı Menderes Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20.03.2012 tarihli ve 2011/383 E., 2012/152 K. sayılı yetkisizlik kararı, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 31.10.2013 tarihli ve 2013/12364 E,. 2013/14591 K. sayılı kararıyla onanmıştır.

2. Yetkisizlik kararının kesinleşmesi ile dosyanın gönderildiği Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı Bakanlığa ait orman içi dinlenme yerinin işletilmesi için açılan ihaleyi kazanan dava dışı H.Sofulu İnşaat Şirketi ile davacı arasında kira sözleşmesi imzalandığı, daha sonra davalı şirketin sözleşmeyi imzalayan şirkete ait tüm hisseleri satın aldığı ve yapılan sözleşmeyi kabul ettiğini davacı idareye bildirdiği, davacı idare ile davalı arasında sözleşme tanzim edildiği, sözleşme uyarınca kira bedelleri ödenmediğinden davalı hakkında açılan tahliye davasının kabulüne dair verilen kararın Yargıtay tarafından onandığı, buna istinaden sözleşmenin feshedildiği ancak davacı tarafından taşınmazın tahliye edilerek teslim edilmediği, bu nedenle 2006 yılından 2010 yılına kadar olan işletme bedeli ile sözleşmeye göre hesaplanacak gecikme zammı ve cezai şartın tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı, davalı süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğundan bu hususun değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 126 ncı maddesinin birinci bendine göre kira sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan dava tarihi olan 18.05.2011 tarihinden geriye doğru 5 yıl hesaplandığında 2006 yılının 1. ve 2. taksitlerine yönelik talebin zamanaşımına uğradığı, ayrıca dava konusu sözleşme kapsamında davalıya kiralanan ve teslim edilen taşınmaz 17.133 m² olduğu halde daha sonra Hazine tarafından açılan dava sonucunda kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımdan davalının müdahalesinin menine karar verildiği, bu durumda bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalının sözleşme kapsamındaki alanın %34,28'ini kullanamadığı anlaşıldığından bu oranda indirim yapılması gerektiği, her ne kadar davacı sözleşmede düzenlenen cezai şartı talep etmiş ise de kesinleşen tahliye kararına rağmen icra takibi yaparak davalıyı tahliye etmeyen davacının zararın doğmasına ve artmasına sebep olduğu için sözleşmedeki cezai şartı Borçlar Kanunu'nun 52 nci maddesi uyarınca talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 809.469,41 TL işletme bedeli, 583.677,90 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.393.147,31 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, işletme bedeli ve gecikme faizinin fazlaya ilişkin kısmı ile ceza şartı bedelinin tamamına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 17.07.2023 tarihli ve 2023/432 E., 2023/2164 K. sayılı kararıyla Mahkemece; kiracı hakkında verilen el atmanın önlenmesi kararının kesinleşmesinden itibaren kira bedelinden indirim yapılabileceği hususunun gözetilmesi, yine davalı kiracının sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinden sorumlu olduğu kabul edilerek, davalının cezai şartın fahiş olduğu ve indirim yapılması gerektiği yönündeki savunması üzerinde durulması, dava tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, ayrıca dava dilekçesinde 2010 yılı için 134 günlük kira bedeli talep edildiği halde 127 günlük kira bedeline hükmedilmesinin gerekçesine kararda yer verilmemiş olmasının da doğru olmadığı belirtmiş, kabule göre de; davacının talebini aşar şekilde belirlenen kira bedellerinin esas alınmasının doğru olmadığı açıklanarak, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacı vekili; davalının el atmanın önlenmesi kararına kendi kusuruyla sebep olması nedeniyle kararın kesinleşmesinden itibaren kira bedelinden indirim yapılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, idarenin kiralananı kullanıma elverişli şekilde bulundurma yükümlülüğünü ihlal ettiğinden söz edilemeyeceğini, 17.133 m² olarak belirtilen dava konusu alanın tamamının inşaat yapımında kullanılmasının mümkün olmadığını, kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, her ne kadar Mahkemece zamanaşımının dava tarihi itibariyle sona erdiği belirtilmiş ise de, Mahkemece zamanaşımını kesen sebepler konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek; Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (818 sayılı Kanun) 158, 249, 250 inci maddeleri,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Somut uyuşmazlıkta; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle dava dışı Hazine tarafından davalı kiracı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasında, davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiği tarih itibariyle, davacı kiraya verenin, kiralananı kullanıma elverişli şekilde bulundurma yükümlüğününün ihlalinin gündeme geleceği ve temyiz aşamasında ileri sürülmeyen hususların karar düzeltme aşamasında ileri sürülemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle; Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE, Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.