"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1292 E., 2023/1568 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/180 E., 2023/232 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin tarımsal üretim ve satış işiyle uğraştığını, 4220 sıra nolu müstahsil makbuzundan anlaşılacağı üzere ürettiği patatesleri 20.09.2018 tarihinde 1.017.769,52 TL karşılığında davalı şirkete 1.556,000 kg olarak sattığını, patatesleri davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin satış bedelinin 650.000,00 TL'lik bakiye kısmını ödemediğini, alacağının tahsili için davalı hakkında Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2018/12536 E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının, müvekkili adına 2017-2018 sezonunu kapsayacak şekilde patates ekimi yaptığını, tohum, gübre, ilaç, alet edevat, nakliye ve ürünün hasatı gibi üretim ve biçim için gerekli her türlü araç gereçleri teslim ettiğini, hasat zamanı ise üretilen patatesleri yine kendilerinden ücreti karşılığında satın aldığını, güven esasına dayalı olarak sözlü şekilde patates üretim sözleşmesi yaptıklarını, kimse ile bir pürüz yaşanmadığını, davalı şirketin davacıya borcu bulunmadığını, tüm ödemelerin yapıldığını savunarak davanın reddini, alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2019 tarihli kararıyla; Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli kararıyla, davanın kısmen kabulüne Konya 13. İcra Müdürlüğünün 2018/12536 E. sayılı takip dosyasında takibin kısmen iptali ile takibin 506.386,86 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2023 tarihli kararı ile, davacıya yemin delili hatırlatılması ve yemin deliline dayanması halinde davacının kabulünde olan ancak ticari defterlerinde dava dışı yetkilisi ve sahibi olduğu ... LTD. ŞTİ.'nin davalıdan olan alacağından mahsup ettiği banka havalesi ile gönderilen tutarlar ve çek ödemesi yönünden dava konusu borç için ödeme yapılacağı hususunda anlaştıklarına, şirkete olan borçtan mahsup edilmeyeceğine, gübre ve ilaç bedellerine ilişkin faturalardaki ürünlerin davacıya faturadaki bedeller karşılığında verildiğine, nakliye ve hasat bedelinin sözleşme bedeline dahil olmadığına ve faturadaki bedeller üzerinden ayrıca ödeme yapılacağının anlaşıldığına ve elden yapılan ödemelerle birlikte davacıya müstahsil makbuzundaki miktarın tamamının ödendiğine ve takibe konu 650.000,00 TL yönünden borçlu olunmadığına ilişkin davalı tarafa yemin teklif edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafa yemin teklif edip etmeyecekleri hususunda beyanda bulunması, yemin teklif edilecek ise yemin metnini hazırlayıp sunmaları için iki haftalık süre verilmesine rağmen, davacı tarafça yemin teklifinde bulunulmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mevcut delillerin takdirinin ve kararın dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Daire Başkanı tarafından karara muhalefet şerhi konulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı vekilinin 12.02.2019 tarihli cevap dilekçesinin 3. sayfasında bileşik ikrarda bulunarak borcun varlığını kabul ettiğini, davalının icra takibine konu müstahsil makbuzunda belirtilen alacağın bir kısmını elden, bir kısmını bankadan havale yoluyla, bir kısmını mal ve hizmet vererek ödediğini söyleyerek yapılan ödemeleri ayrıntılı bir şekilde tarihlerini belirterek açıkladığını, böylelikle ispat yükünün davalıya geçtiğini, yapılan bilirkişi incelemesi dinlenen tanıkların beyanından davalının cevap dilekçesinde iddia ettiği şekilde bir ödemenin olmadığının açıkça ortaya çıktığını, davalının her ne kadar ödemeyi yaptığını iddia etse de davanın karar çıkmasından sonra dahi aracılar göndererek daha düşük bir bedelle dosyayı kapatmak istediğini, hatta Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra da yine aracılar göndererek yine düşük bir rakama borcunu kapatmak istediğini, bu hususun davalının ödeme iddiasının gerçeği yansıtmadığını açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilinin firesi düşüldükten sonra 1.556.000 kg net patatesi 20.09.2018 tarihinde müstahsil makbuzunda anlaşılacağı üzere 1.017769,52 TL bedelle davalıya sattığını, bu hususu tanıkların da doğruladığını, fire faturasının hiç bir hukuki dayanağının olmadığını, ayrıca dava dışı .... Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin sahibi olduğunu, bu şirket tarafından da ayrıca davalıya 509.856,42 TL değerinde patates ürünü satıldığını, davalının ödediğini iddia ettiği paraların şirkete olan borcu için yapılmış olduğunun ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, hasat ve nakliye bedelinin de davalı tarafından karşılanması konusunda anlaşıldığını, tanıklarında bu hususu beyan ettiklerini, davalının ödemeye mahsuben ilaç ve gübre verdiği iddialarının doğru olmadığını, davalının bu hususta yazılı bir belge yada teslim tutanağı sunmadığını, davacının ilaç ve gübre bedelini piyasadan temin ettiğini, davalıdan almadığını, tohum faturası ve fiyat farkı faturası dışında müstahsil makbuzuna istinaden her hangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, patates üretim ve satım sözleşmesinden kaynaklanan satış bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Müstahsil makbuzu" başlıklı 235. maddesinde "Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalıyarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecburdurlar. Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya mutavassıt tarafından alındığı takdirde makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur.
Çiftçiden avans üzerine yapılan mubayaalarda, makbuz, malın teslimi sırasında verilir.
Müstahsil makbuzunun tüccar vaya alıcı çiftçi nezdinde kalan nüshası fatura yerine geçer.
Müstahsil makbuzunda en az aşağıda yazılı bilgiler bulunur: 1. Makbuzun tarihi; 2. (Değişik: 30/12/1980-2365/38 md.) Malı satın alan tüccar veya çiftçinin soyadı, adı, unvanı ve adresi; 3. Malı satan çiftçinin soyadı, adı ve ikametgahı adresi; 4. Satın alınan malın cinsi, miktarı ve bedeli. Bu maddede yazılı makbuzlar hiçbir resim ve harca tabi değildir. (Ek: 30/12/1980-2365/38 md.) Müstahsil makbuzları seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir.Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalıyarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecburdurlar. Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya mutavassıt tarafından alındığı takdirde makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur. Çiftçiden avans üzerine yapılan mubayaalarda, makbuz, malın teslimi sırasında verilir. Müstahsil makbuzunun tüccar vaya alıcı çiftçi nezdinde kalan nüshası fatura yerine geçer. Müstahsil makbuzunda en az aşağıda yazılı bilgiler bulunur:
1. Makbuzun tarihi;
2. (Değişik: 30/12/1980-2365/38 md.) Malı satın alan tüccar veya çiftçinin soyadı, adı, unvanı ve adresi;
3. Malı satan çiftçinin soyadı, adı ve ikametgahı adresi;
4. Satın alınan malın cinsi, miktarı ve bedeli.
Bu maddede yazılı makbuzlar hiçbir resim ve harca tabi değildir. (Ek: 30/12/1980-2365/38 md.)
Müstahsil makbuzları seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. " şeklinde düzenlenmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen ve imzası inkar edilmeyen müstahsil makbuzunda her iki tarafın da imzası bulunmakta olup ayrıca ödenecek olan tutar gösterilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 235. maddesi uyarınca, müstahsil makbuzunun müstahsil tarafından imzalanmış olması makbuzdaki bedelin ödendiğine karine ise de, müstahsil makbuzunda ödenen değil "ödenecek tutar" gösterilmiş olup, ayrıca bu karinenin aksi her zaman ispat edilebilir. Davacı taraf müstahsil makbuzunun altını imzalamış ise de, davalı vekilinin ödemeleri elden, banka yoluyla havale ile, faturalara karşılık ve çekle yapmış olduğunu ileri sürerek borcu bulunmadığı yönündeki beyanları dikkate alındığında, müstahsil makbuzu tarihinde borcun ödenmediği, ödeme iddiasında bulunan davalının bu iddiasını ispat etmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 16.03.2023 tarihli kararında ispat yükünün davacıya ait olduğu ve davacıya yemin delilinin hatırlatılması yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda ispat yükünün hangi tarafa ait olduğu hususunun hatalı değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca; borcun ödendiğine dair ispat yükü davalı üzerinde olduğundan, ödemelerin yapılıp yapılmadığı Mahkemece değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma sebebine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.