Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1379 E. 2025/349 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma sonrası davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptali ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Menfi tespit davasında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu, davalı alacaklının borç iddiasını ispatlayamadığı ve davalının takip başlatırken kötü niyetli olduğunun da ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davacının borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1996 E., 2023/2280 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/216 E., 2022/27 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili ile davalının anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilinin 08.06.2020 tarihinde Antalya'da bulunan adresinden evlenmek için Batman'a gitmek üzere ayrıldığını, Batman'da dava dışı ... ile dini nikah kıyarak beraber yaşamaya başladıklarını, davalının müvekkiline "ben sana evin tapusunu başkasıyla evlen diye vermedim, evin tapusunu üzerime veya çocuklarının üzerine geçir" şeklinde tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, müşterek çocuk Abdusamet'in müvekkiline ait evin anahtarını kırıp yerleştiğini, müvekkilinin 10.12.2020 tarihine ikametini Kozluk/Batman adresine taşıdığını, müvekkilinin 25.03.2021 tarihinde e devlet sisteminde davalıca kötü niyetli hileli, belgeye dayanmayan haksız icra takibi başlatıldığını gördüğünü, takibin müvekkilinin evlenmek için Batman'a gittiği döneme denk getirildiğini, borca itiraz ettiğini, müvekkilinin Batman'da olmasına karşın oğlu Abdusamet Tekdemir'in 26.11.2020 tarihinde annem çarşıda yalanı söyleyerek tebligatı aldığını, bu nedenlerle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, Antalya Gayrimenkul Satış Dairesi 2021/7 Esas sayılı takibin iptalini, müvekkilinin uğradığı zarara karşılık takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilinin ilamdan kaynaklanan 80.000,00-TL tazminat borcuna istinaden ilam alacaklısı davacıya 20.000,00 TL ödeme yaptığını, davacının 140 cumhuriyet altını karşılığında 60.000,00 TL tazminat alacağından vazgeçmeyi ve boşanma protokolü ile verilen taşınmazını müvekkiline satmayı kabul ettiğini, müvekkilinin 140 cumhuriyet altınını oğlu Suat aracılığı ile davacıya gönderdiğini, davacının devri yapmadan Batman'a sevgilisinin yanına kaçtığını, bunun üzerine davacı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi 2020/150884 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, borcun sebebinin elden verilen 140 cumhuriyet altını karşılığı 360.000,00 TL'nin iadesi gösterildiğini, ödeme emrinin TK 21/2 maddesine göre yapıldığını, kesinleştiğini, mağdur edilenin müvekkilinin olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, İİK 72 vd. gereğince tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne, satış dosyasında davacının davalıya borcunun bulunmadığının tespitine, Antalya Gayrimenkul Satış Dairesi 2021/7 esas sayılı takip dosyasının iptaline , kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; gerekçenin düzeltilip esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne davacının takip dosyası ve satış dosyası dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1-Davacı vekili; kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu sebeple usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2-Davalı vekili; davacı tarafın Antalya Genel İcra Dairesinin 2020/150884 Esas sayılı takip dosyası ile ilgili herhangi bir talebi sözkonusu olmadan taleple bağlılık ilkesi aşılarak karar verildiğini, ispat yükünün davacı borçluda olduğunu, davacının borçlu olmadığını ispat edemediğini, tanık beyanlarında çelişki sayılıp hükme esas alınmamasının hatalı olduğunu, çelişki sayılan tek hususun altınların nerede verildiği noktasında olduğunu, bu sebeplerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, borç karşılığı verildiği iddia edilen altınların bedelinin tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereği; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ''ispat yükü'' başlıklı 190. maddesinin birinci fıkrası; ''İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.''

6100 sayılı Kanun'un 200. maddesinin birinci fıkrası; ''Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle iki bin beş yüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.'' şeklindedir.

Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6).

İİK'nun 72.maddesinde açılan menfi tespit davası sonucu verilecek hükmün niteliği belirtilmiş olup, icra takibinin iptaline hangi hallerde karar verileceği aynı yasanın 71.maddesinde açıklanmıştır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle menfi tespit davasında ispat yükü üzerine düşen davalı/alacaklının iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla, davalı vekilinin ve davalının takip başlatmakta kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle de davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.