"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/911 E., 2022/680 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/10 E., 2018/596 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin kefil olarak dava dışı Y.K.'nın davalıya olan borcu için kredi kartlarından toplam 110.000,00 TL ödeme yaptığını, ancak aralarındaki kefalete ilişkin protokolün tarihsiz olması, el yazısı ile düzenlenmemiş olması ve eşinin rızasının bulunmaması nedeniyle kanuni şartları taşımadığından geçersiz olduğunu, müvekkilinin bunu bilmeden ödeme yaptığını, bu nedenle ödediği miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmesi gerektiğini, cevaba cevap dilekçesi ile de davalının cevabında dayandığı ve fotokopisini ibraz ettiği 28.12.215 tarihli "Müteselsil Kefalet Senedi"'nde kendisinin ve eşinin imzasının bulunmadığını ileri sürerek 110.000,00 TL'nin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan ödeme talebi olmadan davacının 05.04.2017 tarihinde gelerek dava dışı müvekkilinin bayii olan Y.K.'nın borcunu ödediğini, kredi kartıyla ödeme yapılması nedeniyle ödemenin muhasebeleştirilebilmesi amacıyla borcun üstlenilmesine dair bahse konu protokolün hazırlandığını, öte yandan davacının 28.12.2015 tarihli müteselsil kefalet senedini imzaladığını, eşinin de rızasına ilişkin imzasının bulunduğunu, ödeme yaptıktan sonra geçersizliği ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararıyla, davacının davalının talebi olmadan kefil sıfatıyla yaptığı ödemeler için kefil olunana rücu edebileceği, kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürek ödediğini davalıdan geri istemesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının davalının fotokopisini sunduğu kefaletteki imzaya itiraz etmesi ve davalının da senedin aslını verilen sürede sunamaması nedeniyle davacının dayandığı protokole göre iddia ve savunmaların değerlendirilmesi gerektiği, "Protokol" başlıklı belgede "... (Y.K.)'ya bayilik ilişkisinin teminatı için ... (...) müteselsil kefil olmuş ve (Y.K.)'nın borcunu kendi isteği ile 110.000.-TL'yi üstlenmiştir" şeklindeki ifade nedeniyle belgenin borcun üstlenilmesine ilişkin olup kefalet olarak değerlendirilemeyeceğini, üstlenilen borcun ödenmiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak iade talep edilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili süresi içinde kararı temyiz etmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, iddialarını tekrar ederek, Protokol başlıklı belgenin kefalet şartlarını içermediğini, (tarih el yazası, eş rızası), davalının ödeme yapılmazsa işlem yapacaklarını arayarak söylemesi üzerine müvekkilinin geçersizliği ,yani borçlu olmadığını, bilmeden ödeme yaptığını, bu nedenle talebinde haklı olduğunu, protokolün borcun üstlenilmesi sözleşmesi olarak kabul edilse bile protokolün karşılıklı edim içerdiğini ve davalının kendi edimini (çek,rehin vs teminatların teslimi) yerine getirmemiş olması nedeniyle yine sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen bedeli geri isteyebileceğini, ihtarnamenin dönme iradesi olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki Protokolün kefalet sözleşmesi niteliğinde olup olmadığı, kefalet ise davacının şekle aykırılığı ileri sürerek kefil olarak ödediği miktarı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyip isteyemeyeceğine İlişkindir.
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye, taraflar arasındaki "Protokol" başlıklı sözleşmenin, davacının dava dışı üçüncü kişinin borcunu üstlenerek davalıya toplam 110.000,00 TL ödeme yaptığının yazılı olması nedeniyle borcun dış üstlenmesi niteliğinde oluğunun bu nedenle kefaletin geçersizliği iddiasına dayanarak ödenen bedelin geri istenemeyeceğinin anlaşılmasına ve davalının sözleşmedeki teminatların iadesi edimini ifa etmediği yönündeki iddianın dilekçeler aşamasında ileri sürülmemiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.