Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1422 E. 2025/481 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin, dava dışı şirketin vergi borcundan dolayı davacı şirkete 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca gönderdiği haciz ihbarnamesine istinaden yapılan takiplerin iptali ve davacı şirketin davalı idareye borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, dava dışı borçlu şirkete haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle sınırlı bir miktarda borçlu olduğunun bilirkişi raporlarıyla tespit edilmesi ve davacı şirketin bu miktar dışında davalı idareye borçlu olmadığının anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulü ile davacı şirketin davalı idareye belirlenen miktar dışında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, bu karar davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1742 E., 2023/1974 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/18 E., 2019/302 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; dava dışı ... Turizm Seyahat ve Otobüs İşletmeciliği Tic. Ltd. Şti. nin bir kısım vergi borçları sebebiyle davalı İdare tarafından müvekkili şirkete 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun (6183 sayılı Kanun) 79. maddesine göre 22.06.2016 tarihli ve 4.208.935,94 TL tutarında haciz bildirisi gönderildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin o tarihlerde il dışında olduğundan 28.06.2016 tarihli tebliğ olunan haciz bildirisine yasal 7 günlük itiraz süresinin kaçırıldığını, 6183 sayılı Kanunun 79/3 maddesine göre haciz bildirisinde belirtilen mal yedinde ve borç zimmetinden sayılarak haciz bildirisi ve borcun kesinleştiğini, söz konusu haciz bildirisine süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine bu defa davalı İdare tarafından 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca dava dışı şirketin vergi borçlarından dolayı müvekkili şirkete ayrıca gecikme zammı alınacağını bildirir toplam 4.209.189,89 TL miktarlı 7 ayrı takipten dolayı 7 adet ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafından gönderilen haciz bildiriminin zorunlu yasal şartları taşımayıp geçersiz olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile davalı İdare tarafından gönderilen haciz bildirimi yasal şartları taşımadığından dava konusu takiplerin ve ödeme emirlerinin iptali ile müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı İdare tarafından gönderilen haciz bildiriminin tebliğ edildiği 28.06.2016 tarihinde dava dışı asıl borçlu şirkete 63.790,24 TL borçlu olduğundan davalı İdare tarafından açılan takiplerden dolayı gönderilen takiplerin ve ödeme emirlerinin iptali ile davalıya 4.145.399,65 TL borçlu olmadığının tespitine, dosyaya sundukları belgelerden müvekkili şirketin 28.06.2016 tarihinde dava dışı asıl borçlu şirkete sadece 63.790,24 TL borcu bulunduğu ve bu miktarın da 4.500,00 TL'sinin de ödendiği gözetilerek müvekkili şirketin bakiye borç miktarı olan 59.290,24 TL' den sorumlu tutulabileceğine, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkili İdarenin vergi mükellefi olan dava dışı şirketin ödenmemiş vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca davacı şirket hakkında düzenlenen haciz bildirisine süresinde cevap vermediği için ödeme emirleri düzenlenerek haciz uygulandığını, müvekkili İdare tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı İdare tarafından dava dışı şirketin vergi borçlarından ötürü davacı şirket hakkında 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince 22.06.2016 tarihli ve 4.208.935,94 TL miktarlı haciz bildirgesi düzenlendiği, bu haciz bildirgesinin 28.06.2016 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi içerisinde bildiriye itiraz edilmemesi üzerine davalı İdare tarafından her biri 24.08.2016 tarihli olan 7 adet toplam 4.209.189,89 TL bedelli ödeme emrinin 24.08.2016 tarihinde tebliğe çıkartıldığı, söz konusu bu ödeme emirlerinin 01.09.2016 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından ödeme emirlerine 06.09.2016 tarihli dilekçe ile yapılan itirazın ise kabul edilmeyerek takibe devam olunduğu ve 15.12.2016 tarihinde tatbik edilen fiili haciz neticesinde davacı şirketin, davalı İdareye 4.800,00 TL ödeme yaptığı, menfi tespit talepli bu davanın 6183 sayılı Kanun'un 79/4 maddesi gereğince bir yıllık süresi içerisinde açıldığı, dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere; davacı şirketin davalı İdare borçlusu şirkete haciz bildirgesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle sadece 63.790,24 TL borcunun bulunduğu, bu durumda ödeme emirlerinin toplamı olan 4.209.189,89 TL'den borçlu olunan 63.790,24 TL'nin düşülmesi neticesinde kalan 4.145.399,65 TL borç bakımından davacı şirketin, davalı İdareye ve asıl Kurum borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı, ancak davanın açılmasına davacı şirket haciz bildirisine itiraz etmeyerek kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinden lehine nispi vekalet ücreti takdirinin hakkaniyete uygun olmayacağı, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı İdare tarafından, 6183 sayılı Kanun gereği başlatılan her biri 24.08.2016 tarihli dava konusu icra takipleri nedeniyle haciz ihbarname tebliğ tarihi olan 28.06.2016 tarihi itibariyle davacı şirketin 4.145.399,65 TL borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın talep ettiği %20 kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtiline kararıyla; davacının davalı İdareye ve dava dışı Kurum borçlusuna haciz bildirgesinin tebliğ tarihi olan 28.06.2016 tarihi itibariyle sadece 63.790,71 TL borçlu olduğu hususunun denetime elverişli bilirkişi kök ve ek raporları ile tespit edildiği, ancak uyuşmazlığın 6183 sayılı Kanunun 79. maddesine dayalı olduğu nazara alındığında, davacının haciz bildirisine süresi içerisinde itiraz etmediği sabit olup bu durumun Mahkemenin de kabulünde olduğu, bu durumda davacının davanın açılmasına kendisinin sebebiyet verdiği gözetilerek yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı yararına herhangi bir vekalet ücreti takdir edilmemesi gerekirken yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacı taraf yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden, davanın kabulü ile davalı İdare tarafından, davacı şirket aleyhine 6183 sayılı Kanun gereği başlatılan her biri 24.08.2016 tarihli dava konusu icra takipleri nedeniyle haciz ihbarname tebliğ tarihi olan 28.06.2016 tarihi itibariyle davacı şirketin davalı idareye 4.145.399,65 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının %20 kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davacının dava açılmasına neden olduğu gözetilerek davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı İdare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı İdare vekili; davacının Vergi Dairesine borçlu olmadığı miktarların hatalı tespit edildiğini, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, istinafta duruşma yapılmadığı gerekçesiyle lehlerine karşı vekalet ücretine hükmedilmemesinin de Avukatlık Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununa aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.

Temyiz edenin sıfatı gözetilerek yapılan incelemede, yargılama sırasında alınan bilirkişi kök ve ek raporları ile davacı şirketin dava dışı borçlu şirkete haciz bildirgesinin tebliğ tarihi olan 28.06.2016 tarihi itibariyle sadece 63.790,71 TL borçlu olduğu hususunun belirlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.