"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2740 E., 2024/479 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/365 E., 2023/290 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle: kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin davalının ... isimli internet sitesi üzerinden 340.000,00TL bedelle satışa sunduğu Volkswagen Polo marka, 2017 model, 1.2 TSI BMT Tiptronic Comfortline özellikteki boyalı ya da değişen parçası olmadığı belirtilen aracı satın almak için 25.04.2022 tarihinde saat 03.12’de 1.000,00TL kaparo/bağlanma parası ödediğini, kaparonun ödenmesiyle davalının belirtilen özelliklerde aracı satma borcu altına girdiğini ancak müvekkilinin aynı gün aracı teslim almak için gittiğinde aracın sağ arka kapısının ve ön arka tamponunun boyalı olduğunu aracın hasarlı olup TRAMER kaydı bulunduğunu öğrendiğini, davalının dürüstlük kuralına aykırı davranarak internet sitesinde yanıltıcı beyanda bulunduğu için sözleşme öncesi sorumluluk kapsamında müvekkilinin uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin belirtilen özeliklere sahip aracı alacağına inandırıldığından bu süre zarfında emsal nitelikteki başka bir aracı satın alma fırsatını kaybettiğini, benzer nitelikteki araçların 365.000 TL ile 370.000 TL arasında değişen fiyatlarla satıldığını, bununla birlikte geçen zamanla ikinci el araç fiyatlarının hızla artış gösterdiğini ileri sürerek müvekkilinin uğradığı zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 04.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
II. CEVAP
Davalı vekili, davacıya satış vaat edilmediğini, rezervasyonun amacının aracı incelemek olduğunu, davacının zararının mevcut olmadığını, rezervasyon bedelinin de kendisine iade edildiğini, varsayıma dayalı olarak zarar talep edilemeyeceğini, davacının başka bir otomobil almadığını, menfi zarar talep edebilmesi için davacının ancak sözleşme kurulacağına olan inanç ile başka bir fırsatı kaçırmış ve daha yüksek bedelle başka bir aracı satın almış olması (kar mahrumiyeti) gerektiğini, davacının rezervasyon saati ile aracı görmeye geldiği saat arasında bir günden az bir zaman olduğunu, bu nedenle davacının herhangi bir fırsatı kaçırdığından söz edilemeeceğini, davacının araba fiyatları arasındaki farkı hesaplayabileceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayılı belirtilen kararıyla somut olayda; taraflar arasında geçerli olarak yapılmış bir araç satış sözleşmesinin bulunmadığı, rezervasyon bedeli dışında sözleşmeye olan inanç ile yapıldığı iddia edilen başkaca herhangi bir masrafın bulunduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, geçersiz sözleşmelerdeki edimlerin ifasının istenilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile geçersiz sözleşmeye dayalı olarak menfi ve müspet zararların talep edilemeyeceği gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteğinde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
Davacı vekili, iddialarını tekrar ederek, hem İlk Derece hem de Bölge Adliye Mahkemesinin davalının yanıltıcı beyanda bulunması nedeniyle sözleşme öncesi sorumluluk kapsamında uğranılan zararı gidermekle yükümlü olduğu yönündeki iddialarına ilişkin bir değerlendirme yapmadığını, müvekkilinin emsal nitelikte başka bir aracı satın alma fırsatını kaybettiğini, davalının dürüstlük kuralına aykırı davranarak müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğundan sorumlu tutulması gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.Düzeltme nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.Sözleşme görüşmelerinde taraflar, birbirlerine karşı özen göstermek, sözleşmenin kurulması ya da koşulları ile ilgili kararını etkileyecek konular hakkında doğru bilgi vermek, açıklamada bulunmak ve birbirlerinin mal ve şahıs varlıklarına zarar vermemek gibi birtakım yükümlülükleri haizdirler. Bu yükümlülüklerin temeli dürüstlük kuralına dayanır.
Aldatıcı davranışlarla karşı tarafta sözleşmenin kurulacağı ümidi oluşturanın sözleşmenin kurulmaması sebebiyle karşı tarafın uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiği kabul edilmektedir. Bu zarar, menfi zarar olup, sözleşmenin kurulacağına dair duyulan güvenle yapılan masraflar olabileceği gibi sözleşmenin ifa edileceğine inanılarak başka bir sözleşme yapma fırsatının kaçırılması nedeniyle uğranılan zarar da olabilir (Yrg. (kapatılan) 13. HD, 27.02.1995, 1995/1133E., 1995/1891K)
Dosyanın incelenmesiyle, davalının ilanında, araç fiyatının 340.000 TL olduğu, değişen parçasının ve boyasının bulunmadığının belirtildiği, davacının 25.04.2022 tarihinde rezervasyon bedeli yatırdığı aynı gün aracı inceleyerek aracın boyalı ve hasarlı olduğunu fark edince satın almadığı, 27/04/2022 tarihli ihtarnamesi ile öncelikle ilana uygun bir aracın kendisine satılmasını aksi halde ödediği 1.000,00 TL'nin iadesini istediği anlaşılmaktadır.
Davacının sözleşme öncesi sorumluluğa dayanarak tazminat talep edebilmesi için sözleşme müzakereleri sırasında var olan bir fırsatı kaçırması ve davalının yanlış bilgiler vermesi nedeniyle sözleşme kurulamadığında daha yüksel bedel üzerinden bir başka otomobili satın almış olması gerekir. Somut olayda ise davacı diğer ilanlardaki satış bedellerinin daha yüksek olduğundan bahisle tazminat talep etmiş ancak dava tarihine kadar herhangi bir otomobili satın alınmamıştır. Davacının sözleşme öncesi sorumluluğa dayanarak tazminat talep edebileceği ancak kaçırdığı fırsatı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, noterde yapılmaması nedeniyle geçersiz olan sözleşmeye dayanarak tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun m. 370/4 hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
İstek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.