Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1499 E. 2024/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erken feshedilen kira sözleşmesi nedeniyle peşin ödenen kiranın iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin fesih protokolünde, fesih tarihinden sonra kiracıdan kira bedeli alınmayacağına dair hüküm ve davalının ihtarname ile temerrüde düştüğü gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2280 E., 2023/2837 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/1887 E., 2021/1052 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.

I. DAVA

Davacı vekili; taraflar arasındaki 31.10.2014 tanzim ve 01.01.2015 başlangıç tarihli otel kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4. maddesinde yıllık kira bedelinin 1.300.000,00 Euro olarak ve ilk iki yıl için kira bedellerinin davalıya peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, tarafların 10.03.2016 tarihinde bir araya gelerek sözleşmenin 19.09.2016 tarihinde sonlandırılması gerektiği konusunda anlaştıklarını, kiracının 19.09.2016 tarihinden sonrası için kira bedeli ödememesi gerektiği hususunda mutabık kaldıklarını, akabinde de 19.09.2016 tarihi itibariyle kira sözleşmesinin sona erdiğini ve buna ilişkin protokol düzenlediklerini, davalının fazladan tahsil ettiği ve sebepsiz biçimde zenginleştiği 366.849,32 Euro kira bedelini geri ödemesi için 29.09.2016 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ancak ödeme yapılmayınca alacağın tahsili için başlatılan icra takibi başlatıldığını, davalının itiraz edip takibi durdurduğunu ileri sürerek, davalının Antalya 2. İcra Müdürlüğünün 2016/12198 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunan davalının asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; akdedilen protokoller sonrasında davacı kiracı tarafından tesisin kullanılmaya devam edildiğini, sözleşme gereği ödenmesi gereken son kira bedelinin protokolden sonra müvekkil şirkete ödenmesine ve faturaya itiraz edilmediğini, davacının müvekkil şirket ile yaptığı protokollerde bu konuda bir talepte bulunmaması ve vadeli çekler ile ödediği kira bedelinin son kısmının protokolden sonra ödediği nazara alındığında irade dışı bir ödemenin yapılmasının söz konusu olamayacağını savunarak, öncelikle taraflar arasında akdedilen protokollerin (ibranamenin) hukuka aykırılığının ve mutlak butlanla batıl bir ibraname olduğunun tespiti ile geçersizliğine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davanın reddine ve davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında 01.01.2015 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin içeriğinin uyuşmazlık konusu olmadığı, yıllık kira bedelinin 1.300.000,00 Euro olarak belirlendiği, ödemelerin çek olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, dava konusu edilen döneme ilişkin kira bedellerinin de sözleşmenin 5. maddesinde belirtildiği üzere çek verilmek suretiyle peşin olarak ödendiği, 10.03.2016 tarihli fesih protokolü dairesinde sözleşme konusu taşınmazın tahliye edildiği, akabinde anahtar teslim tutanağı imzalandığı, 10.03.2016 tarihli fesih protokolünde esasen sözleşmenin feshi ve kiralananın eksiksiz olarak teslimini temel almakla birlikte muhtelif hükümlerde tarafların sözleşme dolayısıyla herhangi bir hak ve alacaklarının kalmadığının da belirtildiği, ifa ile sona eren borcun hukuken ibrası mümkün olmamakla birlikte incelemesi yapılan fesih protokolünün 4.maddesindeki " (...)kiracının sözleşmenin feshi akabinde gelecek yılın/yılların kira bedeli için teslim etmesi gereken çeklerle alakalı herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı, (...)" ibaresi sözleşmenin feshi akabinde gelecek yılın/yılların kira bedeli için teslim edilmesi gereken çeklerle alakalı kiracının herhangi bir sorumluluğunun kalmadığına ilişkin olup sözleşmenin 5. maddesi gereği peşin ödenen kira bedellerine yönelik verilen çeklerle ilgili bir düzenleme olmadığı, yine aynı maddenin devamında belirtilen "...19/09/2016 tarihi itibari ile de sözleşmenin sona ereceği ve bu tarihten sonrası için kiracının kira bedeli ödeme borcu olmayacağı," ibaresi kiracının peşin ödenen kira bedellerine ilişkin ibrası olarak yorumlanamayacak olsa dahi takip ve dava konusu edilen kira bedellerinin iade edilmesine yönelik kiraya verenin de ibrası niteliğinde açık bir düzenleme olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki karşılıklı rıza ile sözleşme feshedildikten sonra, kiralananın kullanılmadığı döneme ilişkin kural olarak kira bedeli ödeme sorumluluğu bulunmamakla birlikte bu dönemlere ilişkin ödenen kira bedellerinin aksi kararlaştırılmadığı müddetçe iade edilmesi gerektiği, bu itibarla, kira bedelinin bizatihi kiralananın kullanılması ve kullanmayla birlikte kiralanandan yararlanılması karşılığı edim yükümlülüğü olduğu değerlendirilerek peşin ödenen ve kiraya verence tahsil edilen kira bedellerinden tahliye tarihinden sonraki döneme tekabül eden miktarın tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları protokolün 4. maddesinde geçen "...19/09/2016 tarihi itibari ile de sözleşmenin sona ereceği ve bu tarihten sonrası için kiracının kira bedeli ödeme borcu olmayacağı," ibaresi gereğince iade edilmesi gerektiği, sözleşme hükümleri uyarınca kira bedellerinin Euro cinsinden kararlaştırıldığı, peşin ödenen kira bedellerine ilişkin çekler ile tahsilatlarına ilişkin dekontlara göre davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin Euro cinsinden yapıldığı, tahsilatların da Euro cinsi üzerinden gerçekleştirildiği, kira bedellerinin KDV dahil ödendiği, bu doğrultuda iade edilmesi gereken kira bedeli tutarının da KDV dahil hesap edilmesi gerektiği, taraf ve mahkeme denetimine elverişli bulunan bilirkişi raporu ile 19.09.2016-31.12.2016 arası 103 günlük peşin ödenen kira bedelinin 366,849,32 Euro işlemiş faiz miktarının ise 580,43 Euro olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının Antalya 2.İcra Dairesinin 2016/12198 Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 366.489,32 Euro asıl alacak ve 580,43 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 367.069,75 Euro üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen asıl alacak miktarının (366.489,32 Euro) icra takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden %20 oranında hesap edilen 256.498,55 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; bilirkişi raporuna itibar edilerek 580,43 Euro faiz alacağı takdir edildiğini, bu yönü ile davanın kısmen reddi ve faiz alacağının düşük hesap edilmesi, hesap esnasında düşük oranın dikkate alınarak faiz hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, davalının savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı şekilde beyanlarını kabul etmediklerini belirterek, Mahkeme kararının faiz yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili; otel kiralama sözleşmelerinde sezonluk kiralama yaptıklarını belirtmelerine rağmen uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, dosyaya sunduğu uzman görüşü Mahkemece oteli sezonun yarısında kullanan, kullandıktan sonra harabe şeklinde bırakan davacının dava yoluyla 3 aya ilişkin peşin ödemelerini istemesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, davacının kötü niyetle para tahsil etmeye çalıştığını, turizm otelcilik sektöründe otel kiralama sözleşlmelerinin sezonluk olarak kurulmasının ticari bir teamül olduğunu, yıllık ve peşin ödenen kira bedelinin erken feshi sebebiyle iadesinin talep edilemeyeceğini, davacı tarafça iade edilmesi gerektiği iddia edilen aylara ilişkin kesilen faturalara hiçbir şekilde itiraz edilmediğini ve ihtirazi kayıtta konulmadığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre peşin ödenen ve kiraya verence tahsil edilen kira bedellerinden tahliye tarihinden sonraki döneme tekabül eden miktarın tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları protokolün 4. maddesinde geçen "...19/09/2016 tarihi itibari ile de sözleşmenin sona ereceği ve bu tarihten sonrası için kiracının kira bedeli ödeme borcu olmayacağı," düzenlemesi gereğince iade edilmesi gerektiği ve davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri, istinaf başvuru dilekçelerinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, talepleri doğrultusunda kararın bozulmasına karar verilmesini istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan kira sözleşmesinin erken feshi nedeniyle peşin ödenen kira alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 132 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacının alacağın ödenmesi için davalı tarafa ihtarname gönderdiği ve ihtarnamenin tebliğ tarihi itibariyle davalının temerrüte düştüğü anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, kararda belirtilen gerekçelere ve taraflar arasında imzalanan 10.03.2016 tarihli fesih protokolünde, tarafların karşılıklı rızaları ile kira sözleşmesinin 19.09.2016 tarihinde sona ermesi hususunda anlaştıkları, yine 26.09.2016 tarihli "Kiraya Konu Gayrimenkulün Tahliye/Teslim Tutanağı ve İbra Protokolü" başlıklı belgenin taraflar arasında imzalandığı, özellikle 10.03.2016 tarihli fesih protokolünde; 19.09.2016 tarihinden sonra kiracının (davacı) kira bedeli ödeme borcu olmayacağı ve kiraya verenin erken fesih nedeniyle zarara uğramaması için fesih tarihini protokolün yapılmasından altı ay kadar sonra olarak kararlaştırdıkları şeklinde yer alan düzenleme nedeniyle de davacının peşin ödemiş olduğu ve kira sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin ödemiş olduğu kira bedelinden kullanılmayan dönem kira bedelini talep edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.