"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3579 E., 2024/204 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/88 E., 2022/662 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisinin 19.04.2020 tarihinde yemekten sonra kusma, şiddetli karın ağrısı, terleme ve ateş şikayetleri ile davalı hastanenin acil servisine başvurduğunu, yapılan tetkikler sonucu safra kesesinde iltihap olduğunun belirtildiğini, müşahade altında kaldığı 4 gün boyunca yiyecek içeceğin yasaklanıp damar yolundan sıvı, antibiyotik ve ağrı kesiciler verildiğini, ilaç yazılarak iltihap kuruyunca 6 hafta sonra ameliyet edileceği belirtilip taburcu edildiğini, taburcu edildikten sonra durumunun daha kötüye gittiğini, 12.05.2020 tarihinde tekrar aynı hastaneye gidildiğini, tekrar ilaçlar yazılarak taburcu edildiğini, hastanede ilgilenen feri müdahil doktor ile görüşmek istediklerinde bir türlü doktora ulaşamadıklarını, Ankara'ya sevk de etmediklerini, ısrarlı davranışları üzerine GATA'ya sevk edildiğini GATA'da ameliyat olduğunu ancak geç kalındığını, ameliyat sonrası yoğun bakımda 01.07.2020 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden davalı hastanenin ve doktorlarının sorumlu olduğunu, hastanede ilgilenilmediğini, sürecin uzatıldığını, yanlış tedavi yapıldığını, ısrarlara rağmen Ankara'ya geç sevk edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için ayrı ayrı 100,00'er TL maddi tazminatın, davacılardan ... için 40.000,00 TL, .... ve ... için ayrı ayrı 30.000,00'er TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 01.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili hastanenin ve hastane çalışanı doktorun kusurunun bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, davanın hastane çalışanı doktora ihbar edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu raporu ve tüm dosya kapsamından davalı hastanede davacıların murisinin takip ve tedavisinde görev alan hekim uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu, tıbbi uygulama hatası tespit edilmediği, davalı hastanenin sağlık hizmeti sunumunda organizasyon hatası tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; yemin ve tanık deliline dayanmalarına rağmen tanığı dinlenilmeden, yemin teklifi sorulmadan dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini, Adli Tıp Kurumu tarafından dosyadaki belgeler, mesajlar ve whatsapp kayıtlarının incelenmeden tanık beyanları değerlendirilmeden karar verildiğini, hasta ile ilgilenilmediğini, yanlış tedavi yapıldığını, Ankara'ya geç sevk ettiklerini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna sevk taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin murislerinin davalı hastanede çalışan doktorun ağır kusuru sonucu vefat ettiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacıların murisine yanlış ve hatalı tedavi uygulandığı iddiasına dayalı olarak açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan 8. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 27.07.2022 tarihli raporunda, ölenin 23.04.2020 tarihinde CRP yüksekliği devam etmekteyken taburcu edildiği ve ülseratif kolit tanısı bulunan kişinin mevcut şikayetlerle genel cerrahi uzmanında Gastroenteroloji Kliniğine yönlendirilebileceği, yapılan kolonoskopi sonucunda kronik nonspesifik eroziv kolit hafif şiddetle saptanan hastaya medikal tedavi verilerek kontrol önerilebileceği belirtildiği halde devamında kişinin tedavisinin başka hastanede başka doktorlar kontrolünde devam ettiğinden davalı hastanede görev alan hekimin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu , tıbbi uygulama hatasının tespit edilemediği bildirildiği görülmüştür. Mahkemece anılan rapor doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ise de , raporda davalı hastanede çalışan doktorun tamamen kusursuz olduğu tespit edilmemiştir. Ayrıca raporu hazırlayan uzmanlar arasında ölenin hastalığının tedavisi ile ilgili bölümler olan gastroenteroloji ve radyoloji uzmanı bilirkişiler olmaksızın raporun hazırlandığı ve bilirkişi raporuna itiraz edildiği halde yeniden bilirkişi raporu alınmadığı görülmüştür.
O halde Mahkemece, davacıların bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazları da değerlendirilip tartışılmak üzere davalı hastane ve çalışanı doktora atfı kabil bir kusurun olup olmadığının aralarında radyoloji ve gastroenteroloji uzmanının da bulunduğu üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, konusunda uzman, akademik kariyere sahip yeni bir bilirkişi kurulundan nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA,
Temyiz eden taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcın iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.02.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.