Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1702 E. 2025/976 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: OYAK üyeliğinden kaynaklanan emeklilik aylığı hesaplama yöntemine itiraz nedeniyle açılan belirsiz alacak davasında görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: OYAK'ın bir kamu kurumu olduğu, üyelikle olan ilişkinin idare hukuku ilişkisi niteliğinde bulunduğu ve emeklilik aylığı hesaplama yöntemine ilişkin itirazın da idari işlem niteliğinde olması sebebiyle, uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin ve istinaf mahkemesinin yargı yolu yönünden davanın reddine ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2153 E., 2024/363 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 35. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/869 E., 2022/328 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; emekli olan müvekkilinin OYAK üyesi olduğunu ve varlığının nemalandırılmasının hatalı yapılarak eksik maaş ödendiğini, rezerv hesabına eksik ödeme yapıldığını, toplam brüt ödenecek miktarın 288.144,29 TL olduğunu, eksik ödenen miktardan kaynaklanan alacağının ödenmesi istemiyle yapılan müracaatın olumsuz cevaplandığını, fark alacağının ödenmesi gerektiğini, bu nedenlerle kesin rakamın belirlenmesi için belirsiz alacak davası açtığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL belirsiz alacağın tahsilini, hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek %27,2 nema oranınında faiz yürütülmesini, çıkacak rakamın OYAK rezerv ve maaş hesabına yansıtılmasını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin üyelerine sunduğu yasal yardım ve hizmetlere ilişkin davaların idare mahkemesinde görüldüğünü, davacı üyenin yapmış olduğu hesaplama ve buna dayanan iddialara göre, 2019 yılında müvekkilinin nemasından daha fazla getiri elde etmiş olmasının gerektiğini, ancak bunun fiilen ve teknik olarak mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 205 sayılı ... Kanunu'nun 205 sayılı Kanun) 1. maddesinde: "Milli Savunma Bakanlığına bağlı olmak ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına bu konuda yazılı sosyal yardımları sağlamak ve merkezi Ankara'da bulunmak üzere (...) teşkil edilmiştir..." hükmünün yer aldığı, yine aynı Kanun'un 37. maddesinde: "Kurumun her çeşit malları ile gelir ve alacakları, Devlet malları hak ve rüçhanlığını haizdir. Bunlara karşı suç işleyenler, Devlet Mallarına suç işleyenler gibi takibata tabi tutulurlar." düzenlemesinin mevcut olduğu, ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; OYAK'ın özel kanunla kurulduğu, Milli Savunma Bakanlığına bağlı kuruluş olduğu, davacının ordu mensubu olması nedeniyle kuruluş kanununda yer alan sosyal yardımlardan yararlanma hakkına sahip olduğu sabit olmakla, davacının emeklilik aylığının hesaplanmasına için kullanılan hesaplama yöntemine ilişkin işlemin idari işlem niteliğinde olduğu, bu nedenle somut uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, davanın yargı yolunun caiz olmamasından dolayı usulden reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının asker kişi olarak çalışmakta iken emekli olduğu, davacının görevli olduğu dönemde taraflar arasında zorunlu üyelik ilişkisinin bulunduğu, davacının üye olduğu dönemde "asker kişi" olması da nazara alındığında işbu davaya bakma görevinin idari yargının konusuna girdiği sonucuna varıldığı, Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesine göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; adli yargının görevli olduğuna ilişkin olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/771 E. 2020/1990 K. sayılı içtihadını sunduklarını, ancak görevsizlik kararı verildiğini ifade ederek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, OYAK üyeliğinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesine göre;

"1. İdari dava türleri,

a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar." şeklinde belirlenmiştir.

2. ..., Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına sosyal yardım sağlamak amacıyla Milli Savunma Bakanlığına bağlı olarak kurulmuştur. 205 sayılı Kanun'un 1. maddesinde; Kurumun, bu Kanun ile özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımdan muhtar ve hükmi şahsiyeti haiz bir teşekkül olduğuna işaret edilmiştir.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli tüm askeri personelin zorunlu üyeliğine dayanan Kurumun gelirleri, mevcutların işletilmesinden elde edilecek gelirler ve bağışlar ile üyelerin maaşlarından yapılan kesintilerden oluşmakta; 35. madde ile Kurumun kimi gelir ve muameleleri Gelir, Gider, Veraset ve İntikal Vergileri ile Kurumlar Vergisi ve Damga Resminden muaf tutulmaktadır.

4. Ayrıca 37. maddede "Kurumun her çeşit malları ile gelir ve alacakları, Devlet malları hak ve rüçhanlığını haizdir. Bunlara karşı suç işleyenler, Devlet mallarına karşı suç işleyenler gibi takibata tabi tutulurlar." hükmüne yer verilmektedir.

5. Kanun koyucunun, Anayasaya uygun olmak koşulu ile, kamusal ihtiyaçların gerekli kıldığı hallerde herhangi bir alanı yasal statü içine alarak bir kamu hizmeti tesis etmesi olanaklıdır.Nitekim, kanun koyucu tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının diğer Devlet memurları gibi yararlanmakta oldukları Emekli Sandığı Kanunu ile sağlanan olanaklar yeterli bulunmayarak, T.C. Emekli Sandığının yardımlarını tamamlayıcı bir şekilde ve üyelerin kendi mali olanaklarıyla dayanışmaları ve bu suretle gelecek endişesinden kurtularak maddi ve manevi huzura kavuşmalarını sağlamak amacıyla ... Kanunu yürürlüğe konulmuş olup, bu amacın gerçekleştirilmesinde Kurumu kamusal hak ve yetkilerle donatan Kanun'un, idare hukuku ilkelerine dayanan bir düzenleme olduğu açıktır.

6. Gerek teşkilat yapısı ve organlarının oluşumu ve gerekse Kanun ile verilen kamusal yetkiler, usul ve ayrıcalıklar göz önüne alındığında; OYAK'ın bir "kamu kurumu" olduğu, görevi ve hizmet verdiği konuların ise "kamusal" amaç taşıdığı sabittir.

7. Diğer taraftan, üyelerin Kurumla olan ilişikleri yönünden hukuki durum incelendiğinde, üyeliğin Kanun ile zorunlu kılınması ve Kurumun da sadece üyeleri için Kanun'da belli edilen sosyal yardımları sağlamak ve kamusal nitelikli hizmetleri yerine getirmek amacıyla kurulmuş olması karşısında, bu ilişkinin idare hukuku ilişkisi olduğu açıktır.

8. Her ne kadar; 1. maddede "Kurumun, bu Yasa ile özel hukuk hükümlerine tabi" olduğuna işaret edilmekteyse de; bu hüküm ile kanun koyucu tarafından, mevcutların işletilmesi ve nemalandırılması için iktisadi ve ticari alanda gösterilecek faaliyetlere esneklik kazandırılmak amacıyla OYAK'ın üçüncü kişilerle arasında olan bu tür faaliyetleri yönünden özel hukuk hükümlerine tabi kılındığının anlaşılması gerekmekte olup, bu hususun, OYAK'ın "kamu kurumu" niteliğine engel teşkil etmeyeceği doğal olduğu gibi, bu hükümden hareketle, bu Kanun'da düzenlenen ve idare hukuku ilişkisi niteliği taşıyan "Üye-Kurum" ilişkisinin de özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucuna ulaşmak olanaksızdır (Uyuşmazlık Mahkemesinin 10.04.2017 tarihli ve 2017/126 E., 2017/214 K. sayılı kararı aynı yöndedir).

9. 205 sayılı Kanun'un "Kurumun Üyeleri" başlıklı 17. maddesinin (a) bendinde "Kurumun üyeleri (Daimi ve geçici) aşağıda gösterilmiştir.

a) (Değişik : 26/6/1996 - 4148/1 md.) Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli bilumum muvazzaf subay sözleşmeli subay, askeri memur, astsubay, sözleşmeli astsubay ve uzman jandarmalar ile emekli maaşı sistemine giren üyeler ve ölümleri halinde sisteme devam etmek isteyen eşleri Kurumun daimi üyeleridir." hükmünü içermektedir. (Dairemizin 15.06.2023 tarihli ve 2023/1748 E., 2023/1933 K. sayılı ilamıda aynı yöndedir.)

10. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde daimi üye statüsünde bulunan ve asker kişi durumundaki davacı tarafından emeklilik aylığının hesaplama yöntemine ilişkin işlemin idari işlem niteliğinde olduğu, hesaplamaya yönelik taleplerin idare hukuku kapsamında idari yargı yerinde değerlendirilmesi gerektiği, buna göre yargı yolu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/1 maddesi uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.