"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2178 E., 2022/1958 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/362 E., 2021/404 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden davalı ... haricindeki mirasçılar haklarında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 11.01.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Esasa ilişkin karar ile ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dosya içeriğine göre; davanın tapusuz taşınmazın satışına dayalı olduğu ve davacı tarafından fazlaya ilişkin hak saklı tutularak alacağın bir kısmının dava edildiği, yargılama sürecinde alacağın belirlenmesine yönelik raporlara davacının itiraz ettiği, bu itibarla alacağın tamamının belirlenmediği gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla, temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin 11.01.2023 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı ile davalının annesi olan ... arasında tapusuz taşınmazın satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca davacının 4.000,00 Eski Türk Lirasını satış bedeli olarak ödediğini, ancak taşınmazın tapusunun davacıya verilmediğini ileri sürerek; denkleştirici adalete göre sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında 04.06.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini 25.743,76 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ve mirasçı ... vekili; satış senedinde muris ...'nin imzasının bulunmadığını, davacıya murisin taşınmaz satmadığını, herhangi bir bedel almadığını, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davaya davalı olarak dahil ettirildiği anlaşılan mirasçılar; davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin talebi üzerine murisin diğer mirasçıları davaya davalı olarak dahil ettirildikten sonra, davalılar murisi ... ve ...'nın annelerinden kendilerine intikalen gelen Antalya İli, Kepez İlçesi, ... Mahallesi, 619 parseldeki hisselerini 06.08.1967 tarihinde davacıya 400.000,000 TL bedel ile 10 dönüm olarak satmayı vaad ettikleri ve parayı elden aldıkları, davacı tarafça kendisine vaad edilen yerin dava dışı ... isimli kişiye satış vaadi ile devrinin yapıldığı, davacının kadastro tespitine itirazı üzerine ödemiş olduğu bedeli talep hakkı saklı tutularak tapu iptal talebinin reddine karar verildiği ve bu kararın 1970 yılında kesinleştiği, sözleşmenin ifasının 1970 yılından itibaren artık geçersiz hale geldiği ve davacının ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca denkleştirici adalet ilkesine göre isteyebileceği, davacının talep etme hakkının zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile toplamda 25.743,76 TL'nin 09.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ile davalılardan ... ve ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, tapulama hakimliğinin dosyasında ...'ın taşınmazın devrine rıza göstermemesi sebebiyle davacının tapuyu alamadığını, buna mukabil ... 'ın diğer mirasçıları olan ... ve ...'nin davayı kabul ettiğini, 18.10.2019 tarihli duruşmada tapu iptali ve tescil yönünden harç ikmali yapılması hususunda taraflarına süre verilmesi üzerine bu ara karar doğrultusunda harç ikmalinin yapıldığını, buna rağmen tapu iptal tescil talebi yönünden değerlendirme yapılmadan tazminata hükmedildiğini, oysa ...'ın davaya dahil ettirilmesi suretiyle tapu iptal tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... ve ... vekili; Kadastro Mahkemesinde görülen davanın retle sonuçlandığını, söz konusu davada davacının ödediği bedelin iadesini talep edebileceğinin hüküm altına alındığını, söz konusu kararın kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının dayandığı senedin geçerli olmadığını, murisin senette imzasının ve parmak izinin görünmediğini ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; murisin borçları yönünden mirasçılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu, usul hukukunda mecburi dava arkadaşlığı haricinde taraf değiştirilmesi imkanı ve davaya dahil ettirme kurumunun bulunmadığı gözetilmeden dava dilekçesinde gösterilmeyen mirasçıların davaya davalı olarak dahil ettirilerek haklarında usulünce açılmış bir dava bulunmayan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... ile ilgili hüküm kurulmasının doğru görülmediği, dava dilekçesinde yer verilmeyen talebin kısmen ıslah yoluyla ileri sürülme imkanının bulunmadığı tapu iptali ve tescil talepli usulünce açılmış bir dava bulunmadığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yersiz olduğu, 06.07.1967 tarihli satış senedine göre sözleşmeye konu taşınmazın tapusuz olduğu ve satıcı olarak ... ile ...'nin gösterildiği, sözleşmeye konu taşınmazın sonradan kadastro çalışmaları sırasında 619 nolu parsel numarasını aldığı, davacı tarafından dava harici ... aleyhine açılan tespite itiraz davasının Antalya Tapulama Hakimliğince görülerek 07.08.1970 tarihli ve 1968/643 E, 1970/283 K. sayılı karar ile iştirak halindeki payın satışının geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının itirazının reddine, ödediği bedel üzerindeki hakkının saklı tutulmasına, 619 nolu parselin ... adına tapuya tespit ve tesciline karar verildiği, kararın kesinleşmesini müteakip sözleşmeye konu taşınmazın ... adına 22.10.1970 tarihinde hükmen tapuda tescilinin sağlanmış olmasına göre davacının taşınmaz üzerindeki hukuki zilyetliğinin bu tarih itibariyle sona erdiği, 16.09.1971 tarihinde sözleşmeye konu taşınmazı bu kez dava harici ...'a satarak zilyetliğini devretmesiyle belirtilen tarihte fiili zilyetliğinin de son bulduğu, bu sebeple davacının bahsi geçen satış senedine istinaden davalı mirasçı aleyhine açacağı tazminat talepli davasının tabi olduğu on yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolduğu, davalı ...'a yapılan dava dilekçesi tebliğinin usulsüz olması sebebiyle süresi içinde verildiğinin kabulü gereken cevap dilekçesinde davalı vekilinin zamanaşımı def'ini ileri sürdüğü gözetilerek Mahkemece davalı ... hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle davanın kabulü cihetine gidilmesinin isabetli olmadığı, Mahkemenin kabulüne göre de; davacının dayandığı satış senedinde muris ... adına atfen atılmış imzanın gözükmediği, satış senedinin okunaklı olmadığı, davalı tarafça açıkça bu yönde itirazda bulunulduğu, bu sebeple davacı tarafa satış senedinin aslını sunmak üzere süre verilerek murisin imza veya parmak izinin satış senedinde yer alıp almadığı hususu denetlenmeden, imza veya parmak izinin bulunmaması halinde davacı vekilinin Tapulama Hakimliğinde görülen davada ... tarafından senedin kabul edildiği yönündeki iddiaları karşısında bahsi geçen dosya getirtilip incelenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin ayrıca usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf isteminin reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, Mahkemenin kararındaki hukuka aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı ... haricindeki mirasçılar hakkında usulünce açılmış dava bulunmadığından haklarında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava konusu taşınmaz satış tarihinde tapusuz olduğu için dosyaya sunulan sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olduğunu, sözleşmede davalılar murisi ...'nin imzasının olmadığı iddiasının doğru olmadığını, muris ... borcunu yerine getiremeden vefat ettiğinden mirasçıları olan davalılar tüm borçlardan müteselsilen sorumlu olduğundan aralarında ihtiyari değil mecburi dava arkadaşlığı bulunduğunu, dava konusu borcun zamanaşımına uğradığı yönündeki kabulün de hatalı olduğunu, zamanaşımının başlangıç tarihinin ümidin kesildiği tarih olan dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, davacının ödemiş olduğu bedelin, aradan geçen zaman dilimi dikkate alınarak denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncel rayiç bedel üzerinden yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın satışından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 599, 610, ve 641 inci maddeleri,
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ( 6098 sayılı Kanun) 77 ve 82 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçeye ve özellikle davacıya karşı müteselsilen sorumlu olan mirasçılar hakkında açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığının ve alacağın zamanaşıma uğramış olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 21.11.2022 tarihli esasa ilişkin kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.