"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/138 E., 2024/22 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin murisinin 28.02.2007 tarihinde davalı bankadan 93.750,00 TL konut kredisi kullandığını, bu krediden dolayı 28.02.2007 başlangıç tarihli bir yıl süreli Avivasa Emeklilik (Ak Emeklilik) ve Hayat Sigorta A.Ş. hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, murisin 18.06.2008 tarihinde vefat ettiğini, hayat sigortasının 28.02.2008 tarihinde sona ermesine rağmen banka tarafından resen yenilenmediği gibi yenilenmesi konusunda bir bildirimde de bulunulmadığını, bankanın kusuru nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, 107.924,00 TL tazminatın ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, bankanın hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünün bulunmadığını, taraflar arasındaki kredi sözleşmesine göre bu yükümlülüğün kredi kullanana ait olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.07.2013 tarihli kararıyla; taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 10. Maddesine göre hayat sigortası yaptırma kararının kredi borçlusuna bırakıldığı, bankanın resen hayat sigortası yaptırma yükümlülüğü bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemenin 10.07.2013 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 16.10.2014 tarihli ilamla; 17.01.2009 tarihli Resmi 2014/29808-2014/31444 Gazete'de yayımlanarak, 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği'nin ilgili hükmü gereğince, kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğu kredi kullanana ait olmakla birlikte, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun kredi veren Bankaya ait olduğu, somut olayda, sigorta poliçesinin yenilenmesi gereken tarih itibariyle, söz konusu Yönetmelik hükümleri henüz yürürlüğe girmemişse de, daini mürtehin sıfatına sahip, kredi veren kuruluş olan ve aynı zamanda sigorta şirketinin acentesi olan davalı Bankanın, 07.10.2008 tarihinde sona eren davacıların murisine ait kredili hayat sigortasının yenilenmesi için, en azından muhatabına bildirim yapmak suretiyle kredi borçlusunu konu ile ilgili bilgilendirmesi, asgari özen yükümlülüğünün bir sonucu ve Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kurallarının gereği olduğu, bu nedenle davacının uğradığı zarar nedeniyle tarafların müterafık kusurlu oldukları, mahkemece tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2. Bozmaya uyan Mahkemenin 10.03.2017 tarihli kararıyla ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi raporu ile belirlenen kusur oranları doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 79.360,50 TL'nin kredi kapama tarihi olan 28.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairece verilen 05.11.2019 tarihli ilamla; hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, dava konusu edilen kredi borcuna ilişkin dava dışı .... ve .... isimli şahıslar tarafından ödemeler yapıldığına ilişkin bilirkişi raporunda yapılan tespite davalı bankanın itirazlarının karşılanmadığı, davacının ancak kendi yaptığı ödemeleri talep edebileceği itiraz ve savunmasının da karşılanması gerektiği, mahkemece, davalı bankadan dava konusu edilen krediye ilişkin yapılan tüm ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin temini ile gerekirse bu hususta ek bilirkişi raporu da alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
4. Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi ek raporu ile murisin hesabından toplam 105.814,00 TL ödemenin yapıldığı, dava dışı kişilerin işlemleri mahsup edildiğinde 87.746,94 TL'lik ödemenin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği, 87.746,94 TL'lik kısma tekabül eden müterafik kusurun uygulanması sonucu davacının sözleşmede kefil olduğu gözetilerek 65.810,21 TL'nin talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava dışı .... ve ... isimli şahıslar tarafından yatırıldığının tespiti ile talep edilen 13.550,30 TL yönünden davanın aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; sözleşme ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.12.2009 tarihli ve 2009/13-433 Esas, 2009/580 Karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, mahkemece kim tarafından yatırıldığı belirli olmayan tutarların, davacının yatırdığının kabulü ile hüküm tesis edilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, tüketici sözleşmesi nedeniyle sigortası yenilenmediği gerekçesiyle murisin hesabından alınan kredi bedeline dair tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği, müterafik kusur nedeniyle Mahkemece takdir edilen kusur oranının hakkaniyete uygun olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3. maddesi atfıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.