Logo

3. Hukuk Dairesi2024/1879 E. 2025/1089 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığına ilişkin maddi ve manevi tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri değerlendirilerek, davalı doktor ve sağlık personelinin tıbbi hata yapmadığı, doğum sonrası işlemlerin tıbba uygun olduğu ve davalı hekimin geç müdahale etmediği sonucuna varılarak, hastane veya doktora kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/378 E., 2024/571 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2017/580 E., 2023/1138 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili ...'ün sorunsuz ve sağlıklı bir hamilelik döneminin sonunda, ağrılarının başlaması üzerine davalı hastane ve doktora başvurduğunu, müvekkilinin hastaneye yatışının yapıldığını ancak yapması yada yapmaması gereken davranışların anlatılmamış olduğunu, doğumun başladıktan uzun bir süre geçtikten sonra gelen doktorun, müvekkilini ameliyata alıp doğumu gerçekleştirdiğini, ancak geçen sürede bebeğin oksijensiz kaldığnı ve bu nedenle beyninde ve ciğerlerinde hasar meydana geldiğini, ebeveyn müvekkillerine bu hususlarda da hemen bilgilendirme yapılmadığı ve olayın saklandığını, halihazırda, müvekkili bebek ...'ın, hayatının geri kalanını malul geçireceğini, fiziksel görünüşü farklı, bilişsel ve motorsal fonksiyonlarının eksik olduğu, anne ve baba bakımına muhtaç olarak yaşayacağını belirterek; müvekkili küçük ... için; 500,00TL yapılan ve yapılacak tüm tedavi giderleri, 500,00TL bakıcı tazminatı, 1.000,00 TL çalışma gücünde meydana gelen iş gücü kaybı tazminatı olmak üzere şimdilik 2.000,00TL maddi tazminat ve 500.000,00-TL manevi tazminatın kusurlu hizmetin verildiği 25.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kusurlu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Ebeveyn müvekkilleri ... ve ... için her biri ayrı ayrı olarak; 500,00 TL tedavi gideri, 500,00 TL bakıcı tazminatı, 1.000,00TL çalışma gücünde meydana gelen iş gücü kaybı ile destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere şimdilik 2.000,00'er TL maddi tazminat ve 250.000,00' er TL manevi tazminatın kusurlu hizmetin verildiği 25.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kusurlu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline olmak üzere toplam 1.006.000,00-TL tazminatın kusurlu hizmetin verildiği 25.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte kusurlu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Tic. A.Ş. vekili; hamilelik döneminde sigara içen davacı annenin yapılan uyarılara rağmen sigara kullanmayı bırakmadığını, bu sebeplerle hamilelik döneminde kullanılan sigaranın gerek doğum öncesinde gerek doğum esnasında gerekse doğumdan sonra bebek ve anne için risk oluşturduğunu, müvekkili hastanenin dikkat ve özen yükümlülüğüne uygun bir personel seçimiyle çalıştırdığı diğer davalı doktorun, mesleğinin ve görevinin bilincinde hareketlerini, hasta ile arasındaki sözleşmeden kaynaklanan edimini doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğumdan sonra fazlasıyla yerine getirmiştir. Dava dilekçesinde ileri sürülen hususlarla doğum öncesi, doğum esnası ya da doğum sonrasında uygulanan tedavi arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili ; davacı anne ...'ün tüm uyarılara karşın hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde sigara tüketme alışkanlığından vazgeçmediğini, 24.05.2016 tarihinde davacı annenin, doğum aktif fazının başlaması üzerine hastaneye geldiklerinde, kontrolü yapılarak hastaneye yatırılmış (order) ve tüm tetkiklerin yapılmış olduğunu, hasta dosyasından da görüleceği üzere bebeğin doğum esnasında yapılan NST leri reaktif olup fetal hipoksi belirtileri saptanmadığını, gayet başarılı sorunsuz ve hızlı bir şekilde 14:40'ta bebek doğumu gerçekleştiğini, davacı yanın iddiasının tam aksine doğum izleme formu incelendiğinde doğum anında beyin ve akciğer hasarının oluşması için uzun süre oksijensiz kalınması gerektiğini, doğum takibinde herhangi bir beyin hasarı yaratacak herhangi bir duruma rastlanmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen hususlarla doğum öncesi, doğum esnası ya da doğum sonrasında uygulanan tedavi arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Marmara Üniversitesi Pendik EAH bilirkişi heyet raporunda; annenin doğum eylemi esnasında uzama durma olmaması, NST'lerde deselarasyon olmaması nedeniyle, hekimin bebeğin bu durumunu öngörmesinin mümkün olmadığı, doğum sonrasında yapılan işlemlerin tıbba uygun olduğu, bu nedenle hekime atılı kusur bulunmadığı yönünde rapor hazırlandığı, ATK raporu ile Üniversite raporunda davalıların kusurunun olmadığı, davalı hekiminin gerek doğum öncesi gerekse doğum sonrası yaptığı iş ve işlemlerin tıbbın genel kabul görmüş ilkelerine uygun olduğu, davalı hastahanenin organizasyon hatasının bulunmadığı, davacıların taleplerinin yerinde olmadığı, yapılan tedavi yönteminin tıbbın genel kabul gören ilke ve kurallarına uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı annenin doğum eylemi esnasında uzama durma olmadığı, NST'lerde deselarasyon yok ise de, NST'de meydana gelen bozulmaların bebekte gelişmiş olan hipoksinin en geç döneminde ortaya çıkan bulgular olduğu, daha erken dönemde bebekte mevcut hipoksiyi tespit edebilecek herhangi bir klinik, laboratuvar veya teknolojik yöntemin mevcut olmadığı, küçükte tespit edilen görme bozukluğunun konjenital (doğumsal) bir hastalık olduğu, davacı annenin tedavisine katılan davalı doktorun ve sağlık personelinin uygulamalarında tıbbi hata bulunmadığı, doğum sonrasında yapılan işlemlerin tıbba uygun olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davalı hekimin geç müdahale ettiği sonucuna da ulaşılamadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; davacı çocuğun doğum sebebiyle görmüş olduğu zararda davalıların asli kusurlu olduğu, müvekkilinin hamileliği boyunca hiçbir şekilde sigara içmediği ve sağlığına özen gösterdiğini, doğum öncesinde herhangi bir sorun yaşamadığı, testlerinin sorunsuz olduğu, hastaneden de herhangi bir konuda herhangi bir şekilde olumsuz bir durum saptanmadığı, dava konusu olaya sebebiyet veren doğumun gerçekleştiği gün, yanında herhangi bir sağlık personeli bulunmadığını neticeten davalıların üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmedikleri ve müvekkillerini zarara uğrattıkları, Kurumlar tarafından düzenlenen raporların sadece dosya kapsamında mevcut hastane raporlarına göre değil, müvekkil çocuğun sakatlığına, doktor muayeneleri ve doğumun meydana geldiği güne ilişkin tanıkların beyanlarının da dikkate alınması ve işbu incelemenin dosya kapsamında yer alan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerektiği yönde düzenlenen raporların ise hukuka ve gerçeğe aykırı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkinidir.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan heyet raporlarının birbiriyle uyumlu olmasına, davacı annenin tedavisine katılan davalı doktorun ve sağlık personelinin uygulamalarında tıbbi hata bulunmadığı, doğum sonrasında yapılan işlemlerin tıbba uygun olduğu, davalı hekimin geç müdahale ettiği sonucuna da ulaşılamadığı, hastane veya doktora sorumluluk yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.