"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2089 E., 2023/1878 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Torbalı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/249 E., 2021/125 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 86 yaşında olup 06.12.2019 tarihinde kısıtlandığını, kısıtlıya oğlu ...'nın vasi olarak atandığını, müvekkili ...'un kısıtlanmadan önce diğer oğlu olan davalıya taşınmazlarını satmak üzere 14.09.2018 tarihinde vekaletname verdiğini, davalının vekaletnameye istinaden üç tane taşınmazı sattığını, ancak müvekkilin satıldığından haberdar edilmediği gibi onayının da alınmadığını, davalının taşınmazları düşük bedelle sattığını ve satış bedellerinin müvekkiline verilmediğini ileri sürerek; satılan üç adet taşınmazın rayiç değerleri belirlenip satışların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının yaşlı olması nedeniyle hafızasının bulanık olduğunu, müvekkilinin davacı babası ile birlikte otuz yıl beraber çiftçilik ve hayvancılık yaptıklarını, müvekkili evli iken ilk altı yıl babasıyla beraber yaşadıklarını, evden ayrıldığında da töreler gereği yine babasına destek olduğunu, babasının tarlalarını ektiğini, tavuklarına ve çiftlikteki büyükbaş hayvanlara baktığını, gelirin sadece davacı babasında toplandığını, müvekkilinin eşinin davacıya bir adet beşi bir yerde altın ve iki adet kırk gram bilezik verdiğini, ancak davacının bunların bedeli ile aldıkları ortak traktörün parasını ödemediğini, davacıya 6.000,00 Dolar borç para verip hacca gönderdiğini, davacının emekli olması için Bağ-Kur'a para yatırdığını, köy arazisinin alımı için davacıya 5.000,00 TL verdiğini, böylece müvekkilinin davacıdan yaklaşık 350.000,00 TL alacağı olduğunun taraflarca kararlaştırıldığını, ancak davacının ödeyecek gücü olmadığı için uzun yıllar önce senet verdiğini, senedi icraya koymadığını, borcuna karşılık olmak üzere davacının rızası ile üç parça tarlayı sattığını, müvekkilinin alacağına mahsup edildiğini ancak borcunun bitmediğini, satılan taşınmazdan gelen paraların müvekkilin babası olan davacıdan alacağının karşılığı ve mahsubu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıyı temsilen vasi tarafından usulüne uygun alınan yetki ile açılan davada davalıya verilen genel vekalet kapsamında dava dışı kişilere taşınmazın satıldığı, taşınmazların bedellerinin davacıya verilmediği, bedellerin davalıda kalmasına ilişkin gizli ya da sarih beyanı olmadığı, davacının vesayet altına alındığı, yargılama aşamasında vefat ettiği, terekesinde de davaya konu satış bedellerinin yer almadığı, davalının eşi ve çocuğu olan tanıklarının olaya ilişkin yer, zaman ve taraflar ile uyumlu olmayan beyanlarına yanlı ve soyut olduğundan itibar edilmediği, taraflar arasındaki yakın akrabalık ilişkisi, tanık beyanları bütün olarak değerlendirildiğinde, vekaletin kötüye kullanıldığına yönelik iddianın dosya kapsamında ispat edildiği ve davalının alacağına mahsuben dava konusu taşınmaz bedellerini ödemediğine ilişkin savunmanın ise dosya kapsamında sabit olmadığı gerekçesiyle; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile taşınmazların devir tarihlerindeki rayiç değeri olan 210.711,28 TL'nin 03.09.2019 tarihinden, 82.590,09 TL'nin 19.08.2019 tarihinden, 52.710,92 TL'nin 17.10.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara miras hisseleri oranında verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının borcuna karşılık olmak üzere rızası ile üç parça tarlanın satıldığını ve davalının alacağına mahsup edildiğini ancak davacının borcunun halen bitmediğini, davacının alacağının bulunmadığını, yargılama devam ederken davacı babanın vefat ettiğini, mirasçı oğlu bu davada mirasçı olması sebebiyle davacılık sıfatı ile istenen talepler yönünden borçluluk sıfatının birleştiğini, istenen talep yönünden borcun sona erdiğini, talep edilen konunun tereke hukuku haline dönüştüğünü, tereke
hukuku anlamında ayrı bir davanın açılıp terekenin tespit edilmesinin zorunlu olduğunu, iddia olunan alacak ve miras yönünden oluşan durum sebebiyle müvekkilin hem alacaklı hem de borçlu konumuna geldiğini, alacağın miktarı değişmiş olmakla birlikte borcun tereke borcu haline geldiğini, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığının oluştuğunu ileri sürerek; kararın davalı lehine kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince hukuki nitelendirmenin davadaki ileri sürülüş ve dosya kapsamına uygun olarak belirlendiği, taraflarca ileri sürülen delillerin toplanarak usulüne uygun olarak değerlendirildiği, delillerin değerlendirilmesinin dosya kapsamına uygun bulunduğu, taraflarca ileri sürülen iddia ve savunmaların tartışılarak gerekçeli kararın oluşturulduğu, ihtilafa uygulanması gereken yasal mevzuatın doğru olarak tespit edildiği, mahkemenin karar gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbiriyle uyumlu olduğu ve Mahkeme hükmünün yasal unsurları taşıdığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Derece Mahkemelerince karar başlığında davacılardan "..." yerine "..." yazılmasının mahallinde her zaman düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olduğu, yargılama aşamasında vefat eden davacı ... tarafından taşınmazlarını satmak üzere davalının vekil tayin edildiği, davalının da kabulünde olduğu üzere davaya konu taşınmazların davalı tarafından vekaleten dava dışı üçüncü kişilere satıldığı, bedellerinin davacıya ödenmediği ve ıslah doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, davalı vekili temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.