"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2100 E., 2023/1794 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/282 E., 2021/608 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı İdarenin ihalesini yaptığı meslek teknik lise ve öğrenci pansiyonu yapılması işini 13.07.2017 tarihinde müvekkil şirket ile dava dışı ..... Hiz. Ltd. Şti. iş ortaklığı ile alındığını, işin yapımına başlandığını, iş ortaklığı sözlemesinde ortaklar dışında ...'ın iş ortaklığını sınırsız olarak her hususta temsil ve ilzama işin başından sonuna kadar yetkili kılındığını, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğünce işin sözleşmeye uygun olarak tamamlandığı ve geçici kabule hazır hale getirildiğinin tespit edildiğini, geçici kabule ilişkin davalı idareye başvurulduğunda idarenin 08.12.2020 tarihli yazısı ile başvuruların müşterek imza ile yapılması gerektiğinin belirtildiği, davalı idarenin 08.12.2020 tarihli kararı ile başvuruların müşterek imza ile yapılması gerektiği kararının haksız ve hukuka aykırı olup iptali gerektiğini ileri sürerek; davanın kabulüne, davalı idarenin 08.12.2020 tarihli işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ve dava dışı ... Ltd. Şti.nin iş ortaklığı ile 13.07.2017 tarihinde yapım işi sözleşmesi imzalandığını, söz konusu iş ortaklığında ... Ltd şirketinin %51 hisse ile pilot ortak olduğunu, bu ortak tarafından ortaklığın yetkilisi olan ...'in temsil yetkisinin müşterek imza ile sınırlandırılmasına karar verildiğini ve bu hususun ihbarname ile İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirildiğini, bunun üzerine adi ortaklık adına yapılan başvurunun ortaklarca müşterek olarak imzalanmadığı gerekçesiyle 08.12.2020 tarihli davaya konu işlemle reddedildiğini, açılan davanın aktif ve pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu iş ortaklığı sözleşmesinin adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) adi ortaklık sözleşmesi ile ilgili maddelerinin uygulama alanı bulduğu, iş ortaklığı ile davalı idare arasında pansiyon yapım ihale sözleşmesinin düzenlendiği, iş ortaklığı tarafından yönetim işinin ...'a verilmesinin vekalet sözleşmesi olduğu, bu vekalet ilişkisinin iş ortaklığını oluşturan her iki şirketin oybirliği ile mümkün olabileceği, davalı idarenin nispi olan bu sözleşmeye ve iş ortaklığı iç işleyişine doğrudan müdahale etme ve yönetim yetkisinin kime ait olduğu konusunda tasarruf yetkisinin bulunmadığı, geçici kabul için yapılan başvurudan sonra yönetim yetkisinin değiştirilmesinin iyiniyet ile bağdaşmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davalı idarenin 08.12.2020 tarihli işleminin iptaline karar verilmiş; karara karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, haklı sebebin varlığı hâlinde, ortaklardan her birinin ilk etapta mahkeme kararına gerek olmaksızın yönetim yetkisini kaldırabileceği, davacı şirket tarafından yönetim yetkisinin kaldırılmasının haklı sebebe dayanmadığına ilişkin açılan bir dava bulunmadığı, adi ortaklığın tarafları arasında yaşanan temsil yetkisi sorunu nedeniyle yasal mevzuat gereği ihale işine ilişkin yapılacak işlerin müşterek imza ile yürütülmesinin uygun olacağına yönelik davalı idare kararının yerinde olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dışı ... Grup şirketinin müvekkil şirket yetkilisine karşı yetkinin kötüye kullanıldığının ispatı için dava açması gerektiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 629. maddesinin olaya uygulanmasının mümkün olmadığını, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.03.2015 tarihli ve 2014/16529 E, 2015/3667 K. sayılı kararında iş ortaklığının yönetim yetkisinin kaldırılması için öne sürülen haklı sebeplerin varlığının Mahkemece araştırılıp incelenmeden bir karar verilemeyeceğinin vurgulandığını, iş ortaklığı sözleşmesinde kararların oy birliği ile anılacağı yönünde bir hüküm bulunmaması halinde Kanun hükümlerinin uygulanacağını, 6098 sayılı Kanun'un 624. maddesine göre sözleşme değişikliğinin ve ...’ın yönetim yetkisinin kaldırılmasının oy birliği ile alınması gerektiğini, oy çokluğu ile alınabileceği kabul edilecek olsa bile, oy çokluğu anılan madde hükmüne göre ortak sayısına göre belirleneceğini oy çokluğunun da oluşmadığını, ... Grup firmasının iş ortaklığının yetkili ve temsilcisi olan . ...'ın yönetim yetkisinin kaldırıldığını bildirmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, yetkinin sadece tüm ortaklarca veya yargı makamlarınca kullanılabileceğini, idari makam olan Valiliğin bu konuda tek taraflı karar alma yetkisinin bulunmadığını, davalı idare adi ortaklık sözleşmesinin tarafını oluşturmadığı için gerek nispîlik, gerekse sözleşme özgürlüğü ilkeleri uyarınca adi ortaklık sözleşmesine müdahale edemeyeceğini, sözleşmenin içeriğini belirleyemeceğini veya değiştiremeyeceğini savunarak, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, adi ortaklık sözleşmesinde ortaklığın temsili hususunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle davalı İdareye yapılan başvuruların müşterek imza ile yapılmasına dair işlemin iptali istemine ilişkindir.
1. Davalı İdarenin ihalesini yaptığı dava konusu pansiyon inşaa işini üstlenenlerin davacı ile dava dışı Ömür Grup Şirketinin oluşturduğu adi ortaklık olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, adi ortaklığı ilgilendiren davalarda, dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan mecburidir. Diğer bir ifadeyle, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılmasının (veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının) zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır.
Bu kapsamda adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir. Bu açıdan ortaklar arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Adi ortaklık adına üçüncü kişiler aleyhine açılacak davaların bütün ortaklar tarafında açılması gerekir. Keza, bir ortağın diğer bir ortak aleyhine açtığı davada da, tüm ortaklar davaya dahil edilmelidir.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince; dava dışı adi ortak .... Hiz. San. Tic. Ltd. Şti.nin davaya dahil edilmesi ve davanın bütün ortaklarla birlikte görülüp sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2. Bozma sebebine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
2. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,20.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.