"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1273 E., 2023/3053 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/303 E., 2022/606 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşma istemli olarak davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat .... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının, davalı ... Hazinesi (İstanbul Valiliği Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı) tarafından yapılan ihaleye katılarak Kağıthane İlçesi .... Mah. ... ada ... parsel sayılı taşınmazı 16.06.2008 tarihinde 1.220.000,00 TL bedel ile satın aldığını, taşınmazın tapusunun 25.07.2008 tarihinde davacı adına tescil edildiğini, davacının ihale bedelinin tamamını davalıya ödediğini, yapılmış olan ihale hakkında dava dışı kişiler tarafından açılan davalar sonrasında davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/391 E. sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde İstanbul 9. İdare Mahkemesinin 2008/1257 E. sayılı dosyasından ve İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 2014/641 E. sayılı dosyasından verilen taşınmaz satış işleminin iptali kararlarına dayanılarak davacı adına olan taşınmaz tapusunun iptali ile davalı adına tesciline dair verilen kararın 10.02.2021 tarihinde kesinleştiğini, davacının gerek inşaat işleri ile gerekse de ticaret ile uğraşan bir kişi olduğunu ve davalının sebep olduğu hatalı işlemler nedeniyle 2008 yılı için 1.220.000,00 TL gibi yüksek bir parayı ödemesine rağmen 13 yıl boyunca tapulu taşınmazı hakkında hiçbir tasarrufta bulunamaması sebebiyle büyük zarara uğradığını ileri sürerek; denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde belirlenecek olan bedelden şimdilik 9.000.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava dışı kişiler tarafından açılan davalar sonucunda idari işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 04.08.2011 tarihli yazı ile davacıdan yazının tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde tarafına iade işlemine esas olmak üzere iban numarası ve banka hesap bilgilerinin bildirilmesi istenilmiş ise de idareye herhangi bir başvuru yapılmadığından bedelin emanet hesabında olduğunu, davacı tarafından satış bedelinin nereye ödeneceği konusunda idareye bilgi verilmemesi nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini, satış işleminin iptali Mahkeme kararlarından doğduğundan idarenin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının söz konusu taşınmaz için ihale neticesinde ödediği bedeli davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etme hakkının olduğu, ancak cevap dilekçesi ekinde sunulan kayıtlardan da anlaşılacağı üzere davalının davacıya gönderdiği ve davacıya tebliğ olunan yazıya göre davalının ödenen 1.220.000,00 TL'yi geri vermeye razı olduğu ve bu kapsamda tebliğden itibaren 7 gün içerisinde davacıdan iade işlemine esas olmak üzere iban numarası ve banka isminin bildirmesini istediği, bu yazı davacıya 12.08.2011 tarihinde tebliğ edildiğinden davacının artık 7 günlük süreye göre 22.08.2011 tarihinden itibaren davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürmesinde haklı olmadığı gerekçesiyle; ödenen paranın ulaştığı alım gücünü denkleştirici adalet kuralı ilkesine göre bu tarih itibariyle belirleyen bilirkişi ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 2.159.402,25 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkeme kararları ile ihalenin iptal edildiği, bu kararlara istinaden davalının tapu iptal ve tescil davası açtığı, davacının ihale ile aldığı taşınmazın tapusunun iptal edildiği, davacının güncellenmiş bedel talep etmesi karşısında, ifanın imkansız hale geliği tarihin davacının temerrüt tarihi olarak kabul edilmesinde aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dosyasında hakkaniyet çerçevesinde denkleştirici adalet ilkesine göre yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan 10.12.2021 tarihli raporda davacının 16.06.2008 tarihinde ödediği 1.220.000,00 TL'nin dava tarihi itibari ile 8.924.033,81 TL'ye ulaştığının tespit edildiğini, bilirkişi raporundaki bu tespitin hakkaniyete uygun olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince 10.02.2021 yolsuz tescil tarihi ve davalının savunmasında ileri sürdüğü davacının temerrüde düşürüldüğü 22.08.2011 tarihi itibari ile değerlerin belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan 19.04.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının ödediği 1.220.000,00 TL'nin 10.02.2021 tarihinde ulaştığı değerin 7.427.300,49 TL ve 22.08.2011 tarihinde ulaştığı değerin 2.159.402,25 TL olarak belirlendiğini, bilirkişi ek raporundaki bu tespitlere itiraz edilmiş ise de davacının temerrüde düşürüldüğü iddia edilen 22.08.2011 tarihindeki değer esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, davalı tarafından söz konusu paranın davacının hesabına yatırılmadığını, ortada kesinleşmiş bir Mahkeme kararının bulunmaması sebebi ile tapunun iadesi halinde davacıya ödeme yapılacağının beyan edilmesinin hukuki hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, eğer para davacıya ödenmiş olsaydı veya o tarih itibari ile Mahkeme kararları kesinleşmiş olsaydı davalı beyanına itibar edilebileceğini, ancak paranın ödenmemiş olması ve ortada kesinleşmiş Mahkeme kararlarının bulunmaması sebebi ile hukuken davacıdan parayı alması ve tapuyu iade etmesinin beklenemeyeceğini, ilgili yazıda davacıya ödeneceği bildirilen paranın tapunun iade edilmesi şartına bağlandığını, davacının temerrüde düştüğü kabulünün doğru olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; davanın süresinde olmadığını, davada görevli yargı merciinin idari yargı olduğunu, davacıya defalarca tebliğ edilmesine rağmen satış bedelinin nereye ödeneceği konusunda idareye bilgi vermediğinden idareden tazminat talep edemeyeceğini, satış işleminin iptali Mahkeme kararlarından doğduğundan idarenin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, hüküm kurmaya ve denetime aykırı bilirkişi raporu esas alınarak karar verildiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacıya ihale edilen taşınmazın tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin iadesi istemine ilişkindir.
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere göre; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Davacının 16.06.2008 tarihinde yapılan ihale sonucu 1.220.000,00 TL satış bedeli üzerinden taşınmazı satın aldığı ve satış bedelinin ödendiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Hazinenin açtığı tapu iptal ve tescil davası sonucunda, davacı adına olan tapu iptal edilerek Hazineye geçmiştir. Davacı, taraflar arasındaki geçerli satış sözleşmesine dayanarak taşınmazın raiç değerini isteyebilir ise de, davada talep ödenen paranın dava tarihinde ulaştığı alım gücünün denkleştirici adalete göre iadesine ilişkin olup, bu değerin Hazine tarafından açılan davanın kesinleştiği tarih itibariyle belirlenmesi gerekir. Davacıya ihale ile satışı yapılan taşınmazın Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu davacı adına olan tapusunun iptal edildiği, Mahkeme kararının da 10.02.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince paranın ifanın imkansız hale geldiği tarih olan 10.02.2019 tarihindeki ulaştığı değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davacının davalı idarenin yazısı ile temerrüde düştüğünün kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.