Logo

3. Hukuk Dairesi2024/2395 E. 2024/4321 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının satışına aracılık ettiği taşınmazın dava dışı kişi tarafından devir ve teslim edilmemesi nedeniyle, satış bedelinin garanti sözleşmesi gereğince iadesi ve faiz başlangıç tarihi ile davalı bankanın yargı harçlarından muafiyeti konularında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda alacak miktarının sözleşmenin 5.2. maddesine göre hesaplandığı, raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı bankanın yargı harçlarından muaf olmadığı, ilk ıslah dilekçesine göre karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ıslah tarihindeki talep üzerinden faize hükmedilmesinin doğru olduğu gözetilerek davacı ve davalı vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2022/881 E., 2022/1510 K.

Taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacak davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili ve davalı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın pazarlamasını ve satıcılığını üstlendiği 20 no.lu daireyi yazılı sözleşme ile satın aldığını, satış bedeli olan 88.900.000 TL’yi (eski TL) ödediğini, dava konusu dairenin teslim tarihinin 30.09.1991 tarihi olarak kararlaştırılmasına rağmen inşaatın yıllardır yapılmadığını, kendisine satılan ve bugüne kadar teslim edilmeyen daire bedeli olan 21.945,85 USD'nin uygulanacak en yüksek faizi ile tahsiline, geri verilecek meblağın eşdeğer daire bedeli altında kalıp kalmadığının tespitine, aradaki farka ve munzam zarara ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiş; 30.04.2012 tarihli ilk ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirlenen dairenin eş değer bedeli olan 152.000,00 TL'nin işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 12.01.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile, talebini 154,574,00 USD'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; yüklenici malikin ... olduğunu, inşaat teslim ve tapu işlemlerinin firmaya ait olduğunun sözleşmede yazılı olduğunu, konut satışlarının müvekkili bankanın şubesinde yapıldığını, müvekkili bankanın hiçbir zaman satıcı gibi davranmadığını ve konut alıcılarıyla yaptığı sözleşmelerde de bu konumunu açıkça belirttiğini, müvekkilinin yüklenicinin ediminin garantörü olduğunu ve garantinin de sınırlı garanti olduğunu, akdin imkansızlaştığı tarihin 09.11.1990 tarihi olduğunu, bu tarihte satın alınmış bulunan konutun değerinin 88.900.000 TL olduğunu ve istenilen tazminatın fahiş olduğunu, akdin imkansızlaştığının bildirildiğini ve konut satış bedelinin faiziyle birlikte ödenebileceğinin teklif edildiğini, davacının bu teklifi kabul etmemekle temerrüte düştüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI:

İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.09.2002 tarihli ve 2000/571 E., 2002/959 K. sayılı kararıyla; davacının sözleşme gereğince 88.900.000 TL olan konut bedelini ödediği, bilirkişi raporuna göre ödenen bedelin 21.945 USD ye karşılık geldiği bu tutarın Türk Lirası karşılığının 13.566.508,725 TL olduğu, davalı bankanın geri ödemeleri reeskont faizi ile yapılabileceği konusundaki beyanı da dikkate alınarak reeskont faizi ile davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 13.566.508,725 TL'nin reeskont faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.09.2002 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yapılan inceleme sonucunda; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 28.09.2009 tarihli ve 2009/4183 E., 2009/10471 K. sayılı ilamıyla; davacının, davalı bankanın garantörü olarak satışa sunduğu inşaattan bir adet konut satın aldığı, uyuşmazlığın çözüm yerinin Tüketici Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 08.06.2012 tarihli ve 2010/520 E., 2012/492 K. sayılı kararıyla; davacının davalı bankaya 88.900,00 TL ödeme yaptığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, 1991 yılında teslim alması gereken konutu teslim alamayarak zarara uğradığı, eş değer daire bedelinin bilirkişi raporuyla belirlendiği, davalı bankanın, gözetim ve garantörlüğünde yapılan sözleşme ve inşaatın yüklenici tarafından yapılmamasından sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, bilirkişi raporuyla belirlenmiş olan eş değer daire bedeli olan 152.000,00 TL'nin ıslah tarihi olan 30.04.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak değişken oranlardaki reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 08.06.2012 tarihli kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 18.09.2013 tarihli ve 2012/8518 E., 2013/1972 K. sayılı ilamıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu dairenin sözleşmeye uygun yapılması halinde keşif tarihi itibariyle rayiç bedelinin belirlendiği, geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın rayiç değerinin talep edilemeyeceği, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümleri çevresinde çözümlenmesi gerektiği, Mahkemece, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle, davacının taksitlerle ödemiş olduğu satış bedelinin güncel karşılığı belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 03.12.2014 tarihli ve 2014/1717 E., 2014/1756 K. sayılı kararıyla; önceki karar gerekçesi tekrar edilmek suretiyle bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.

E. Direnme Kararının Temyizi ve Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin 03.12.2014 tarihli direnme kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.09.2018 tarihli ve 2017/13-549 E., 2018/1360 K. sayılı ilamıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin davalının satışına aracılık ettiği taşınmazın dava dışı kişi tarafından devir ve teslim edilmemesi hâlinde satış bedelinin faizi ile ödeneceği kaydını içeren garanti sözleşmesi niteliğinde olup, geçerli ve taraflar için bağlayıcı olduğu, davalının devir ve teslim borcu üstlenmediği sözleşmede, taşınmazın tesliminin gerçekleşmemesi durumunda ancak sözleşme hükümleri çerçevesinde bedeli iade ile yükümlü olduğu, yerel Mahkemece hatalı değerlendirme ile taşınmazın rayiç değerine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Özel Dairenin sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümleri çevresinde çözümlenmesi gerektiği yönündeki gerekçesinin doğru olmadığı, Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin taraflar için geçerli ve bağlayıcı olduğu gözetilerek davacının alacak iddiasının sözleşmenin (5.2.) maddesi hükmü çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme hükmünün değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar

Mahkemenin 15.06.2021 tarihli ve 2019/3 E., 2021/722 K. sayılı kararıyla; bilirkişiler tarafından, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.2. maddesi gereğince yapılan hesaplamada 154.574,00 USD alacaklı olduğuna kanaat getirildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 154.574,00 USD'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

G. Dördüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 15.06.2021 tarihli kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 07.06.2022 tarihli ve 2022/1410 E., 2022/5524 K. sayılı ilamıyla; davacının, 30.04.2012 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ettiği, ıslah işleminin Kanun gereğince ikinci kez yapılamayacağından bozma ilamından sonra yapılan 12.01.2021 tarihli ıslah işleminin yok hükmünde olduğu, Mahkemece ikinci kez yapılan 12.01.2021 tarihli ıslah işlemi yok sayılarak 30.04.2012 havale tarihli dilekçe kapsamında karar verilmesi gerekirken yok hükmünde olan ıslah işlemine değer verilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

H. Mahkemece Dördüncü Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişiler tarafından, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.2. maddesi gereğince yapılan hesaplamada 154.574,00 USD alacaklı olduğuna kanaat getirildiği, Yargıtay bozma ilamı gözetilerek aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceğinden davacı tarafından yapılan 12.01.2021 tarihli ikinci ıslah işlemi yok hükmünde sayılarak 30.04.2012 tarihli ıslah dilekçesindeki talebin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 152.000,00 TL'nin 30.04.2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 17.01.2024 tarihli ve 2023/2143 E., 2024/241 K. sayılı kararıyla; Mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda alacak miktarının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği şekilde taraflar arasındaki sözleşmenin (5.2.) maddesine göre hesaplandığı, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı bankanın yargı harçlarından muaf olmadığı, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili ve davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

1. Davacı vekili; 30.04.2012 tarihli dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğunu, 12.01.2021 tarihli dilekçesinin ilk ıslah dilekçesi olduğunu, davanın 23 yıldır sürmesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, faiz başlangıcının dava tarihinden itibaren olması gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına, aksi düşünülürse 152.000,00 TL ye 30.04.2012 tarihinden itibaren %30 oranında faize faiz işletilmek suretiyle kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacı yana akdin imkansızlaştığı bildirilerek, konut satış bedelinin faiziyle birlikte ödenebileceğinin teklif edildiğini, davacının bu teklifi kabul etmemekle temerrüte düştüğünü, kararın dosya içeriğinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ve yasal mevzuata aykırı olduğunu, 5411 sayılı Kanun'un geçici 13 ncü maddesi atfıyla 140 ncı maddesine göre davalı Bankanın harçtan muaf olduğu halde aleyhine harç yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının satışına aracılık ettiği taşınmazın dava dışı kişi tarafından devir ve teslim edilmemesi hâlinde, satış bedelinin garanti sözleşmesi gereğince iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) "Başkasının fiilini taahhüt" kenar başlıklı 110 uncu maddesi.

2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.

3. 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesi ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bilirkişi raporunda alacak miktarının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında belirtildiği şekilde taraflar arasındaki sözleşmenin (5.2.) maddesine göre hesaplandığının, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğunun, faize faiz işletilmesinin mümkün olmadığının, Dairenin 07.06.2022 tarihli ve 2022/1410 E., 2022/5524 K. sayılı ilamına uyulması ile taraflar lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğunun, davanın bir kez ıslah edilebileceğinin, ilk ıslah dilekçesine göre karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun, ıslah dilekçesinde talep edilen alacak bakımından ıslah tarihinden itibaren faize hükmedileceğinin, davalı bankanın yargı harçlarından muaf olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin ve davalı vekilinin karar düzeltme dilekçesinde bildirdiği sebeplerin reddi gerekmiştir.

VII.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde bulunmayan karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı para cezalarının karar düzeltme isteyenlere yükletilmesine,

16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.