"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1132 E., 2023/1859 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 1. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2022/477 E., 2023/202 K.
Taraflar arasındaki blokenin kaldırılması ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmekle; davacının adli yardım talebinin kabulü ile kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalı Bankadan tüketici kredisi kullandığını, kredi borcunu ödeyememesi nedeniyle icra takibi yapıldığını, davalı Banka tarafından emekli maaş hesabına bloke konulduğunu belirterek, müvekkilinin maaşına konulan blokenin kaldırılmasını ve hesabından yapılan tüm kesintilerin iadesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının maaşından yapılan kesintilerin imzalamış olduğu rehin-takas-mahsup-virman talimatına istinaden yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının PTT aracılığı ile başvuruda bulunarak davalı Bankadan iki adet kredi kullandığı, taraflar arasındaki kredi kullanımlarına ilişkin sözleşmede ve başvuru esnasında alınan talimatlarda davacının kullandığı kredilerin geri ödemelerinin davacının PTT'den aldığı emekli maaşından karşılanmasının kabul edildiği, davacının imzaladığı "Kredi Sözleşmesine Ek Rehin Sözleşmesi, Taahhütname ve Virman–Takas–Mahsup Talimatı" ile rehin, takas, mahsup ve tahsilat hakkı olduğunun kararlaştırıldığı, davacının hesabından yapılan kesintilerin de bu kapsamda yapıldığının tespit edildiği, davacının sözleşme ve talimat ile kabul etmesi üzerine maaşından kesintiler yapıldığı, bu itibarla sözleşmenin bu hükümlerinin haksız şart kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, ayrıca davacının kredi borcuna karşılık davalı Bankaya başkaca herhangi bir teminat da göstermediği, davacının taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip bilahare dava açarak kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olup, iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, aksi halin kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkânsızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğuracağı değerlendirilmekle yerleşik içtihatlar doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin hastalığı nedeniyle çalışamadığını ve tek gelirinin emekli maaşı olduğunu, bunun da davalı Banka tarafından kesildiğini, İcra İflas Kanunu'na göre müvekkilinin emekli maaşının haczedilemeyeceğini, kanun koyucunun güttüğü amaç yok sayılarak müvekkilinin tüm emekli maaşına el konulması sebebiyle müvekkilinin sokaklara düştüğünü, evsiz ve yemeksiz kaldığını, sağlığı bozulduğu için ayak parmaklarının kesildiğini, ayrıca boşanma sebebiyle hükmedilen nafakayı ödeyemediği için de tazyik hapsine hükmedildiğini ifade ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Bankanın kesintileri kredi sözleşmesine istinaden yaptığı, icra müdürü tarafından yapılmış bir haczin de olmadığı, bu durumda borcun ödenmemesi üzerine Bankanın, davacının maaşına bloke konulacağına dair sözleşme hükmüne dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; banka tarafından emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve bloke nedeniyle tahsil edilen tutarın iadesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi ile değişik 5510 Sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi,
2. 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesine değişiklik getiren ve 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun'un 32/2-b maddesi,
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 31.01.2024 tarihli ve 2023/3-52 E., 2024/29 K. sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesinde "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, Sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88 inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez." hükmü bulunmaktadır.
2. 2004 sayılı Kanun'un 83/a maddesindeki; "82 ve 83 üncü maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir." hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun'un 32 nci maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun'nun 93 üncü inci maddesinin birinci fıkrasında, "... bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepleri, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
3. Bu hükmün 2004 sayılı Kanun'un 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 sayılı Kanun'un 93 üncü maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği, sözleşme hukukuna göre bu yasağın kesin olmadığı, yasanın tarafların iradesine ağırlık vererek muvafakat yoluyla emekli aylıklarına bloke konulmasına, borcun başka teminatlara başvurulmadan ödenmesine imkan sağladığı, böylece tarafların sözleşme ile belirledikleri hükmü ortadan kaldırmadığı anlaşılmaktadır.
4. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı tarafından imzalanan ek taahhütnamelerle kredilere ilişkin ödemelerin emekli maaşı hesabından virman-takas-mahsup yapılarak tahsil edilmesine muvafakat edildiğinin, davacı tarafça sözleşmeden dönülmediği gibi borcun ne şekilde ödeneceğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığının, davalı Bankanın da bu taahhüde inanarak başka teminat istemeden davacıya kredileri kullandırdığının, yine kesintilerin kredi sözleşmelerine istinaden yapılmış olup, icra müdürü tarafından yapılmış bir haczin de bulunmadığının, borcun ödenmemesi üzerine davalı Bankanın, davacının maaşına bloke konulacağına dair hükme dayanarak kesinti ve tahsilat yapmasında hukuka aykırılık bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacı adli yardım kararı almış olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.