"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1433 E., 2024/1314 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2019/24 E., 2021/98 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkili ...'in gebeliğinin 38. haftasından itibaren davalı doktor ...'ün takibine girdiğini ve doğumun yine aynı hekim tarafından gerçekleştirildiğini, gebeliğin 40.haftasında doğum için davalı hastaneye gittiklerini, müvekkiline iki kez bilgilendirmeden ve onayı alınmadan epidural anestezi uygulanması nedeniyle ıkınma refleksi üzerindeki tüm kontrolünü kaybettiğini, davalı doktordan sezaryenle doğum talep edildiğini ancak hekim tarafından kabul edilmediğini, bilgisiz ve tecrübesi hemşireler tarafından 1.5 saat boyunca müvekkilinin karnına bastırıldığını ancak başarılı olunamayınca doktor tarafından bu kez daha tecrübeli bir ebenin odaya çağırıldığını ve doğumun bu ebe tarafından hızla gerçekleştirildiğini ancak bebeğin solunumu olmaksızın morarmış şekilde doğduğunu ve ağlamadığını, zor bir doğum olacağı en başından belli olmasına rağmen doğumun gerçekleştiği odada küvöz bulunmadığını, bu nedenle bebeğin yoğunbakım ünitesine götürülmesinin yaklaşık 6-7 dakikayı bulduğunu, doğumdan 8 saat sonra bebeğin vefat ettiğini, vefat eden bebeklerini kendi kucaklarında ve kendi imkanlarıyla hastaneden çıkarmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek; müvekkili ... için 125.000,00 TL, diğer davacı ... için 125.000,00 TL olmak üzere toplam 250.000,00-TL manevi tazminatın, ayrıca bebeğin vefatı sebebiyle ileride mahrum kalacakları destek sebebiyle her bir davacı için 500,00 TL den toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri ayrı ayrı sundukları ancak içerik itibariyle aynı nitelikte olan cevap dilekçeleriyle; şirket bünyesinde çalışan Dr. ... tarafından muayene edilen davacının jinekolojik muayenesinden, normal doğuma uygun olduğunun davacılara detaylı olarak açıklandığını, davacının da 10.10.2018 tarihli “Bilgilendirme ve Rıza” başlıklı belgeleri imzaladığını, 11.10.2018 günü normal doğum sürecinde sancılara dayanamadığını ifade eden davacıya anestezi uzmanının bilgilendirmeleri sonrası saat 12.00 sularında epidural aneztezi uygulanması için katater takıldığını, sonrasında hastanın ağrılara dayanamadığını bildirmesi ve uygun da olması sebebiyle ikinci doz anestezi uygulaması yapıldığını, hastada kesinlikle sezaryen endikasyonu olmamakla birlikte hastanın da bu yönde bir talebi bulunmadığını, doğumhanede 16.10 da dahi yapılan kontrollerde bebek kalp atımında bir problem olmadığının kayıtlı olduğunu, doğum esnasında davacı hastanın doğum eylemine yardımcı olamadığını, aktif ıkınmaları yapamadığını, bu nedenle ebe desteği ile kristaller manevrası yaptırıldığını, doğuma katılan ikinci ebenin kristaller manevrası ile sağ mediolateral epizyotomi ile doğumun gerçekleştirildiğini, bu süreçte bebeğin çocuk kalp sesi (ÇKS) takiplerinin yapıldığını, hiçbir şekilde ÇKS'de düşme olmadığını, bebeğin 16.16'da Apgar: 2 ile doğduğunu, mekonyumu olmadığını, doğumdan önce çağırılan pediatri uzmanı Dr. Ayşe Sağın Yücel ve ekibinin bebeği teslim aldığını, ilk resusitasyonun ilgili pediatri uzmanı tarafından yapıldığını, sonra yoğun bakım ekibinin gelerek bebeği entübe ettiğini ve transport küvez ile yoğun bakıma götürüldüğünü, bebeğin ölümü ile müvekkillerinin eylemleri arasında bir illiyet bağı mevcut olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden ve aynı hususlarda Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan raporlarda dava konusu olayda davalı hekimlere ait atfı kabil kusura rastlanılmadığının bildirildiği, alınan her iki raporun ve olaya ilişkin savcılık soruşturması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporun birbirini doğruladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu, hüküm ve gerekçesinde davacılar vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı anlaşılmakla davacıların tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; dava dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek hem bebeğin doğumuna ilişkin olan ve doğum esnasında yaşanan olaylar hem de doğum sonrasında bebeğin naaşının ailenin kendi imkanlarıyla götürülmek zorunda kalınması nedeniyle bu davanın açıldığını, bilirkişi raporlarına yönelik itirazları karşılanmadan karar verildiğini, davacının onamı olmaksızın uygulanan epidural anestezi nedeniyle ıkınma refleksinin kaybolduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklanan maddi manaevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan raporların taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, raporlarda dava konusu olayda sezaryen doğumu gerektirecek fetusun sıkıntı içinde olduğunu düşündürecek klinik bir durum olmadığı, bu vakada kristeller manevrasının başarılı olduğu ve doğumun gerçekleştiği, yine bu bebek için, canlandırma kararının verilmesi ve yürütülmesinin dosyada kayıtlı bilgilere göre uygun bulunduğu, dosyadaki beyanlara bakıldığında bebeğin canlandırma işlemi sonrası transport küvözle yenidoğan yoğun bakım ünitesine götürülmesine ilişkin prosedürlerin normal akışında yürüdüğünün belirtildiği anlaşılmakla davacılar vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yine dosya içerisinde ''Normal Doğum ve Müdahale İçin Hasta Bilgilendirme ve Rıza Belgesi'' başlıklı balgenin her sayfasının ayrı ayrı 10.10.2018 saat 17.20'de doğum için hastaneye başvurulduğunda davacı ... tarafından imzalandığı, formda doğumda analjezi (ağrısız doğum) için epidural anestezi (belden yerleştirilen bir katater yardımıyla ilaç verilerek ağrının giderilmesi) uygulanabileceğinin bildirildiği, sonuç olarak davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.