Logo

3. Hukuk Dairesi2024/346 E. 2024/755 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ödendiği iddia edilen yurt dışı eğitim masrafları ve faiz alacağının tespiti ile davalılar arasındaki sorumluluk oranlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davalılar lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı gözetmeyerek TL cinsinden alacak talebini reddetmesi ve faiz alacağı miktarını hatalı hesaplaması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, ancak bu yanlışlıklar yeniden yargılama gerektirmediğinden karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/229 E., 2022/475 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalılardan ...'in Bakanlık bünyesinde hesap uzmanı olarak çalışmaktayken lisansüstü eğitim yapmak üzere ABD'ye gönderildiğini, davalı ...'in mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlamadan 28.11.2011 tarihinde istifa ettiğini, iade edilmesi gereken harcamaların bakiye mecburi hizmet süresi ile orantılı olarak yüklenme senedi hükümleri doğrultusunda hesaplandığını, hesaplanan bedelin ödenmesi talep edildiği halde davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 21.821,50 USD'nin ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankasınca tespit ve ilan edilen efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak tutarıyla, 14.290,50 TL'nin 28.11.2011 tarihinden itibaren, USD cinsinden alacak için %7 ve TL cinsinden alacak için %9 olarak işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ...; yurt dışında geçirilen sürenin ilk bir yılının geçici göreve ilişkin olup kalanının eğitim amaçlı yapılmış bir görevlendirme olduğunu, ilk bir yıla ilişkin yurt dışı harcırah tutarının talep edilmesinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalılar...ve ........, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.12.2014 tarihli ve 2013/346 E., 2014/730 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 21.821,50 USD alacağın istifanın gerçekleştiği 28.11.2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereğince USD cinsi 1 yıl vadeli mevduat hesabına devlet bankalarının ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, 4.290,50 TL alacağın 28.11.2011 tarihinden itibaren davalı ...'den alınıp, davacıya ödenmesine, diğer davalılar...ve...aleyhindeki TL cinsi alacağın ödenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli ve 2015/9519 E., 2016/9326 K. sayılı ilamıyla; uyuşmazlığın 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un Geçici 1 inci maddesi uyarınca değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 31.10.2019 tarihli ve 2017/117 E., 2021/2295 K. sayılı kararla; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile 21.821,50 USD alacağın davalı ...'den alınarak davacı kuruma verilmesine, alacak ve faiz yönünden fazlaya ilişkin istem ile diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili ve davalılardan ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 04.03.2021 tarihli ve 2020/11940 E., 2021/2295 K. sayılı ilamıyla; davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, Mahkemece 25.12.2014 tarihli kararın davacı ... davalılardan ... tarafından temyiz edildiği, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 09.06.2016 tarihli ilamı ile Kanun değişikliğinin somut olayda değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Mahkemece 25.12.2014 tarihli ilk hükmü temyiz etmeyen davalılar...ve...yönünden USD cinsi alacak yönünden verilen kararın kesinleştiğinin gözetilmediği, cezai şart dışındaki alacaklar için faizin başlangıç tarihinin davalı ...'in istifa tarihi olacağı dikkate alınmadan faiz alacağı talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, hükümde tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibariyle T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL'ye çevrilerek hesaplanacak vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine eksik vekalet ücreti takdir edilmesi hatalı olup yerinde görülmediğinden bahisle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... tarafından 13.02.2020 tarihinde ödendiği savunulan 21.821,50 USD'ye ilişkin dekontun dosyaya sunulduğu, davalı ... tarafından asıl tazminat borcu tutarı olan 21.821,50 USD'nin 13.02.2020 ödeme tarihi itibariyle tekabül eden T.C. Merkez Bankası efektif döviz satış kuruna göre 131.832,41 TL olarak Hazine Maliye Merkez Saymanlık Müdürlüğü hesabına ödenmiş olduğu, bu borç tutarından davalıların sorumluluğunun ortadan kalktığı ancak ödenmiş olan bu asıl tazminat tutarına davalı ...'in istifa tarihinden davanın açıldığı 20.05.2013 tarihine kadar olan süre için hesaplanan döviz mevduat faizi olan 2.279,44 USD tutarından davalı kefiller yönünden asıl borç sorumluluğu ortadan kalkmış olması nedeniyle borcun ferisi olan döviz mevduat faizinden sorumlu tutulamayacakları, bu tutardaki döviz mevduat faizinden davalı ...'in sorumlu tutulmasının gerektiği, davacı vekilinin iddia ettiği tazminat tutarında herhangi bir azalma söz konusu olmadığından ve davalı da 13.02.2020 tarihinde bu tutarı ödemiş olduğundan tarafların haklılık oranlarının %100 ve %0 olduğu yönünde bilirkişi tarafından görüş bildirildiği, davanın açılmasına davacı tarafın sebebiyet vermediği gerekçesiyle; davalılar...ve...bakımından USD cinsinden verilen alacak kararı Mahkemenin 25.12.2014 tarihli 2013/346 E., 2014/730 K. sayılı kararı ile kesinleşmiş olduğundan anılan davalılar bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... bakımından, USD cinsinden talep edilen alacağın yargılama sırasında ödenmiş olması nedeniyle USD cinsinden konusuz kalan alacak bakımından karar verilmesine yer olmadığına, USD cinsinden talep edilen alacak yönünden belirlenen 2.779,44 USD faiz alacağının, 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi gereği Devlet Bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte ödeme günündeki hesaplanacak TL karşılığının davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, davalıların tamamı bakımından TL cinsinden talep edilen alacak yönünden talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; yurt dışı, yurt içi için davalılara ödenen meblağlar açısından davalarının tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderine hükmedilirken daha önce bozulan kararlardaki bilirkişi ücretleri, temyiz giderleri vd. giderler de hesaba katılması gerekirken bu giderlerin hesaba katılmadığı ve lehlerine hükmedilecek yargılama giderlerinin eksik hesaplandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; müvekkilinin, davacı tarafın çıkardığı borcu, Dolar/TL kurunun sürekli artmasının borcu katlanılamayacak noktalara taşıması, faiz yükünün günden güne borca eklenmesi hususlarını göz önüne alarak cebri icra tehdidi altında ödediğini, müvekkilinin geçici görevlendirme gereği ABD'de bulunduğunu ve bu nedenle de kendisine ödenen tutarların harcırah niteliğinde olduğunu, Bakanlığın eksik kalan mecburi hizmet süresine isabet eden masrafların iadesini talep ederken ilk yıl için ödenen harcırah tutarlarını da dikkate alarak hesaplama yaptığını, karar ile TL cinsinden talep edilen alacakların reddedildiğini ancak reddedilen bu talep yönünden yargılama gideri olarak vekalet ücretine hükmedilmediğini, TL cinsinden talep edilen alacak için müvekkili açısından usuli kazanılmış hak doğduğunu, yargılama gideri olarak 67.198,61 TL vekalet ücretinin davacı lehine hükmedildiğini, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hüküm uyarınca vekalet ücreti hesaplanmasının doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, zorunlu hizmet karşılığı olan kurum alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.

2. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret" başlıklı 6 ncı maddesinde; "Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur...." denilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, bozmaya uyularak verilen kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekili ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece 31.10.2019 tarihinde verilen kararda; davacının 14.290,50 TL alacak yönünden talebinin reddedildiği, bu kararın davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.03.2021 tarihli ilamıyla; davacının sair, davalının diğer temyiz itirazlarının reddedildiği, bozma sebepleri dışında kalan 14.290,50 TL yönünden davalılar lehine usuli kazanılmış hakkın oluştuğu ve bu hüküm yönünden karar kesinleştiğinden, davalılar bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken, TL cinsinden talep edilen alacak yönünden talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı İdareye ödenmesi gereken döviz cinsinden alacağa işleyen faiz tutarı 2.279,44 USD olarak hesaplanmıştır. Mahkemece faiz alacağı miktarının gerekçeli kararın bazı yerlerinde ve hüküm fıkrasında 2.779,44 USD gösterilmesinin maddi hatadan kaynaklandığı anlaşılmış ise de bu tutar üzerinden harç, vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.

Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "2.779,44 USD" ibaresinin çıkartılarak, yerine "2.279,44 USD" ibaresinin,

3. Hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin çıkartılarak yerine, "Davalılar bakımından TL cinsinden verilen alacak kararı Mahkememizin 31.10.2019 tarihli 2017/117 Esas, 2021/2295 Karar sayılı kararı ile kesinleşmiş olduğundan davalılar bakımından yeniden karar verilmesine yer olmadığına." bendinin,

4. Hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan "3.539,80 TL" ibaresinin çıkartılarak, yerine "3.043,90 TL" ibaresinin,

5. Hüküm fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan "67.198,61 TL" ibaresinin çıkartılarak, yerine "65.906,97 TL" ibaresinin,

yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,

1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.