"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/209 E., 2023/10 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davasında bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Taraf vekillerince Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri 5219 ve 5236 sayılı Kanunlar ile değişik 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/III-1 maddesinde belirtilen sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltmesi yoluna gidilemez. Karar düzeltmeye konu edilen miktarın bu sınırın altında kalması hâlinde anılan hüküm uyarınca karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre davacı yönünden karar düzeltmeye konu edilen toplam miktar 31.397,51 TL olup, Dairece temyiz incelemesi sonucunda verilen karar tarihi itibari ile karar düzeltme sınırı olan 126.560,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan sebeple, davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; davacı şirketin ... mevkiinde kurulu petrol depolama tesisinde 15.04.2009 tarihi itibariyle 15 yıl süreyle depolama faaliyeti yapmak üzere depolama lisansı sahibi olduğunu, davacı şirket ile davalı idare arasında 29.03.2009 tarihinde 226,55 m² kumluk, 1.750,58 m² deniz alanı olmak üzere toplam 1.977,13m² büyüklüğündeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanın boru hattı ve şamandıra tesisleri yapmak amacıyla 49 yıl süre ile kullanılması hususunda kullanma izin sözleşmesi imzalandığını, davalı idarenin 10.02.2014 tarihli yazısıyla sözleşmenin (5.) maddesine dayalı olarak şirketten 26.03.2009-31.12.2011 dönemine ilişkin 550.373,67 TL hasılat payı ile 203.344,02 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 753.717,69 TL'nin ödenmesini aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin bildirildiğini, sözleşmenin (5.) maddesinin B-Hasılat payı başlıklı bölümü ile C-Bedelin Süresinde Ödenmemesi başlıklı bölümüne göre gecikme zammı talep ettiğini, sözleşme ve mevzuat gereği davacı şirketin hasılat payı ödeme yükümlülüğü bulunmamasına rağmen ticari faaliyete devam edilebilmesi için istenen bedelin ödendiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla, ihtirazi kayıtla ödenen 550.373,67 TL hasılat payı ve 203.344,02 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 753.717,69 TL'den şimdilik 743.717,69 TL'nin ödendiği 03.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; asıl davadaki talebin bakiyesi olan toplam 10.000,00 TL'nin 03.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; davacı tarafça ödenen değişik dönemlere ait hasılat paylarına ilişkin açılan davaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın yasal süresinde açılmadığını, husumet yönünden reddi gerektiğini, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 79 uncu maddesinde "İrtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen Hazine taşınmazı üzerinde yapılacak tesisin bizzat hak lehtarınca işletilmesi halinde, bu tesisin işletilmesinden el edilen toplam yıllık hasılatın yüzde biri oranında pay alınır." hükmünün yer aldığını, 324 sıra sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin "Genel Esaslar" başlıklı 2 inci bölümünün "Bedellerin tahsili" başlıklı 14 üncü maddesinin B bendinin yedinci fıkrasında "İrtifak hakkı ve kullanma izni verilen alanda; proje kapsamında özel mülkiyete konu taşınmazların da bulunması halinde mümkünse hasılat payı ayrı ayrı hesaplanacak, değilse tüm tesisin işletilmesinden elde edilecek hasılatın toplam alana bölünmesi suretiyle hesaplanacak olan yıllık metrekare birim hasılat miktarının, irtifak hakkı ve kullanma iznine konu alana oranlanması suretiyle tespit edilecek olan bedel üzerinden hasılat payı alınacaktır." şeklinde düzenleme bulunduğunu, idarece davacı şirketten gecikme faizi değil gecikme zammı tahsil edildiğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 03.07.2015 tarihli ve 2015/342 E., 2015/476 K. sayılı ilamla; görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemeleri olduğundan bahisle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 11.05.2017 tarihli ve 2016/2952 E., 2017/5885 K. sayılı ilamıyla; davalının tacir ve eldeki davanın 6102 sayılı Ticaret Kanunu'nda düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı, davaya bakmaya Ticaret Mahkemesinin değil Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 21.09.2017 tarihli ve 2017/322 E., 2017/601 K. sayılı kararla; davacının resmi rakamlara göre hesaplanan hasılat üzerinden %1'lik payı yatırdığı, farklı bir ödemede bulunduğu iddiasını ispat edemediği ğerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
2. Dairece verilen 25.11.2020 tarihli ve 2020/4123 E. 2020/7050 K. sayılı ilamla; uyuşmazlık konusu hasılat payı hesabı teknik hesaplamayı gerektirdiğinden ve davacı tarafça hasılat payı hesabının yanlış yapıldığına ilişkin itirazlar da gözetilerek, Mahkemece, içinde petrol taşıma iş ve işlemleri konusunda uzman bilirkişinin de bulunduğu ehil bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı tarafça Kullanma İzni Sözleşmesinin 5. maddesi kapsamında 26.03.2009 tarihinden 31.12.2011 tarihine kadar olan dönem için 550.373,67 TL hasılat payı ve 203.344,02 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 753.717,69 TL'nin ödenmesinin talep edildiği, davacı tarafça 03.03.2014 tarihinde 761.165,91 TL'nin "dava açarak ödemeyi tamamen/kısmen geri alma hakkını saklı tutarak" şerhi düşülmek suretiyle ödeme yapıldığı, sözleşmenin (5.) maddenin (A) bendinde, "İlk yıl kullanma izni bedeli, ihale bedeli üzerinden, 2 nci ve daha sonraki yıllar kullanma izni bedelleri ise Türkiye İstatistik Kurumunca ilan edilen Üretici Fiyatları Endeksinde (ÜFE) medyana gelen artış oranının ( bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde değişim oranı) bir önceki yıl kullanım bedeli ile çarpımı suretiyle bulunacak miktarın önceki yıl kullanım bedellerine ilavesi suretiyle arttırılarak tahsil edilecektir. İlk yıl kullanma izni bedeli, ihalenin onaylanmasına ilişkin kararın müşteriye tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde peşin olarak ödenir. Mütakip yıllar kullanma izni bedelleri ise, sözleşmede belirtilen tarihte peşin olarak ödenir." hükmünün, (B) bendinde "Kullanma izni verilen taşınmaz alan üzerinde yapılacak tesisin bizzat izin sahibince işletilmesi halinde, bu tesisin işletilmesinden elde edilen toplam yıllık hasılatın yüzde biri oranında pay alınır. Kulllanma izni verilen taşınmaz alan üzerinde bulunan tesisin tamamının veya bir kısmının izin sahibince üçüncü kişilere kiraya verilmesi halinde; izin sahibi brüt kiranın yüzde biri oranında, kiracı/kiracılardan ise, tesisin işletilmesinden elde edilecek toplam yıllık hasılattan izin sahibine ödenen kira bedeli düşüldükten sonra, kalan tutar üzerinden yüzde bir oranında ayrıca pay alınır. ... Kıyılarda ihtiyaçları olan hammaddeleri getirebilmeleri ve ürettikleri ürünleri sevk edebilmeleri için tesislerin önlerine dolgu, iskele, platform, boru hattı, dolfen, şamandıra, pompaj istasyonu gibi tesisler yapılması amacıyla lehine kullanma izni verilen kişilerden; bu tesislerin üçüncü kişilere ait yüklerin yüklenmesi ve boşaltılması ile gemi konaklamasında kullanılması karışlığında elde ettikleri hasılattan Hazinece yüzde onbeş oranında pay alınır." hükmünün bulunduğu, 08.06.2022 tarihli raporda tesisin 33.355,00 m² yüzölçümlü 3757 nolu parselde olduğunun belirtildiği, tapu kayıtlarına göre taşınmazın davacı şirkete ait bulunduğu, ölçümün 3757 parselden denize kadar uzanan kısım üzerinden yapıldığı, yapılan ölçümlerde dava konusu boru hattı ve kumluk alanın toplamda 1977,13 m² olduğu, söz konusu boru hattının sözleşmenin (5.) maddesinin (B) bendinde, "Kıyılarda ihtiyaçları olan hammaddeleri getirebilmeleri ve ürettikleri ürünleri sevk edebilmeleri için tesislerin önlerine dolgu, iskele, platform, boru hattı, dolfen, şamandıra, pompaj istasyonu gibi tesisler" şeklinde açıklanan kapsamda kaldığı, buna göre davalı tarafın talep edebileceği hasılat payının 1.977,13 m²'lik alan üzerinden hesaplanacak tutar kadar olduğu, 2009-2011 yılı toplam hasılat bedelinin 31.397,51 TL olarak hesap edildiği, davacı tarafça ihtirazi kayıtla ödenen 753.718,20 TL'den sözleşme hükümlerine göre hesap edilen 31.397,51 TL'nin indirilmesi sonucu 722.320,69 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle; asıl davada 712.320,69 TL'nin ödeme tarihi olan 03.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 31.397,51 TL kısmının reddine; birleşen davada 10.000,00 TL'nin 03.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairece verilen 30.04.2024 tarihli ve 2023/3558 E., 2024/1466 K. sayılı ilamla; Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
V. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davalı vekili; mahkemenin görevsiz olduğunu, bilirkişilerce yılık brüt hasılatın %1'i üzerinden hesaplama yapılması gerekirken oranlama yapılarak hesap yapılmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kararın düzeltilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında ihtirazi kayıtla yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, tarafların sözleşme hükmü ile bağlı oldukları, talebe konu dönem bakımından hasılat elde edilen tesisin bulunduğu taşınmazın davacı şirketin mülkiyetinde bulunması nedeniyle kullanım iznine konu alan dikkate alınarak oranlama suretiyle yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmakla, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin miktar itibariyle REDDİNE,
2. Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyen davalıya yükletilmesine,
18.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.