"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/863 E., 2022/1644 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme Kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili idareye ait 22700 sicil nolu ruhsat sahasının davalı tarafından ihale yoluyla devir alındığını, akabinde müvekkili ile davalı arasında .... Noterliğinin 18.10.1995 tarihli ve 55482 yevmiye nolu ruhsat hakkının devrine ilişkin sözleşme imzalandığını, davalının 05.06.2008 tarihli dilekçesi ile sahada 50 ton üretim yaptığını bildirdiğini, daha sonra üretim yapılmadığını ve davalı tarafından 29.12.2006 tarihli terk dilekçesinin MİGEM'e verildiğini, terki müteakip olarak ruhsat alanının üçe bölünerek II. grup kapsamında ihale edildiğini, ihale neticesinde 80,78 hektarlık alanın yeniden davalıya 200711968 ruhsat numarası ile ruhsatlandığının bildirildiğini, davalı ile yapılan sözleşmenin 6/e maddesine göre; işletmeci, işletmenin ömrü boyunca ürettiği cevherin (mermer) beher tonunun ocakbaşı satış fiyatının %5'ini MTA'ya maden arama katkı payı olarak ödemeyi yüklendiğini, davacının bu paydan yoksun kaldığını ileri sürerek; sözleşmenin 14. maddesine göre 03.12.2011 tarihi itibari ile hesaplanan 1.657.920,00 TL maden arama katkı payı alacağının 01.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek cari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında düzenlenen ruhsat hakkının devrine ilişkin sözleşmenin 3 üncü maddesinde, sözleşme süresinin, işletme hakkının ilgili kanun hükümleri çerçevesinde terk edileceği tarihe kadar geçen süre olarak kabul edildiğini, müvekkilinin 29.12.2006 tarihli dilekçe ile MİGEM'e başvurarak Maden Kanunu'nun 32 inci maddesi uyarınca yaptığı terk başvurusunun kabul edildiğini, terk işleminin idari bir işlem olan olur ile geçerlilik kazandığını, söz konusu sözleşme müvekkili tarafından fesih edilmediğinden davacı zararından bahsedilemeyeceğini, dava konusu maden sahasının tekrar ihaleye çıkartılmasının MİGEM yetkisinde olup, yapılan ihalenin herkesin katılımına açık olduğunu, bu sebeple maden sahasının tekrar ihale yolu ile devrinin davacının iddia ettiği zarar ile müvekkili şirket eylemi arasındaki illiyet bağını kestiğini, davacı tarafın %5 maden katkı payını vermemek amacı ile müvekkilinin maden sahasını terk ettiği iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafça yapılan zarar hesabının da hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.11.2016 tarihli ve 2016/1516 E., 2016/1814 K. sayılı kararıyla; davalının ruhsat sahasını terk için yaptığı başvurunun kabul edilmesi nedeniyle sözleşmenin tek taraflı olarak sona erdirilmediği ve sözleşmenin 14. maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairece verilen 09.04.2019 tarihli ve 2017/15564 E., 2019/3142 K. sayılı ilamla; "... Sözleşmenin 6/a maddesinde; "işletmeci devir aldığı sahada ön işletme ve işletme dönemi çalışmalarını 3213 sayılı Maden Kanunu, bu Kanun yönetmeliklerine uygun şekilde ve yasal süreleri içinde yapacaktır. Aksine davranış nedeniyle MTA'nın maruz kalacağı gelir mahrumiyetinden işletmeci sorumlu olacaktır.", 6/e maddesinde; "İşletmecinin (sözleşme 6/c ve 6/d’de belirtilen ödemeler dışında) işletmenin ömrü boyunca ürettiği cevherin (mermer) beher tonu için ocak başı satış fiyatının % 5’ini MTA’ya maden arama katkı payı olarak ödemeyi yüklendiği", 14. maddesinde; "İş bu sözleşme işletmeci tarafından tek taraflı olarak feshedilmez. Bu sözleşmenin işletmeci tarafından yürütülmemesi veya eksik bir tarzda yürütülmesinden doğacak MTA hak ve menfaatlerini işletmeci tazminat olarak ödemeyi taahhüt eder." hükümleri düzenlenmiş olup tarafların özgür iradeleri ile kararlaştırılmış olan sözleşme maddeleri geçerli olup tarafları bağlar. Davalı, davacı kuruma sunduğu işletme projesi ile üretim, üretime bağlı tesis yatırımı ve kapasite kullanımını göz önüne alarak madenin ekonomik ve faydalı şekilde kullanılmasını taahhüt etmiştir. Bu durumda, Mahkemece; sözleşme hükümleri ve işletme projesi dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 28.03.2022 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 90.406,00 TL MAKP alacağı ve 252.941,00 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 11.06.2024 tarihli ve 2023/2505 E., 2024/1933 K. sayılı kararıyla, Mahkemece hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar gözetilerek verildiği, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin sebeplerin incelenmesinin mümkün olmadığı, davalının Maden İşleri Genel Müdürlüğüne 03.01.1996 tarihinde sunduğu işletme projesinde belirttiği veriler üzerinden, yıldan yıla değişen yeniden değerleme oranları da dikkate alınarak düzenlenen 28.03.2022 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamanın hükme elverişli olduğu, bu nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, ne var ki; dava değeri faiz alacağını içermediği halde Mahkemece, 90.406,00 TL maden katkı payı alacağı + 252.941,00 TL işlemiş reeskont faize hükmedilmesi suretiyle taleple bağlılık kuralının ihlal edildiği, yine maden katkı payı alacağına dava tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan oranda temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı vekili; bozmadan sonra üç ayrı heyetten alınan raporlardaki tespitlere göre çelişkilerin giderildiği ifadesinin gerçeği yansıtmadığını, dosyaya kazandırılan önceki tarihli iki raporda davacı Kurum lehine değerlendirme yapıldığı halde yeniden rapor alındığını, söz konusu rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, hükme esas alınan raporda hem ocakbaşı satış fiyatının belirlenmesinde uygulanan yeniden değerleme oranı, hem de 10 yıl sürenin esas alınması bakımından hata edildiğini, 1997 yılı için ocak başı satış fiyatını bulmak için uygulanacak olan yeniden değerleme oranı 1996 yılı Aralık ayında açıklanan ve %72,8 olan olan değer iken, yanlış olarak 1997 Aralık ayında açıklanan %80,4 oranının uygulandığını, bu haliyle her yıl için bulunan ocak başı satış fiyatında aynı hatanın tekrarlandığını, 18.12.2020 tarihli raporda söz konusu oranların doğru şekilde uygulandığını, işletme projesi kapsamında 60 yılın esas alınması gerektiğini, bu durumun bozma kararına da aykırı olduğunu, görünür rezerv ve kalitesi belirlenmiş maden varlığını değerlendirmek taahhüdü bulunan davalı şirketin, işletme ruhsat süresi dolduktan sonra maden varlığını değerlendirmekten vazgeçme, temdit etmeme, dolayısıyla Kurumun gelirini ortadan kaldırma hakkı bulunmadığını ileri sürerek, kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmeye dayalı olarak maden katkı arama payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulan bozma ilamında belirtilen esas ve usullerde araştırma ve inceleme yapılarak karar verildiğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE,
Aşağıda yazılı para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,
18.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.