Logo

3. Hukuk Dairesi2024/36 E. 2024/4348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı hastane ve hekimin tıbbi müdahalelerindeki kusurları nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilirkişi raporları ve ek raporlar ile davalı hastane ve hekimin teşhis ve tedavilerinde sorumluluk gerektirecek bir ihmal veya hatanın bulunmadığı, bilgilendirme ve onam formları ile yapılan bilgilendirmenin yeterli olduğu ve davalıların kusurunun olmadığı değerlendirilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1041 E., 2023/1535 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/172 E., 2023/81 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin kalçada ağrı şikayetiyle davalı hastaneye başvurduğunu, davalı doktor ... tarafından muayene edilerek kalça kireçlenmesi tanısı ile 17.09.2014 tarihinde ameliyata alındığını, ameliyatın iyi geçtiğinden bahisle taburcu edildiğini, 01.12.2014 tarihinde tekrar ameliyata alındığını, ikinci ameliyatın çok zor ve ağrılı geçtiğini, meydana gelen hasarlar nedeniyle 19.01.2015 günü yeniden ameliyata alındığını ancak sol bacakta his kaybı meydana geldiğini, 25.02.2016 tarihinde sol bacak kalça protezinin kontrolü ve yenilenmesi için dördüncü kez operasyona alındığını, ameliyat masasında hastane personeli tarafından sedyeden yere düşürüldüğünü, doktorun ilgilenmediğini, zamanında gerekli müdahalelerinin yapılmadığını, beşinci kez operasyon geçirdiğini ve başka bir hastanede tedaviye devam edildiğini ve kendisine yanlış tedavi yapıldığının bildirildiğini, davalı hastane ve hekimin ağır tıbbi kusuru nedeni ile müvekkiline uygulanan hatalı müdahaleler neticesinde müvekkilinin yürüyemez hale geldiğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal fazili ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraflarca süresinde cevap verilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece alınan bilirkişi raporları ile davalı hastanedeki teşhis ve tedavileri ile davalı doktor/hastanenin sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hatasının bulunmadığının bildirildiği

gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; ikinci operasyon sırasında davalı doktor tarafından sol kalçaya takılan protezin uzun bırakılması sebebiyle müvekkilinde ağır hasarlar oluştuğu, alınan hiçbir bilirkişi raporunda bu hususun incelenmediğini, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini davanın eksik inceleme neticesinde reddine karar verildiğini, müvekkili davacının protezinin kemik kırığına neden olması ve müvekkilin batın bölgesinde yaralanma oluşmasının nedeninin irdelenmediği gibi, ameliyat sonrası neden ertesi gün tekrar ameliyata alındığının açıklanamadığını, müvekkili davacının detaylı olarak aydınlatılmadığını, gelişebilecek komplikasyonlar açıklanmadan imzasının alındığını, yapılan onamın eksiksiz olduğunun ispat külfetinin davalı taraf üzerinde olduğunu, onamın imzalanmış bulunduğundan bahisle somut gerçeklik araştırılmadan kanıya varılamayacağını, raporlarda müvekkilinin operasyondan bir gün sonra neden kalçasında çıkık oluştuğunu, bu durumun sedyeden düşürülmesi ile illiyetli olup olmadığını, operasyonlar sonrası yine sol kalçanın neden pelvise çıkıntı yaptığının, pelvik asimetrinin neden oluştuğunun hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, tetkik açıklamalarına yer verilmekle yetinildiğini, ancak hiçbir tıbbi denetim yapılmayan raporların sunulduğunu, yerel mahkemece bu eksikler giderilmeden, denetime elverişli bir rapor alınmadan esas hakkında hüküm verildiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı hekimin kusurunun bulunmadığına dair birbirini teyit eder nitelikteki Adli Tıp Kurumu raporu ve heyet rapor ve ek raporunun hüküm tesisi için yeterli bulunması ile gerekçe içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle oluşan maddi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 502 ve devamı maddeleri.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Davacı vekilince bilirkişi raporunun yetersiz olduğu belirtilerek temyiz itirazında bulunulmuş ise de; dosyanın incelenmesinde, alınan iki adet bilirkişi kök raporu ve ek rapor ile davalı hastanedeki teşhis ve tedavilerinde davalı doktor ve hastanenin sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hatanın bulunmadığının belirlenmiş olduğu, bilgilendirme ve onam formları ile yapılan bilgilendirmenin yeterli olduğu, davalıların kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasını gerektirmiştir.

VI.KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.