"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/351 E., 2023/291 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalının yönetim ve tasarrufunda bulunan Kervan Apartmanının yan sağ duvarlarını reklam asmak amacıyla 01.02.2002 tarihli sözleşme ile kiraladığını, Reklam Asma Hakkı Sözleşmesi yürürlükte iken davalının başka bir firma olan DG Medya Reklam Hiz.San.ve Tic.Ltd.Şti. ile anlaşma yaparak müvekkili şirketin sözleşmesinin sona erdiğinden bahisle 01.02.2005 tarihinden itibaren reklam asmasını sona erdirdiğini, davalıya karşı açılan davada İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.12.2005 tarihli ve 2005/203 E. ve 2005/478 K. sayılı ilamı ile müvekkili şirketin kira sözleşmesinin 6570 sayılı Kanun gereği 01.02.2005 tarihinden itibaren kendiliğinden uzadığının ve yürürlükte olduğunun tesbitine karar verildiğini, davalının böylece akde aykırı hareket ettiğinin sabit olduğunu ileri sürerek; müvekilinin bu nedenle doğan 540.000,00 TL zararından, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Apartman Yöneticiliği vekili; yöneticiye husumet yöneltilemeyeceğini, davacının kendi edimini yerine getirmediğini, akdin yenilenmeyeceğinden bahisle gönderilen fesih bildirimli ihtarnamenin davacı şirketin bildirilen adresten ayrıldığından bahisle geri döndüğünü, davacı kira bedelini yatırmadığı gibi Belediye tabela vergisini de ödemediğinden astığı reklam panosunun Belediye yetkilileri tarafından kaldırıldığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin görevsizlik kararının Yargıtay tarafından bozulması üzerine, Mahkemece verilen 26.12.2017 tarihli kararla, davanın kısmen kabulüne, dahili davalılar aleyhine harcın yatırılarak usulüne uygun suretle açılan bir dava olmadığından hüküm tesisine yer olmadığına, 63.550,00 TL kar mahrumiyeti ve 36.450,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 100.000,00 TL alacağın, 90.000,00 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1.Mahkeme kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesine üzerine, Dairenin 09.10.2019 tarihli ilamıyla; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, Mahkemece öncelikle davacı kiracının aynı şartlarla başka bir yeri kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 125. madde hükmü gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen yine aynı Kanun’un 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması ve hâkim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kar üzerinden hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
2.Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın devamı esnasında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 05.05.2022 tarihli müzekkeresinde görüldüğü üzere davacı şirketin 07.07.2014 tarihinde resen terkin edildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davacı tarafın tüzel kişiliği kalmadığından davacı vekiline 25.10.2022 tarihinde şirketin ihyası davası açmak üzere 1 ay kesin süre verildiği ancak davacı vekilince bir beyan ve belgenin sunulmadığı gibi dava açıldığının bildirilmediği, böylece davacı tarafın aktif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle, taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; re'sen terkin sırasında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) geçici 7/2. maddesine riayet edilmediğini, şirketin davacı sıfatıyla devam eden bir davası bulunmasına rağmen usulsüz olarak sicilden terkin edildiğini, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca 5 yıllık ihya davası açması süresinin de kaçırıldığını, bu nedenle Mahkemece verilen sürenin anlamsız olduğunu beyan ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin süresi bitmeden kiraya konu taşınmazın kullanılamaması nedeniyle uğranılan kâr kaybı zararının tazmini ve sözleşmede kararlaştırılan cezai şart istemine ilişkindir.
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114/1-d bendi gereği; ''Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması'' dava şartlarından olup Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
2.Mahkemenin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazdığı müzekkereye verilen cevapta; davacı şirketin TTK'nın geçici 7. maddesine göre 07.07.2014 tarihinde resen terkin edildiğinin bildirildiği ve böylece davacı şirketin taraf ehliyetinin ortadan kalktığı, bu durumda Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının HMK'nın Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
HUMK'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde düzeltme yolu açık olmak üzere,
07.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.