Logo

3. Hukuk Dairesi2024/392 E. 2024/802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel bir hastanenin, davalı Kurum tarafından yapılan ve haksız olduğu iddia edilen kesintinin iptali ve ödenmesi talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin istinaf aşamasında süre tutum dilekçesi dışında savunma yapmaması ve temyiz aşamasında ileri sürdüğü yeni itirazlarının kamu düzeninden olmaması gözetilerek, davacının ıslah dilekçesiyle artırdığı miktar üzerinden hüküm kuran Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1748 E., 2022/1441 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/263 E., 2020/409 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin Özel Sorgun Güven Hastanesi olarak halen Yozgat İli Sorgun İlçesinde faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında sağlık hizmeti satım alım sözleşmesi yapıldığını, hizmet bedellerinin davalı Kurum tarafından sözleşme gereği ödendiğini, davacı şirketin Aralık 2017 dönemine ait hak edişlerinden Kurumun %28,3550 oranında ve 180.023,79 TL kesinti uygulaması yaptığını, kesintinin haksız olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi tespitinden sonra arttırılmak üzere şimdilik 10.000 TL kesintinin iptaline ve davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 23.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 113.123,23 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, hastalara yeşil alandan fatura edilmek yerine kırmızı alan (acil hal) olarak işlem yapıldığı için hastalardan Kurum adına alınması gereken katılım payının alınmadığını, bu durumun Kurum adına zarar oluşturduğunu, kadın hastalıkları ve doğum bölümünden yapılan kesintilerin ana sebebinin hastaların şikâyetleri, muayene bulguları, tanılar ile örtüşmeyen tetkik ya da mükerrer sayıda tetkik yapılması olduğunu, çocuk sağlığı ve hastalıkları grubunda klinikle uyumsuz tetkik ve uygunsuz mükerrer sayıda antibiyotik kullanıldığının görüldüğünü, iç hastalıkları bölümünde yapılan kesintilerin ana sebebinin hastaların şikayetleri, muayene bulguları, tanıları, öncesinde yapılması gereken tetkiklerin yapılmaması, tetkiklerin gereğinden çok fazla istenmesi ve takip işlemleri ile istenen ileri tetkiklerin uyumlu olmaması olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; denetlenmeye elverişli bilirkişi heyet raporu, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonrasında davacının davasının kabulü ile, 113.123,23 TL'nin 10.000 TL'sinin dava tarihinden 103.123,23 TL'sine ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı istinaf dilekçesinde; davalı Kurum tarafından yapılan tıbbi yönden uygunluk denetimi ve buna binaen yapılan hak edişten kesintilerin Danıştay kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, tarafından yürütülen faaliyetlerin kamu hizmeti niteliğinde olduğunu, kesintiler ve bunlara ilişkin gerekçelerin hukuk devleti ilkesine aykırılık içerdiğini, davaya konu idari işlemin ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek, Mahkemenin kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın ve talebin tamamen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili süre tutum dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle istinaf olunan İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürmediği itirazları temyiz dilekçesinde ileri sürerek, Sağlık Uygulama Tebliği dikkate alındığında, hastaların acil servis başvuruları acil hal (kırmızı alan) kabul edilmemiş, ancak hastane bu tür hastaları yeşil alandan fatura edip bedelini almak yerine, kırmızı alandan fatura ederek daha fazla ücret talebine neden olduğu, bu nedenle de kesinti gerçekleştiği, bununla birlikte hastalara çok ciddi tanılar konulmasına rağmen reçete yazılmaması ve hastaların bu tanılarla gönderilmesi, sonrada hastaların bu tanılarla ilgili başka doktorlara başvurup tedavi almamaları nedeniyle kesintiler yapıldığı, hastalardan kurum adına alınması gereken katılım payının alınmadığını, kurum adına zarar oluştuğunu, Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümünde ayaktan ve yatan hasta grubuna ait yapılan kesintilerin ana sebebinin hastaların şikayetleri, muayene bulguları, tanılar ile örtüşmeyen tetkik ya da mükerrer sayıda tetkik yapılması olduğunu, yine Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları grubunda ayaktan ve yatan hasta gruplarında klinikle uyumsuz tetkik ve uygunsuz/mükerrer sayıda antibiyotik kullanıldığını, İç Hastalıkları bölümünden ayaktan ve yatan hasta gurubuna ait yapılan kesintilerin ana sebebinin hastaların şikayetleri, muayene bulguları, tanıları, öncesinde yapılması gereken tetkiklerin yapılmaması, tetkiklerin olması/yapılması gereğinden çok daha fazla istenmesi ve takip işlemleri ile istenen ileri tetkiklerin uyumlu olmaması sebebiyle dava konusu kesintilerin yapıldığını, yapılan işlemlerin haklı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili, davada 180.023,79 TL üzerinden tam kabul kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, uygulanan haksız kesinti bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 187, 188, 189 ve 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosyanın incelenmesinde; davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinde sadece süre tutum dilekçesi verdiği, daha sonra ise istinaf dilekçesi vermediği, temyiz aşamasında ileri sürülen itirazların da kamu düzeninden olmadığı anlaşıldığından, istinaf aşamasında ileri sürülmeyen itirazların temyiz aşamasında dikkate alınmaması sebebiyle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü itirazların reddi gerekmektedir.

2. Davacı vekili, dava dilekçesinde dava değerini 10.000 TL olarak göstermiş, 23.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 113.123,23 TL'ye yükseltmiş olduğundan, Mahkemece ıslah edilen bedel üzerinden verilen tam kabul kararında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerince ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.