Logo

3. Hukuk Dairesi2024/406 E. 2025/927 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacı adına yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde özen yükümlülüğüne aykırı davranıp davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh ettirmemesi ve sözleşmede belirtilen devir işlemleri için başvuruda bulunmaması gibi özen yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle davacının zarara uğramasında kusurlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı vekil lehine verdiği karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1790 E., 2023/1918 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2023/219 E., 2023/402 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 18.02.2025 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin ilk olarak Muğla ili, ... İlçesi ... Mahallesi ... mevkiinde kain 472 Ada 454 parselde kayıtlı yeri satın almak için hissedarların vekili olduğunu söyleyen davalı ... ile 15.12.2018 tarihinde anlaşarak 100.000,00 TL peşinat ödediğini, sonrasında ...'in bu taşınmazda sorun olduğunu söylemesi üzerine bu kez aynı ilçede ... Köyü 417 ada 19 parselde kain arsanın 475.000,00 TL bedelle satışı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin 06.03.2019'da ...'e 375.000,00 TL daha ödeyerek kendi edimini ifa ettiğini, bu süreçte hissedarlarla sorun yaşamamak için hukuki yardım almak üzere davalı avukat ... ile anlaştıklarını, ...'nin işlerle bizzat ilgileneceğini, hiçbir sorun yaşamayacağını, ...'e yapılan ve yapılacak ödemeleri de güvence altına alacağını, ...'den ayrıca ipotek alacağını söylediğini, davalı ...'ye gayrimenkul alımı ve ipotek tesisi için 2 ayrı vekaletname verildiğini, ancak tapuda hisse devralacağı sanılan davalı ...'nin müvekkilinin iradesi aksine 06.03.2019 tarihinde .... ile Bodrum .... Noterliğinin 1488 yevmiye nolu 'Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi'ni imzaladığını, sözleşmeye göre de satış bedeli peşin alınmış olup, 01.04.2019 tarihine kadar tapu devri gerçekleşmediği taktirde Av.... tarafından yapılacak başvuru ile müvekkili adına kayıt ve tescil ettirmesi için ...'dan muvafakat alındığını; sözleşmenin de taraflarca birlikte veya tarafların birince tapu kütüğüne şerh edilebileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı ...'nin sözlemeyi tapu kütüğüne de tescil ettirmediğini ve davalı ...'den ayrıca ipotek almadığını, sonuç itibariyle müvekkiline devredilecek hissenin 18.04.2019 tarihinde üçüncü bir kişiye satıldığını, davalı ...'in ödenen bedelin 55.000,00 TL'sini müvekkiline iade ettiğini, davalıların 06.03.2019 tarihinde işbirliği içerisine girerek müvekkilini oyaladıklarını ve kandırdıklarını, ...'nin vekalet görevini kötüye kullanarak müvekkilinin zarara uğrattığını ileri sürerek; davanın kabul ile, 420.000,00 TL'nin haksız fiil tarihi olan 06.03.2019'dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ...; davacının asıl isteğinin 472 ada 454 parselin satın alınması yönünde olduğunu, nitekim bu parsel için ödenen 100.000,00 TL ve ödenecek 375.000,00 TL'nin garanti altına alınması için ...'in 417 ada 19 parseldeki hisseyi teminat göstereceğini bildirmesi üzerine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzaladığını, söz konusu taşınmaz elbirliği mülkiyetinde olduğundan hissedarların tümümün onayı olmadan ipotek konulamadığını ancak ...'den olan alacağı teminat altına alabilmek için ...'le bir de alacağın temliki sözleşmesi imzaladığını, bizzat davacı tarafın teminat amacıyla gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalanan taşınmaza masraf yapmak istememesi nedeniyle tapuya şerh verme ve taşınmazın tescili işlemlerini yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu satış vaadi sözleşmesi ve dosyada mevcut adi yazılı sözleşmeler nazara alındığında davalı ...'a davacı tarafından yapılan ödemenin sabit olduğu, davacı beyanında da aleni olduğu üzere davalının 55.000,00 TL'yi davacıya iade ettiği, bakiye kalan kısmın 420.000,00 TL olduğu ve davalı ...'ın davaya konu sözleşmeden kaynaklı hukuki yükümlülüğünü yerine getirmediği, alacağa dayanak yapılan satış vaadi sözleşmesinde davalı ...'in davacıyı vekil sıfatı ile temsil ettiği, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesine ekli belgelerden görüleceği üzere her ne kadar satış vaadine konu taşınmaz 417 ada 19 parsel sayılı taşınmaz ise de davacının iddia ettiğinin aksine satışı talep edilen taşınmazın 472 ada 454 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve bu taşınmazın davacıya devrinin de çok hissedarlı olmasından kaynaklı yapılamadığı ve bu hali ile somut uyuşmazlıkta davalı ...'in temsil yetkisini kötüye kullandığına dair dosyada somut bir delil mevcut olmadığı gerekçesiyle; açılan davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile; 420.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine, davacının faiz yönünden fazlaya ilişkin isteminin reddine, davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 'davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı ...'nin müvekkilinin iradesine aykırı olarak tapuda devir işlemi yapmak yerine Noterde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladığını ve bu sözleşmeyi de tapuya şerh ettirmediğini, sözleşmede belirtilmesine rağmen 01.04.2019 tarihinde taşınmazın devri için tapuya başvurmadığını ve taşınmazın 3.bir kişiye devredilmesi suretiyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, Şükriye'nin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını, Noter senedine rağmen davalının herhangi bir resmi delile dayanmayan beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı ... yönünden vekilin özen yükümlülüğüne aykırı davranmasından kaynaklı alacak istemine ilişkindir.

Vekalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 502 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK'nın 506.maddesi gereği vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur.

Bodrum .... Noterliğinin 06.03.2019 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinde; satmayı vaat edenin ... vekili ..., satın almayı vaat edenin davacı ... vekili ... olduğu, bedelin 475.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı ve peşin ödendiğinin bildirildiği, sözleşmenin ''tapu devri'' başlıklı 1. maddesinde gayrimenkulün mülkiyetinin alıcıya en geç 01.04.2019 tarihinde tapuda devredileceği, tapuda ferağ takriri verilmediği taktirde alıcının kendi adına ilgili tapu sicil müdürlüğüne müracaatla adına kayıt ve tescil ettirmesine muvafakati olduğunu bildirdiği, ''sözleşmenin tapu kütüğüne taraflarca birlikte veya taraflardan birince şerh verilebileceğinin kararlaştırıldığı'' anlaşılmıştır.

Her ne kadar davalı ..., davacının asıl isteğinin başka bir taşınmazı satın almak olduğunu, ...'e ödenen bedelin teminat altına alınması amacıyla 417 ada 19 parsel için taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını beyan etmişse de; davalının bu beyanının doğru olduğu kabul edilse dahi teminat için imzalanan sözleşmede yer alan açık düzenlemelere rağmen sözleşmenin vekil olan davalı tarafça tapuya şerh edilmediği, yine sözleşmede 01.04.2019 tarihine kadar tapuda devir yapılmadığı taktirde alıcının ilgili tapu sicil müdürlüğüne ferağ için başvuracağı belirtilmesine rağmen bu başvurunun yapılmadığı, davalı bu taşınmaz için masraf yapılmak istenmediğini ileri sürmüşse de bu hususu ispatlayamadığı, sonuç itibariyle taşınmazın 3.bir kişiye devredilmesi nedeniyle davacının zarara uğradığı ve vekil olan davalı ...'nin özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı sabit olup, bu nedenle oluşan zarardan diğer davalı ...'le birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle Şükriye yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi Kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1.maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ...'den alınıp davacıya verilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.