"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2196 E., 2023/2632 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2020/119 E., 2022/419 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili, davalılardan İbrahim vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkilleri ..., ... ve ...'in murisi, ...'nin oğlu ve ...'nın kardeşi L.Y'ın 2018 yılı Nisan ayında yutkunma şikayeti ile dava dışı devlet hastanesine müracaat ettiğini, orada yapılan muayenede reflü teşhisi koyulduğunu ve 2 ay süreyle ilaç tedavisi gördüğünü, şikayetlerinin devam etmesi üzerine, 04.06.2018 tarihinde davalı hastaneye müracaat ettiğini, 08.06.2018 tarihinde diğer davalı doktorlar tarafından mide, yemek borusu ve troid bezinden ameliyat olduğunu ve 12.06.2018 tarihinde taburcu edildiğini, aynı tarihte akşam saatlerinde durumunun ağırlaşması üzerine ambulans ile davalı özel sağlık kurumuna bağlı hastanenin acil servisine götürüldüğünü ve yoğun bakıma alındığını, yoğun bakımda murisin yemek borusuna takılacak stentin bulunmadığı gerekçesi ile Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildiğini ve söz konusu hastanede yoğun bakıma alındığını, 13.06.2018 tarihinde yemek borusuna stent takıldığını ve bu işlem sırasında yemek borusunda daha önceki ameliyat sırasında oluşan yırtık tespit edildiğini, yırtığın kısmen onarıldığını, muriste yırtık nedeni ile enfeksiyon oluştuğunu ve enfeksiyonun etkilerine bağlı organ hasarı nedeniyle 14.11.2018 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisinin tedavisinin tıp kurullarına uygun yapılmadığını, davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ... için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 150.000,00 TL manevi tazminat, ... için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00 TL manevi tazminatın, ... için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 100.000,00 TL manevi tazminat, ... için 100.000,00 TL manevi tazminat, ... için 75.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 05.10.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini ... yönünden 663.070,06 TL, ... yönünden 119.452,68 TL, ... yönünden 26.652,56 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili; davacıların murisinin tedavi ve ameliyatının tıp kurallarına uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin kusursuz olduğunu, dava konusu olaya ilişkin olarak müvekkili hakkında yapılan idari soruşturma neticesinde kusursuz olduğunun belirlendiğini, ölüm ile müvekkili tarafından gerçekleştirilen operasyon arasında illiyet bağının bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davacıların murisinin tedavi ve ameliyatının tıp kurallarına uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin ameliyatta sadece anestezi uzmanı olarak görev yaptığını, ameliyattan önce gerekli bilgilendirmelerin yapıldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı ... Özel Sağ. Hiz. Med. Gayr. Otel. San ve Tic. A.Ş. vekili; davacıların murisinin tedavi ve ameliyatının tıp kurallarına uygun olarak yapıldığını, davalının kusursuz olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 30.12.2020 tarihli ATK raporunda, kişiye 07.06.2018 tarihinde Genel Cerrahi Uzmanı Dr. ... tarafından yapılan Akalazya ameliyatının tekniğinin uygun olmadığı, ameliyatta mide tarafından 2 cm, özefagus tarafında 8 cm'lik myotomi yapılmasının gerektiği, yapılan ameliyatta darlık olan bölgenin 3 cm proksimal ve 3 cm distaline kadar myotomi yapıldığı ve önerilen ameliyat sırasında myotomi yapılan alanın üstüne mide fundusunun getirilerek örtülmesi gerektiği, bunun da yapılmamış olduğu, sonrasında metilen mavisi içirilerek yapılan kaçak testinin yöntemlerden birisi olduğu, fakat suda eriyen kontrastla yapılan üst GİS grafisinin veya oral kontrastlı BT'nin daha güvenilir olduğu, ameliyat sonrası 3. günde göğüs ağrısı, boynunda hafif krepitasyonu olan ve iv. Kontrastlo Toraks BT'ye ait raporda mediastinal hava, bilateral effüzyon, atelektazi mevut olduğu, batında sıvısı mevcut olduğu belirtilen hastada ilk planda kaçağın düşünülmesi gerektiği, kişinin takiplerinde davalı doktor İbrahim Cenk'in kaçak yönünden etkin araştırma yapmamış olmasının eksiklik olduğu, yapılan eksiklik ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu, ameliyat sırasında anestezi işlemlerinden sorumlu davalı ...'nun uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu, destekten yoksun kalma tazminatının hesabına ilişkin alınan aktüerya kök raporu doğrultusunda davalılar İbrahim Cenk ve ... şirketi aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne, davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yapılan eksik işlem ile davacıların murisinin ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu nazara alınarak davalı ... ve davalı hastanenin manevi tazminattan da sorumlu olacakları gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, toplam 809.176,03 TL maddi, 315.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, davalılardan İbrahim vekili, davalı şirket vekili ve feri müdahil vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2023 tarihli kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacılar vekili, davalılardan İbrahim vekili ve davalı şirket vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1.Davacılar vekili; hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalılar İbrahim ve ... Özel Sağ. Hiz. Med. Gayr. Otel. San ve Tic. A.Ş. vekili; Eskişehir 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/579 E. sayılı dosyasında görülmekte olan davada soruşturma izninin alınması için yargılamanın durdurulmasına karar verildiğini, Sağlık Bakanlığının 15.08.2023 tarihli kararıyla mevcut durumun öngörülemeyen bir komplikasyon olarak meydana geldiği gerekçesiyle müvekkili hakkında soruşturma izni verilmediğini, buna ilişkin kararın Bölge Adliye Mahkemesince dikkate alınmadığını, dosyada alınan kusur raporunun ölüm ile tıbbi müdahale arasındaki illiyet bağını ele almadan kusuru tartışmaya dayandırmadan soyut kabullerle düzenlendiğini, müteveffa taburcu olduktan sonra gelişen komplikasyonun yönetiminde hatalar oluşmuş ise bu durumdan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, stentin geri çekilmesi işleminin ameliyat notlarında raporlanmadığını, Gastroentolojinin yazmış olduğu endoskopi işlemi notunda yazıldığını, Mahkeme dosyası arasında Gastroentolojinin bu raporunun olmadığını, doğru bir sonuca ulaşabilmek için bu endoskopi notunun ESOGÜ'den temin edilerek dosyanın bu rapor ile birlikte bilirkişi incelmesine gönderilesi gerektiğini, müteveffanın Tıp Fakültesine kaldırıldıktan 5 ay sonra vefat ettiğini, aradan geçen bu süre nazara alındığında müvekkilinin müteveffaya uyguladığı teşhis ve tedavi ile müteveffanın ölüm neticesi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, Mahkemece ceza davası bekletici mesele yapılmadan karar verildiğini, hükme esas alınan ATK raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinde göğüs hastalıkları uzmanının bulunmadığını, hesap bilirkişisi raporunda müteveffanın çalıştığı Arçelik firmasınca ölüm nedeniyle ödenen tazminat miktarı indirilmeden hesaplama yapıldığını, müteveffanın çalıştığı işyerinde toplu iş sözleşmesinin bulunduğunu, toplu iş sözleşmesi uyarınca davacılara bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın 14.11.2018 tarihinde vefat ettiğini, bu dönemde PMF yaşam tablosunun uygulanması gerekirken, bilirkişi tarafından TRH tablosuna göre hesap yapılmasının hatalı olduğunu, davacı tarafın manevi tazminat koşullarının oluştuğunu ispatlayamadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, vekalet ilişkisinden kaynaklı hekim hatası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemece aldırılan ATK raporu ile ceza yargılamasında alınan bilirkişi kurul raporlarının birbiriyle uyumlu olmasına, meydana gelen tıbbi sonucun hekim hatası olarak nitelendirilmesine, buna göre kusurlu olan hastane ve doktorun sorumlu olduklarına, davacıların sosyal ekonomik durumu ile olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat tutarlarının dosya kapsamına uygun olduğunun anlaşılmasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.