Logo

3. Hukuk Dairesi2024/441 E. 2024/1851 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma ilamına uyularak verilen kararda usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek davacıların karar düzeltme istemi reddedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından, katılma yoluyla davalı ...Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Davacılar vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; kızları 22.07.2002 doğumlu ...'nin 27.11.2002 tarihinde solunum rahatsızlığı (bronşiolit başlangıcı) nedeniyle Yalova SSK Hastanesine yatırıldığını, daha iyi hizmet almak için 02.12.2002 tarihinde Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş.ye ait Carousel Acıbadem Hastanesine yatırdıklarını ve davalı Dr. Gökhan'ın doktor olarak kızlarının tedavisini üstlendiğini, bu arada ...’de ishal başladığını, davalı doktorun ishal nedeniyle doğabilecek sıvı kayıplarının önlenmesi için de mama verdiğini, ancak ...’nin solunum rahatsızlığı nedeniyle beslenmesinin güçlükle olduğunu ve aldığı sıvıların genzine kaçtığını, sıvı alımında sorun olmasına rağmen bu konuda gereğinin yapılmadığını, ...'nin durumunun kötüye gitmesine rağmen herhangi bir doktor gelmediğini, saat 12:00 sularında bebeğin kusmaya başlaması üzerine hastanede mavi kod alarmı verildiğini, hastanede bulunan diğer doktorların geldiğini, ancak bu arada ...'nin vefat ettiğini, davalılardan Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş.nin çalıştırdığı diğer davalı Dr. Gökhan'ın ağır kusurlu hareketi neticesi küçük ...'nin ölümünün meydana geldiğini, meydana gelen ölüm olayında davalı şirketin gerek kendi kusurunu gerekse davalıya ait kusuru ikrar ettiğini, hastanın yaşamını kaybetmesinin hastanedeki ağır ihmalin göstergesi olduğunu, hiç beklemedikleri bir anda anne ve baba olarak bebeklerinin ölümü nedeniyle büyük bir manevi zarar gördüklerini, adeta yıkıldıklarını, davalı şirketin, kusurlu olarak bir sağlık hizmeti sunduğu halde 1.950 TL tutarında fatura çıkardığını ve müteveffa ...'nin bedenini bu meblağ ödenmeden teslimden kaçındığını, bu meblağı ödeyebildikten sonra bebeklerinin cansız bedenini alabildiklerini, meydana gelen ölüm nedeniyle ileride kendilerine maddi olarak yardım edebilecek çocuklarını kaybetmeleri nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını ve maddi olarak da zarara uğradıklarını ileri sürerek her bir davacı için 150.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL manevi tazminat ile destekten yoksun kalacaklarından şimdilik her bir davacı için 500 TL olmak üzere toplam 1.000 TL maddi tazminatın 04.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, hastaneye ödenen 1.950 TL'nin ise yasal faizi ile birlikte davalı hastaneden tahsilini talep etmiş, 29.03.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin taleplerini ... için 8.581,17 TL ve ... için ise 13.261,19 TL olarak ıslah ederek toplam 21.842,36 TL maddi tazminatın 04.12.2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Acıbadem Sağlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili; davacıların kızı müteveffanın solunum sıkıntısı rahatsızlığı sebebiyle 02.12.2002 tarihinde Acıbadem Hastanesi Bakırköy'e yatırıldığı esnada yapılan muayenesinde genel durumunun orta pembe, akciğerlerde dinlenmekle yaygın sibilan raller dispne olduğunu, dakikadaki solunum sayısının 50 olduğunu, SpO2 % 97 (oksijen desteği alınmakta olduğunu) olduğunu, hastanın yatış işlemleri tamamlanır tamamlanmaz buhar, salbutamol, seftriakson, mukoral, parasetamol tedavisine başlandığını, sürekli monitörizasyon yapıldığını, yatışında mevcut olan hafif ishal nedeniyle rotavirüs tetkiki yapıldığını ve pozitif çıktığını, gelişen pişik için zinc - oxide uygulandığını, dehidratasyon yaşanmadığını, yapılan tüm bu müdahaleler neticesinde ertesi gün genel durumu ve dispnesinin daha iyi olduğunu ancak halen dispnesinin devam ettiğini, hastanın PO alımının rahat olduğunu, hastanın yatışının ikinci günü dispnesinin yine artış gösterdiğini ancak bu esnada dakika solunum sayısında artış gözlenmediğini, SpO2 oksijen almadan %97 de seyretmekte olduğunu, çekilen EKG' sinde taşikardi dışında özellik saptanmadığını, hastanın saat 12:00'de kustuğunu ve ardından kardiyopulmomer arrest gerçekleştirildiğini, ardından da hastanın yoğun bakıma alınarak mekanik ventilasyon stabil seyrettiğini, ani olarak VT ardından kardiyak arrest geliştiğini, bunun üzerine hastaya kardiyoversyon uygulandığını, kalp masajının yapıldığını, hastaya 45 dakika boyunca yapılan resüsitasyon uygulanmış olmasına rağmen tüm tıbbi müdahalelere rağmen bir cevap alınamadığını, arz edilen durum karşısında herhangi bir ihmal veya kusur söz konusu olmadığını, zira hastanın Acıbadem Hastanesi Bakırköy'e bronşiolit tanısı ile yatırılmış olduğunu, tüm aile bireylerinde ırsi olarak üst solunum yolu enfeksiyonu geçirilmekte olduğunu, ayrıca hastanın Yalova SSK Hastanesinde tedaviye yanıt alınamaması nedeniyle taburcu edildiğini ve hastaneye yatırıldığını, tüm bu sebepler ve olgular dahilinde davacıların duygu sömürüsü yoluyla şirketten fahiş oranda tazminat talep etmesinin de kanun tarafından korunmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; 04.12.2002 tarihinde davalı hastanede vefat ettiğinden bahsolunan bebek için tüm hastalarına bu güne kadar göstermiş ve göstermekte olduğu üstün dikkat ve ihtimamı gösterdiğini, atfı kabil bir kusurunun olmadığı gibi en ufak bir ihmali olduğundan dahi söz edilemeyeceğini, davacılar daha önce yeğenlerine gösterilen tedaviye hoşnut kaldıklarından dolayı kendisini tercih ederek Yalova SSK Hastanesinden bebeği alıp hastaneye getirdiklerini, hasta dosyasından da görüleceği gibi standart hasta kontrol aralığının çok üzerine çıkılarak modern tıbbın tüm ileri teşhis ve tedavi yöntemlerinin büyük bir dikkat ve özenle hastaya uygulandığını, hastanın titizlikle yapılan tüm tedavilere rağmen 04.12.2002 tarihinde ani şekilde ağırlaştığını, daha önce yattığı ve 1 gün önce sevkle geldiği ilk hastanede aldığı kesin olan rotavirüsünün neden olduğu rahatsızlıktan ötürü hayatını kaybettiğini, hastası için tıbben gerekli her şeyi yaptığını, azami ihtimam ve özen borcunu eksiksiz olarak ifa ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 04.04.2013 tarihli ve 2013/1 E., 2013/88 K. sayılı ilamıyla; davada yeni doğanın hastanede uygulanan tedavisi itibariyle davalı doktorun bebeğin doğumdan sonraki takipler de dahil olmak üzere özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı doktorun muayene ve tıbbi süresi, kontrol etme fiili ile hastanın ölümü arasında nedensellik bağının bulunduğu, risk faktörleri itibariyle özensiz ve sağlık koşullarda yapılan tedaviden doğan ölümün gerçekleştiği, gerçekleşen ölüm olayı bakımında kişisel kusur itibariyle davalının 4/8 oranında kusurlu olduğunun saptandığı, Acıbadem grubunun hizmet kusurundan kaynaklı sorumlu tutulması gerekeceği, Yüksek Sağlık Şurası raporuyla Adli Tıp Kurumu raporlarının çelişmesi halinde Adli Tıp Kurumu raporuna sonraki tarihle ve geniş katılımlı olması nedeniyle değer verilmesi gerekeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 50.000 TL manevi tazminat ile 500,00 TL maddi tazminatın 04.12.2022 tarihinden 8.081,17 TL maddi tazminatın ıslah tarihi 29.03.2013 tarihinden yasal faizi ile ayrı ayrı davalı Acıbadem A.Ş.den ve davalı ...'dan tahsili ile ayrı ayrı davacı ... ve ...'e verilmesine, 1.950,00 TL tedavi giderinin de dava tarihinden yasal faizi ile davalı Acıbadem A.Ş.den tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili ve davalı Acıbadem Sağlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.12.2014 tarihli ve 2014/1963 E., 2014/38930 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin davalılar aleyhine ... ve ... tarafından maddi ve manevi tazminat davası açılması nedeniyle her iki davacının ad ve soyadları ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının ve adreslerinin gerekçeli kararda belirtilmesi gerekirken gerekçeli kararda davacı olarak “ ... ve diğerleri” demek suretiyle davacıların kimlik ve adres bilgilerinin eksik yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu ve yine davacının dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminata ilişkin istemleriyle ilgili olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmasına rağmen mahkemece,kabul edilen tazminat istemleri yönünden her bir davalı aleyhine ayrı ayrı hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 18.11.2015 tarihli ve 2015/472 E., 2015/940 K. sayılı ilamıyla; davada yeni doğanın hastanede uygulanan tedavisi itibariyle davalı doktorun bebeğin doğumdan sonraki takiplerde dahil olmak üzere özen yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı doktorun muayene ve tıbbi süresi, kontrol etme fiili ile hastanın ölümü arasında nedensellik bağının bulunduğu, risk faktörleri itibariyle özensiz ve sağlık koşullarda yapılan tedaviden doğan ölümün gerçekleştiği, gerçekleşen ölüm olayı bakımından kişisel kusur itibariyle davalının 4/8 oranında kusurlu olduğunun saptandığı, Acıbadem grubunun hizmet kusurundan kaynaklı sorumlu tutulması gerekeceği, Yüksek Sağlık Şurası raporuyla Adli Tıp Kurumu raporlarının çelişmesi halinde Adli Tıp Kurumu raporuna sonraki tarihle ve geniş katılımlı olması nedeniyle değer verilmesi gerekeceği gerekçesiyle davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 50.000'er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 100.000 TL manevi tazminatın 04.02.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminatının isteminin reddine, davacı ... ve ... tarafından davalılar aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatının kabulü ile her bir davacı için 500'er TL maddi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın 04.02.2002 tarihinden itibaren, 29.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak davacı baba ... için 4.290,59 TL maddi tazminat, davacı anne Özgün Kandemir için 6.630,60 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 10.921,18 TL maddi tazminatın 29.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar tarafından davalı Acıbaden Sağlık Hizm...Şti aleyhine açılan tedavi giderlerinden kaynaklanan alacak isteminin kabulü ile 1.950,00 TL tutarındaki tedavi giderinin dava tarihi olan 01.12.2003 itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Acıbadem...Şti. den alınarak davacılara verilmesine dair verilen karara karşı, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili ve davalı Acıbadem Sağlık Hizmetleri Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.06.2018 tarihli ve 2016/24141 E., 2018/6662 K. sayılı ilamıyla, davacıların tüm temyiz itirazlarının reddiyle mahkemece Yüksek Sağlık Şurası raporuyla Adli Tıp Kurulu raporlarının çelişmesi halinde Adli Tıp Kurulu raporuna sonraki tarihli ve geniş katılımlı olması nedeniyle değer verilmesi gerekeceği gerekçesiyle Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 07.02.2008 tarihli raporu hükme esas alındığı, oysa gerekçede belirtilenin aksine Yüksek Sağlık Şurası Kararının daha sonraki tarihli ve oybirliği ile alındığı, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 07.02.2008 tarihli raporunun ise daha önce ve oyçokluğu ile alındığının görüldüğü, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 07.02.2008 tarihli raporunun dosyaya kazandırılan raporlar arasındaki çelişkiyi gidermediği, mahkemece bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden dava konusu olayda uzmanlığı bulunan akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle özellikle raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde dava konusu olayda davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarına açıklayıcı, cevap verir nitelikte rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, açıklanan bu durum ile birlikte davacının ıslah talebinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, davalılara tebliğ edilip edilmediği hususlarının incelenmesi, yapıldığı iddia olunan hastane masrafına ait faturanın bulunup bulunmadığının araştırılması veya ödemenin ispatlanması ile tüm bunların sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı Hastane vekilince sunulan 02.05.2019 tarihli dilekçe ile ıslah talebine karşı zamanaşımı defi ileri sürülmüş olmakla birlikte ıslaha karşı beyan için tanınan sürenin 24.04.2019 günü sona ermesi nedeniyle sonrasında sunulan zamanaşımı definin dinlenemeyeceği, mahkemenin ilk kararına karşı temyiz istemlerinde her iki davalı vekilinin de ıslah talebinin kendilerine tebliğ edilmediğini savunduğu, ancak ıslaha karşı zamanaşımı defi ileri sürmediği, süresinde ıslaha karşı zamanaşımı definin ileri sürülmediği, bozma ilamında işaret edildiği üzere davaya konu 1.950 TL talebe ilişkin faturanın dosyaya intikali temin edildiği, toplamda 1.739,29 TL’ye ilişkin olduğu, dosya kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davalı hekime atfedilen kusurun denetime elverişli suretle açıklandığı, davalı hekime %50 oranında kusur izafe edildiği, bu tespitin Adli Tıp Kurumu Genel Kurulunun 07.02.2008 tarihli raporundaki kusur tespiti ile uyumlu olduğu, yapılan tespitin dosya kapsamı delil durumu ile uyumlu, denetime elverişli bulunduğu, davalı hastaneye %10 oranında kusur izafe edilmiş ise de davalı hastanenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bilirkişi heyetinin tamamının hekimlerden oluşup bu ayrımı bilmesinin beklenemeyeceği, kusursuz sorumluluğu kaldırabilecek bir kurtuluş beyyinesi olup olmadığı yönünden de inceleme yapılmasına dair karar verildiği, bir kurtuluş beyyinesi bulunmadığı, davalı hekimin eyleminden kusursuz olarak yasa gereği sorumlu bulunan davalı hastanenin % 50 kadar zarardan sorumluluğu yönünden davalı hekimle birlikte sorumluluğu olduğu, 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterildiği, davacıların kızlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş şekli gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde, hakkaniyet ölçüsünde manevi tazminat miktarı tayin edildiği gerekçesiyle davacı ...'in maddi tazminat istemin kısmen kabulü ile 6.630,60 TL tazminatın 500 TL'si 04.12.2002 tarihinden, 6.130,60 TL'si 29.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı ...'e verilmesine, aşan istemin reddine, davacı ...'in maddi tazminat istemin kısmen kabulü ile 4.290,59 TL tazminatın 500 TL'si 04.12.2002 tarihinden, 3.790,59 TL'si 29.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacı ...'e verilmesine, aşan istemin reddine, davacıların 1.950 TL alacak isteminin kısmen kabulü ile 1.739,29 TL'nin dava tarihi olan 01.12.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Acıbadem Sağlık...A.Ş.den tahsili ile davacılara verilmesine, aşan istemin reddine, davacı ...'in manevi tazminat istemin kısmen kabulü ile 50.000 TL manevi tazminatın 04.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'e verilmesine, aşan istemin reddine, davacı ...'in manevi tazminat istemin kısmen kabulü ile 50.000 TL manevi tazminatın 04.12.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'e verilmesine, aşan istemin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar vekili, davalı Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş. vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 12.07.2023 tarihli ve 2022/7248E.-2023/2148 K. sayılı ilamıyla; Temyizen incelenen kararın, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna, dairemizin bozma ilamına ve özellikle davalı hekimin vekil olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu olacağı kabul edilse de Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 06.06.2018 tarihli ve 2016/24141 E., 2018/6662 K. sayılı ilamıyla davacıların tüm temyiz itirazlarının reddi ile ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına bozulmasına karar verildiği, davacıların tüm temyiz itirazları reddedilmekle davalılar yararına usuli müktesep hakkın doğduğu, iadesine karar verilen tedavi giderinin faturasının dosya içerisinde yer aldığı, gerekçeli kararın 9 uncu bendinde yer alan 5.1000,00 TL şeklinde hükmedilen vekalet ücretinin maddi hata niteliğinde olduğu ve mahallinde her zaman düzeltilebileceği anlaşılmakla davacıların, davalı ... ve davalı Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş.nin ayrı ayrı tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davacılar vekili; manevi tazminatın düşük olduğunu, kusur oranının hatalı belirlendiğini, %15 hastane ve %50 hekim kusurlu sayıldığından %65 kusur belirlemesi olduğunu, kusur raporunda %25 bebeğe ve %10 kendilerine de kusur verildiğini, ancak kusurlarının bulunmadığını, gerekçeli kararın 9 uncu fıkrasında maddi hata yapıldığını, 5.1000,00 TL vekalet ücreti ifadesinin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek; Daire onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hekim hatasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamları kapsamında usuli kazılmış hak oluştuğunun anlaşılmasına göre davacıların karar düzeltme talebinin reddine karar vermek gerekir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

06.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.