Logo

3. Hukuk Dairesi2024/47 E. 2024/783 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, murislerinin davalı bankadan kullandığı konut kredisi sırasında bankanın hayat sigortası yaptırma yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek, ödenen kredi borcunun iadesi ve borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme değerlendirilerek, hayat sigortasının yaptırılmamasında tarafların müterafik kusurlu olduğu ve mahkemenin kusur oranlarını belirleyerek sonucuna uygun karar vermesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/46 E., 2022/74 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı ...Ş. vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacıların murisleri tarafından davalı bankadan kullanılan konut kredisi sırasında ve ödeme müddeti içerisinde kredi sözleşmesi ve sigorta taahhütnamesi ile yetkilendirildiği halde davalının sorumluluğunu yerine getirmeyerek hayat sigortası yaptırmadığını, bu nedenle ölüm sonrası bankaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, davalı banka tarafından sözleşme tarihi ve takip eden yıllarda kredi borçlusu adına hayat sigortası yerine ferdi kaza sigortası yaptırılıp sigorta primlerinin de tahsil edildiğini, bu şekilde mağduriyete neden olunduğunu ileri sürerek; kredi borcu olarak müvekkillerinin ödemek zorunda kaldıkları miktardan şimdilik 5.000,00 TL'nin tahsiline, bakiye kredi borcu için davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, sözleşme tarihi itibariyle sigorta yaptırma zorunluluğu olmadığını, tüketicinin tercihi ile sigorta yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 03.03.2016 tarihli ve 2013/1904 E., 2016/393 K. sayılı kararla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 23.05.2019 tarihli ve 2017/9062 E., 2019/6518 K. sayılı ilamıyla; "... Dava konusu uyuşmazlıkta kredi ilişkisinin başından itibaren sigorta yapılmadığı sabittir. Hayatın olağan akışına göre kredi kullanan tüketici konut veya hayat sigortası olup olmadığını, yenilenip yenilenmediğini kendisi takip etmelidir. Ancak kredi veren kuruluş da basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü ve mevzuat hükümleri doğrultusunda bu hususta tüketiciyi bilgilendirmelidir. Kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin ve taahhütnamenin sigortaya ilişkin açıklanan hükümleri, sigorta yaptırılmak istenmese dahi bankanın re'sen sigorta işlemlerini yapıp masraflarını da herhangi bir ihtara gerek olmaksızın kredi kullananın hesaplarından çekme yetkisi vermekle, bankanın yetkisi kadar sorumluluğunu da arttırmaktadır. Kredi kullanan davacılar murisinin sözleşmeden yaklaşık 6 yıl kadar sonra vefat etmiş olduğu da dikkate alındığında tarafların kredinin yapılmamasında müterafık kusurlu olup olmadıkları değerlendirilmek ve varsa kusurlarına göre, bu kapsamda dosyanın konusunun uzmanı bilirkişiye tevdii ile varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, dava konusu uyuşmazlıkta kredi ilişkisinin başından itibaren sigorta yapılmadığı, hayatın olağan akışına göre kredi kullanan tüketicinin konut veya hayat sigortası olup olmadığını, yenilenip yenilenmediğini kendisinin takip etmesi gerektiği, davacılar murisi ile davalı banka arasında 14.12.2005 tarihli 240 ay vadeli 65.000,00 TL tutarlı konut kredisi sözleşmesi imzalandığı, kredi kullananın ödemeler devam ederken 16.12.2011 tarihinde vefat ettiği, 01.02.2009 tarihinde Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiği, kredinin kullanıldığı tarihte 01.02.2009 tarihinde Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Yönetmeliğinin yürürlükte olmadığı, 01.02.2009 tarihinde Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Yönetmeliği öncesinde, kredinin kullanıldığı tarihte ihtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun kredi kuruluşuna ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacılar murisinden hayat sigortası poliçesine ilişkin kesinti yapılmadığı ve davacılar murisinin hayat sigortası poliçesi düzenlenmesine ilişkin talebi bulunmadığı, baştan itibaren hayat sigortası poliçesi düzenlenmediğinden davalının olmayan bir sigortanın yenilenmesine ilişkin bir bildirimi de olamayacağı, davalının hayat sigortası poliçesi bulunmamasında müterafik kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairemizin 21.03.2023 tarih ve 2022/4371E.- 2023/688 K. sayılı ilamı ile; 1. Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.01.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğinin Amaç başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, Kapsam başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin İhtiyari Sigortalar başlığında düzenlenen 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında da “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir. Davacıların miras bırakanı ile davalı banka arasında imzalanan sözleşmenin 9/5-2 nci maddesinde ise, "Müşteri açılan kredi sebebiyle bankanın uygun göreceği bedel ve şartlarla ferdi kaza sigortası, hayat sigortası yaptıracağını, önceden yapılmış bir ferdi kaza sigortası, hayat sigortası bulunması halinde ilgili sigorta poliçesinde bankanın dain ve mürtehin olarak gösterilmesi yönünde gerekli değişikliğin yapılarak poliçeyi bankaya teslim edeceğini, bankanın bu sigortalarla ilgili prim tutarlarını banka nezdindeki hesaplarından tahsile yetkili olduğunu, vefat halinde mezkur sigorta sonucu ödenecek tazminattan o tarihte bankaya olan borcun mahsubundan sonra kalacak meblağın mirasçılarına ödenmesini beyan, kabul ve taahhüt eder" hükmü bulunmaktadır. Kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır.

2. Somut olayda, daini mürtehin sıfatına sahip davalı banka tarafından davacıların murisine 14.12.2005 tarihinde 65.000,00 TL tutarlı ve 240 ay vadeli konut kredisi kullandırıldığı, kredinin aylık 789,85 TL geri ödemeli olup aynı tarihte murisin hesabından ferdi kaza ve konut paket sigortası tahsilatı yapıldığı, hesap hareket dökümleri incelendiğinde düzensiz aralıklarla sigorta çeşidi belirtilmeden değişik tarih ve tutarlarda çok sayıda prim tahsilatı kaydı bulunduğu, davacılardan kredinin en son tahsilat tarihi olan 23.12.2013 tarihinde bile 254,00 TL hesaptan tahsil edilmek sureti ile mevcut konut paket sigortası poliçesinin yenilenmesine karşılık, hayat sigortası hususunda davacılar murisinin yazılı olarak bilgilendirildiğine dair bir belge olmadığı, gerek sözleşme gerekse taahhütname ile verilen hayat sigortası poliçesi tanzim ederek müşteriden primi talep ve tahsil etme yetkisi olduğu halde daha elzem olan hayat sigortası poliçesi tanzim etmek yerine, tali sayılabilecek ferdi kaza ve konut paket sigortası yaptırılması, 8 yıl boyunca söz konusu poliçeleri her yıl yenileyerek poliçe primlerini hesaba taksit tutarı kadar yatırılan meblağ içinden, taksit tutarını eksilterek dahi tahsil eden davalı bankanın sözleşme ve taahhütnamenin kendisine hayat sigortası poliçesi yapması yetkisi vermediğini ileri sürmesinin anlamlı olmadığı, bankaca hayat sigortasının yapılması amacıyla murise hiçbir bildirimde bulunulmadığı ve davacılar murisinin de hayat sigortasının yapılması talebinde bulunmadığı göz önüne alındığında bakiye kredi taksitlerinin ödenmesi hususunda tarafların müterafik kusurlu oldukları sonucuna varılmalıdır. O halde, mahkemece, tarafların kusur oranlarını tespit eden 15.11.2021 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak kusur oranlarının dosya muhtevasına uygun şekilde takdir edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. gerekçesiyle ve oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

V. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı .... vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğunu, davalının müterafik kusurunun bulduğundan söz edilemeyeceğini belirterek Daire bozma ilamının düzeltilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacıların murisi ile davalı banka arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigortası yapılmaması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 17.01.2009 tarihli Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği 6 ıncı madde, "(1) Kredi konusuna ilişkin ihtiyari sigortalar bulunduğu takdirde, bu sigortalar konusunda kredi kullanana kredi kuruluşu tarafından bilgi verilir. Bilgilendirme; sigortanın türü, süresi, yenilemeleri ve yenileme dönemlerinde primin tahsil edilme yöntemi, prim tutarı, primin nasıl tahsil edileceği, sigortanın teminatının kapsamı varsa muafiyet, tazminat limiti ve benzeri konuları içerir.(2) İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir."

2. 17.01.2009 tarihli Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği 10 uncu madde, "(1) İhtiyari sigortalarda, öncelikli olarak kredi borçlusunun sigortalı olması ve/veya kredi konusu malın veya eşyanın sigortalattırılması esastır. ...(3) Kredi kuruluşu, sigortanın kendisi veya başka bir sigorta aracısı tarafından yaptırılabileceği hususunda kredi kullananı bilgilendirir. Kredi kuruluşu, kredi kullanan kişinin başka bir sigorta şirketi veya sigorta aracısı yoluyla yaptırdığı ve talep edilen teminatları kapsayan sigorta poliçesini kabul etmek zorundadır."

3. 17.01.2009 tarihli Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği 12 nci madde, "Kredi kullanan veya şirket tarafından yenileme yapılmasına ilişkin taahhüt verilmiş olması, kredi kuruluşunun yenilemeye ilişkin bildirim yapma yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Kredi kullananın sigortanın yapılması için verdiği teklifnamenin reddedilmesi, sigorta sözleşmesi şartlarında değişiklik yapılması, sigortanın herhangi bir nedenle sona ermesi veya prim ödemesinden muaf sigorta haline gelmesi durumlarında, söz konusu işlemin gerçekleştirildiği günden itibaren beş iş günü içinde, kredi kuruluşu tarafından kredi kullanana bildirim yapılır."

3. Değerlendirme

Karar düzeltme yoluyla incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle atıf yapılan yasal düzenlemelere ve Dairemiz yerleşmiş içtihatlarına uygun şekilde karar verildiğinin anlaşılmasına göre davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekir.

VIII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile bakiye karar düzeltme harcının düzeltme isteyene yükletilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.