Logo

3. Hukuk Dairesi2024/526 E. 2024/3937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların murisi ile davalı banka arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigortası yapılmaması nedeniyle, davacıların bakiye kredi borcundan sorumlu olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kredi ilişkisinin başından itibaren hayat sigortası yapılmadığının, hayat sigortası yıllık bedelinin de belirtildiği e-mailde ferdi kaza sigortasına ilişkin bir ücretlendirme olmadığının ve davalı bankanın davacı tarafça sunulan e-mail ve masraf ödemesine ilişkin bir itirazının bulunmadığının anlaşılması gözetilerek, davalı bankanın temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/326 E., 2020/532 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/1290 E., 2018/150 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerin annesi ...'nin, müvekkili ...'ye vekalet vererek daire satın almak için davalı Bankanın Tuzla Şubesinden 15.06.2015 tarihinde konut kredisi kullandığını, kredi için gerekli ödeme ve evraklarının banka çalışanı tarafından annelerinin ait e-mail adresine gönderildiğini, e-mail çıktısında da görüleceği üzere davalı Bankanın ipotek tesisi bedeli için 170,00 TL,

dosya masrafı için 750,00 TL, dask için 80,00 TL, konut sigortası için 245,00 TL ve hayat sigortası için yıllık 670,00 TL yatırılmasını talep ettiğini, dosya masrafı yasal olmadığı için bu talepten vazgeçildiğini, diğer masrafların aynı gün içerisinde davalı Bankaya ödendiğini, müvekkillerinin annesi Taybe'nin 13.04.2016 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerine kredinin bakiyesinin kendileri tarafından ödenmesi gerektiğinin söylendiğini, bakiyenin sigortadan alınması gerektiğini söylediklerinde Bankanın hayat sigortası yapılmadığını, ferdi kaza sigortası yapıldığını söylediğini, müvekkillerinin annesi tarafından verilen vekaletnamede ferdi kaza sigortasından bahsedilmediğini, Bankanın kusuru sebebiyle hayat sigortası yaptırılmadığı için müvekkillerin başvurabilecekleri bir sigorta kuruluşunun kalmadığını belirterek, müvekkillerinin vefat eden anneleri ...'nin kullandığı konut kredisinden dolayı davalı Bankaya bakiye bedel olan 311.659,16 TL borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; vefat eden müşterinin hayat sigortası poliçesi talebinin olmadığını, tam tersi müşteri ve/veya temsilcisi sıfatı ile işlemleri yürütülmüş ve imzalanmış ferdi kaza sigorta poliçesinin söz konusu olduğunu, murisin kredinin her aşamasında ayrıca hayat sigortası yaptırma hakkına da sahip olduğunu ancak vefat tarihine kadar murisin hayat sigorta poliçesi temin etmek üzere Bankaya başvurusunun söz konusu olmadığını, hayat sigorta poliçesinin olmayışının sorumlusunun müvekkili Banka olmadığını, kaldı ki hayat sigortası temin edilmiş olsaydı dahi poliçenin varlığının başlı başına ödeme için mutlak bir neden olmadığını, vefat sebebine göre sigorta klozları kapsamında ve sigorta mevzuatı çerçevesinde ödeme yapılıp yapılmayacağının ilgili sigorta şirketince ayrıca değerlendirme konusu yapılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Banka ile davacıların murisi müteveffa ... arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, kredi sözleşmesinin ... vekili Av. ... tarafından vekaleten imzalanmış olduğu, vekaletnamesinde müteveffa ... adına kredi çekme yetkisi verildiği, bu krediye ilişkin olarak vekiline hayat sigortası yaptırma yetkisi verildiği, ferdi kaza sigortası yaptırma yetkisinin verilmediği, kredi masraflarına ilişkin olarak davalı Banka çalışanlarınca gönderilen e-mailde 670,00 TL hayat sigorta prim ücreti talep edildiği, davacı taraf murisi adına hayat sigortası prim ücretinin davalı Bankaya ödendiği, vekilin ferdi kaza sigortası yaptırma yetkisi olmadığı, hayat sigortası yaptırma yetkisi olduğu, ödenen bedelin hayat sigortası prim ücreti olarak ödendiği, banka kayıtlarında sigorta için ödenen 670,00 TL'nin hayat sigortası ücreti olarak alınmış olduğu ancak davalı Banka çalışanlarınca müteveffa ... adına hatalı olarak ferdi kaza sigortası yaptırılmış olduğu, müteveffanın 13.04.2016 tarihinde vefat ettiği, vefatı öncesine kadar müteveffanın kredinin ödenmesinde sorumlu olduğu ve bu tarihe kadar ödenmemiş kredi taksitlerinden dolayı yasal mirasçılarının sorumlu olduğu ancak vefat tarihinden itibaren hayat sigortası teminatı kapsamında olması gerektiği, mirasçıların vefat tarihinden sonra vadesi gelecek olan taksitler nedeniyle sorumluluklarının olmadığı, hayat sigortasının davalı Bankanın kusuru sebebiyle yapılmamasından dolayı bu kısımdan kusurlu Bankanın sorumlu olduğu, bilirkişi ek raporuyla vefat tarihine kadar ödenmiş taksitler ile ödenmemiş taksitlerin hesaplanmasında hata görülmediği ve yapılan hesaplamaya göre vefat tarihi itibariyle kalan taksitler toplamının 316.658,66 TL olduğu, gerekçesiyle, taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kabulüne, davacıların ... adına olan konut kredisi nedeniyle 311.659,16 TL'lik borcunun olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; murisin kullandığı kredi sebebiyle hayat sigortası talebinin bulunmadığını, bunun yanında kredi veren olarak müvekkili Bankanın muris adına hayat sigortası poliçesi temin ederek vefat halinde mirasçılarını korumak gibi bir görev ve yükümlülüğünün de bulunmadığını, hayat sigortası yapıldığına dair poliçenin davacı tarafça ibraz edilemediği, Konut Finansmanı Sözleşmeleri Yönetmeliği'nin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında; "...Tüketicinin yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamaz..." denildiğini, sigorta çerçevesinde müvekkili Bankanın daini mürtehin olarak yer aldığını, sigortacı vasfının olmadığını, ilgili kanun hükümlerinin de kredi sözleşmeleri çerçevesinde bankalara bu yönde bir yükümlülük yüklemediğini, her aşamada hayat sigortası yaptırma hakkının olduğunu ancak muris ve muhtemel mirasçılar tarafından böyle bir talebin olmadığını, hayat sigortasının temin edilmiş olması halinde bile kredi sözleşmesinin kalan taksitlerine doğrudan tatbik etmeyeceğini, bu hususun sigorta hukuku açısından ayrıca tartışılıp, poliçenin somut olaya tatbik edilip edilmeyeceğinin değerlendirileceğini, geçerli bir hayat sigorta poliçesinin varlığında dahi poliçenin kalan kredi borç tutarına etkisinin sigorta uzmanınca tespit edilebileceğini, bu yönde de bir araştırma yapılmadan karar verildiğini ifade ederek, kararı istinaf emiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Bankanın e-mail mesajı ile kredi lehtarı murisin konut kredisi ile ilgili zorunlu ve isteğe bağlı her iki sigortayı bilgiler formu ile yaptırma talebine istinaden, kesinleşmiş sigorta ücretlerini belirleyerek kredi lehtarı murise ilettiği, sigorta ücretlerinin tümünü kapsayacak şekilde hesaba para yatırılarak davalı Bankanın kabulünde ipotek tesis, zorunlu ve isteğe bağlı üç sigortanın tesisine yönelik vekaletname düzenlendiği, kredi lehtarı murisin kredi talebi ile ilgili bilgiler formunda görebileceği gibi kredinin dask, hayat sigortası ve konut sigortası ile teminatlandırmasını talebini yansıttığı, bu talep sonucunda kredinin hayat sigortası yapılmak suretiyle teminatlandırılması gerektiği, her ne kadar muris yararına ferdi kaza sigortası yapılmış ise de, murisin bu yönde bir talebinin bulunmadığı, kredinin hayat sigortası ile teminatlandırılmış olmamasından kaynaklanan sorumluluğun sözleşmenin 15/b maddesi ve Konut Finansman Sözleşmesi Yönetmeliği'nin 10 uncu maddesindeki ''Tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi halinde istediği sigorta şirketinden sağladığı teminat, konut finansman kuruluşu tarafından kabul edilmek zorundadır.'' düzenlemesi kapsamında davalı Bankaya ait olduğu, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki tespit ve kalan kredi tutarına yönelik hesaplamaların denetlemeye ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğu, açıkça talep edilen ve bedeli tahsil edilen hayat sigorta poliçesinin düzenlenmemesinden kaynaklı sorumluluğun davalı Bankaya ait olup, davacıların bedelini ödemek suretiyle talep ettikleri sigorta hizmetinin davalının kusuru ile sunulamadığı ve davacıların kalan kredi taksit tutarından sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacıların murisi ile davalı Banka arasında imzalanan konut kredisi sözleşmesi kapsamında hayat sigortası yapılmaması nedeniyle bakiye kredi bedeli yönünden borçlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü

" başlıklı 6'ncı maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "İspat yükü" 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

2. Konut Finansman Sözleşmesi Yönetmeliği'nin "Sigorta yaptırılması" başlıklı 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle dava konusu uyuşmazlıkta kredi ilişkisinin başından itibaren hayat sigortası yapılmadığının sabit olduğu, hayat sigortasını yıllık bedelini de ihtiva eden kredi çeken davacılar murisine gönderilen 11.06.2015 tarihli e-mailde ferdi kaza sigortasına ilişkin herhangi bir ücretlendirme bilgisine yer verilmediği, aynı tarihli ödeme dekontu ile ödemenin yapıldığının görüldüğü, ferdi kaza sigortası poliçesinin davacılar murisine verilmediğinin görüldüğü, davalı Bankanın davacı tarafça sunulan e-mail ve masraf ödemesine ilişkin itirazının olmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.