Logo

3. Hukuk Dairesi2024/574 E. 2024/4169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından açılan şufa davası nedeniyle yapılan giderlerin güncel tutarının davacı tarafından tahsili isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında taşınmaz devrine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin ödünç para verme ilişkisi olduğu gözetilerek, davacının güncel tutar talebi reddedilmiş ancak hüküm fıkrasında yer alan mükerrer ifadenin çıkartılması suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2137 E., 2023/1863 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/100 E., 2021/333 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince alacak talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, yeniden alacak talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının, davacıya müştereken malik olduğu taşınmazda önceki paydaşın hissesini satması nedeniyle şufa hakkı doğduğunu ancak kendisinin parası olmadığını ve bu hakkı kullanamayacağını söylediğini, davalının davacıdan bu hakkı kullanmasını istediğini ve davacının tüm masrafları ödemesi şartıyla tapuyu davacıya devredeceğini vaad ettiğini, davacının davalı adına İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/338 E. 2015/228 K. sayılı dosyasında bütün masrafları karşıladığını ve üç kişi adına olan tapunun iptal edilip davalı adına tescil edildiğini, ancak davalının şufa hakkı ile kazandığı payı önceki anlaşmaya göre müvekkile devretmediğini, bu nedenle davaya konu Karabağlar ilçesi ... Mahallesinde kain 13538 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 199,5 m²'lik bölümüne isabet eden payın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması durumunda müvekkilin ödemek zorunda kaldığı şufa bedeli tutarı 203.381,25 TL ile yargılama gideri ve vekalet ücreti, tapu harcı toplamı 227.027,59 TL nin denkleştirici adalet suretiyle belirlenecek tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasında sözlü veya yazılı bir tapu devir sözleşmesi veya taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilin o tarihte yeterli parası olmadığı için davacının; "Sen davayı aç, prosedürleri yerine getir, ben sana destek olurum, sonra da müteahhit olarak oraya inşaatı yaparız ve hesaplaşırız." şeklinde teklifte bulunduğunu, müvekkilin de davacıya güvenerek teklifi kabul ettiğini, 80.000,00 TL'yi elden davacıya verdiğini ve davacının da kendi belirlediği avukata vekaleti verdiğini, müvekkilin vekaleti işin takibi için verdiğini, daha sonra müvekkilinin tavır ve davranışlarından rahatsız olduğu davacıyı azlettiğini, şufa bedelinin tamamı ve yargılama giderlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, ayrıca müvekkilin bu bedelin bir kısmını oğlu N.Ç'den 40.000,00 TL almak suretiyle ödediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının müştereken malik olduğu 13538 ada 1 parsel sayılı taşınmazda diğer müşterek malik olan H.Ö.'nün taşınmazını M.T.'a satması nedeniyle İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/338 E. sayılı dosyasına konu olan yargılamada şufa hakkını kullandığı, ancak şufa bedelini yatıramaması nedeniyle davalı tarafından davacıya verilen dava konusu taşınmazla ilgili vekaletname yazılı delil başlangıcı kabul edilmek suretiyle dinlenen tanık beyanları nazara alındığında; şufa bedelini, davanın açılması için gereken masrafları, tapuda yapılan masrafları ayrıca yargılama giderlerini, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere güncellenen tüm harcamaları davacının yaptığı, hatta tanık olarak dinlenen avukat ...'nin de davacı tarafından tutularak davalının İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davasını takip etmek üzere vekalet verildiğinin toplanan deliller neticesi açıklığa kavuştuğu, tapulu taşınmazların tapu dışı satışının geçersiz olduğu, dolayısıyla davalının davacıya sözlü olarak bildirdiği dava konusu yerde şufa hakkının kullanılması halinde kazanılacak tapu mülkiyetinin davacıya devredileceği yönündeki anlaşmanın hukuken bir değerinin olmadığı, kaldı ki şufa hakkının o taşınmazda müşterek malik bulunan kişiye tanınmış bir hak olup davacının böyle bir hakkının bulunmadığı, dolayısıyla davacının davalı adına olan ve şufa hakkı sonucu elde edilen tapu kaydının iptali isteminin yerinde olmadığı, ancak toplanan deliller sonucu açıklığa kavuşturulduğu üzere tüm masrafın davacı tarafından 2014 ile 2018 yılları arasında yapıldığı dolayısıyla paranın satın alma gücündeki eksilme nazara alındığında güncellenmesi gerektiği, bilirkişi raporunun bu manada denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, terditli olarak açılan davanın bedel yönünden kabulüne, 491.097,44 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; somut olayda denkleştirici adalet ilkesinin uygulanması koşullarının bulunmadığını, davacının gerçek anlamda alacağını talep etmek yerine hiçbir hakkı yazılı yada sözlü sözleşmesi olmamasına rağmen arsayı talep ettiğini, sebepsiz iktisap hükümleri gereğince güncel tutara hükmedilmesi için gereken geçersiz bir sözleşmenin varlığının da söz konusu olmadığını, zararın artmasının davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının dürüstlük kuralına aykırı şekilde gerçekte yapılan anlaşma ile ilgisi olmayan bir anlaşma yapıldığını ileri sürdüğünü, taraflar arasında sözlü anlaşma uyarınca imkansız bir ifa söz konusu değilken aktin ifa edilmemesi davacının kusuru ile gerçekleştiğini, dava değerinin 643.370,00 TL olduğunu, vekalet ücretinin bu tutara göre hesaplanması gerekirken müvekkili lehine eksik vekalet ücreti hesaplandığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dışı müşterek malikin payını dava dışı kişiye satması nedeni ile taşınmazda paydaş olan davalının şufa davası açtığı, bu dava ile ilgili masrafların davacı tarafından karşılandığının tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ve verilen vekaletname ile ispatlandığı, davacının şufa bedeli ve davanın açılması için gereken masraflar ile tapu masrafları, yargılama giderlerini ödediğinin açıklığa kavuştuğu, tanık olarak dinlenen avukatın da bu yönde beyanda bulunduğu, davalının davacıya dava konusu yerde şufa hakkının kullanılması halde kazanılacak tapu mülkiyetinin davacıya devredileceği yönündeki anlaşmanın geçersiz olduğu, gayrimenkul devrini öngören sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının geçerlilik şartı olduğu gerekçesiyle denkleştici adalet ilkesi gereğince hesaplanan 491.097,44 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; dosya kapsamında taşınmazın devri ile ilgili de herhangi bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafça davalıya verilen vekaletname ile davacının davalı adına avukatla sözleşme yaptığı ve davalı ile davacı arasında gayrimenkul satışına ilişkin bir sözleşme bulunmayıp vekalet ilişkisi bulunduğu, bu nedenle tapu iptali tescil talebi ile açılan davanın reddinin yerinde olduğu, terditli olarak açılan davada, davacı tarafça yapıldığı bildirilen masraf toplamının davacı tarafça talep edilmesinin de yerinde olduğu, ancak ispatlanan 227.027,39 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi uygulanmak suretiyle ulaştığı değerin tespiti ile tahsiline karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle; istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 227.027,39 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; taraflar arasında yazılı olmasa dahi taşınmazın devrine ilişkin bir anlaşma olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını, davalının bu durumunun aksini ispatlayamadığını, davalının kaçınması nedeni ile yazılı sözleşmenin imzalanamadığını, davacının üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı tarafından açılan şufa davası nedeniyle yapılan giderlerin güncel tutarının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, Türk Borçlar Kanunu'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle taraflar arasında taşınmaz devri ile ilgili bir sözleşme bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ödünç para verme ilişkisi olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Kamu düzeni nedeniyle resen yapılan incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmında infazda tereddüte neden olacak şekilde 227.027,39 TL'nin iki kez davalıdan tahsiline karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "...Davanın KABULÜNE, 227.027,39 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine," ibaresinin çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.