"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/756 E., 2023/1870 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/211 E., 2023/189 K.
Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve kesintinin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; taraflar arasında her yıl yenilenen sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi bulunduğunu, davalı Kurumun 01.07.2021 tarihli yazısı ile müvekkiline ait hastanede tedavi gören 14 sigortalı hastanın kampanya kapsamında tedavi edilerek sağlık hizmetlerinin Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle, 2019 Ocak ve Şubat dönemi için 2.000.00 TL; tedavi gören 8 sigortalı hasta yönünden ise sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetlerinin Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle, 2019 Şubat ve Mart dönemi için 35.326.30 TL olmak üzere toplam 37.326.30 TL cezai şart uyguladığını, yine bu hastalar yönünden Kuruma fatura edilen hizmet bedellerinin yersiz olarak nitelendirilerek 126.634.41 TL tutarındaki ödemenin müvekkilinin hak edişlerinden mahsup edileceğinin bildirildiğini, ancak Kurumun iddia ettiği gibi hastaların kampanya kapsamında tedavi edilmediğini, hastalara şikayetleri doğrultusunda, rızaları alınarak ve bilgilendirilerek tedavi işlemlerinin uygulandığını ve usulüne uygun şekilde fatura edildiğini; öte yandan, daha önce sağlık hizmeti sunulmadığı halde Kuruma fatura edildiğinin tespit edilmesi nedeniyle müvekkili hakkında uyarı cezası uygulanmasına rağmen, uyarı cezasını gerektiren bu eylemin bir yıl içinde tekrar edildiği gerekçesiyle Medula ve Biyometrik Kimlik Doğrulama Sisteminin (BKDS) 2 iş günü süreyle pasif hale getirileceğinin ve sözleşmenin 1 yıl süreyle feshedileceğinin bildirildiğini, ancak Kurumun ilk uyarı olarak nitelendirdiği 27.12.2018 tarihli yazının üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtiğini, bu yazıya konu tedavinin Eylül 2013 yılına ait olduğunu, dolayısıyla 1 yıl içinde tekrar edilen fiilden söz edilemeyeceğini; davalı Kurum tarafından uygulanan cezai şart ve yersiz ödeme tutarına 57.521,57 TL faiz işletilerek müvekkilinin hak edişlerinden toplam 221.482,28 TL kesinti yapıldığını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 103 üncü maddesine göre fesih ve mahsup işlemleri için gereken yasal koşulların oluşmadığını ileri sürerek; müvekkilinin hak edişlerinden kesilen 221.482,28 TL'nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı Kurumdan tahsili ile sözleşmenin 1 yıl süreyle feshi, Medula ve BKDS sisteminin 2 iş günü süreyle pasif hale getirilmesi işlemlerinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkili Kurum tarafından davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerin sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı Kurum tarafından davacıya ait hastanede tedavi gören 14 hasta yönünden kampanya kapsamında tedavi edilmelerine rağmen sağlık hizmetlerinin Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle 2.000,00 TL cezai şart uygulanmış ise de, Kurumca sunulan CD içerisinde yer alan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün 43489 sayılı yazısından, hastane tarafından kampanya ya da tarama için herhangi bir başvuruda bulunulmadığının ve Kurumun izinsiz kampanya yapıldığına dair bir beyanının da olmadığının anlaşıldığı, hastalara tedavi hizmetlerinin kampanya kapsamında verildiği iddiasının Kurum tarafından somut bir şekilde ispatlanamadığı; öte yandan, işlemlerine ceza uygulanan hastaların hiçbirinin, özellikle sunulmayan sağlık hizmeti olarak adlandırılan işlemlerde isimleri geçen 8 hastanın hastaneye giderek muayene olmadıkları konusunda Mahkeme huzurunda alınmış ifadelerinin olmadığı, davalı Kurumun sunulmayan sağlık hizmeti gerekçesini ileri sürebileceği başka bir somut belgenin de bulunmadığı, hastaların CD içerisinde yer alan epikriz ve işlem raporlarının incelenmesinde; hastaların gerçek hasta olmasa bu derece ayrıntılı, doktor isim ve imzalarının yer aldığı epikriz ve işlem raporlarının düzenlenemeyeceği; yine davalı Kurum tarafından ilk uyarı olarak nitelendirilen 27.12.2018 tarihli yazının konusunun 2013 yılında tedavisi yapılan ve eldeki davaya konu hastalar dışında kalan N.F. isimli hastanın tedavisini içerdiğinin yazışmalardan anlaşıldığı, bu yazının üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçtikten sonra 2021 yılı Temmuz ayında hastaneye ikinci bir cezanın tesis edildiği, dolayısıyla 1 yıl içinde aynı fiilin tekrarından söz edilemeyeceği, davalı Kurum tarafından davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerin yerinde olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 163.960,71 TL asıl alacak ile 57.521,57 TL faiz olmak üzere toplam 221.482,28 TL'nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı Kurum tarafından 01.07.2021 tarihli yazıya istinaden davacı hakkında uygulanan Medula ve BKDS sistemlerinin 2 iş günü süreyle pasif hale getirilmesi ve sözleşmenin 1 yıl süreyle feshi işlemlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun varsayımsal tespitler içerdiğini, söz konusu raporda, müvekkili Kurumca sağlık hizmeti sunulmadığı belirlenen 8 hastanın davacıya ait hastaneye giderek muayene olmadıklarına ilişkin Mahkeme önünde verilmiş ifadelerinin bulunmadığı yönündeki tespitin tek başına eksik incelemeyi gösterdiğini, Mahkemece bahsi geçen 8 hastanın tanık olarak dinlenerek davacıya ait hastanede sağlık hizmeti alıp almadıklarının tespit edilmesi gerekirken, bu eksikliğin Kurum aleyhine yorumlanarak aksinin ispatlanamadığından bahisle davacı hakkında uygulanan cezai şartın hukuka aykırı olduğunun tespitine karar verilmesinin hatalı olduğunu; yine bilirkişi raporunda, kampanya kapsamında tedavi gördüğü tespit edilen 14 hasta yönünden davacının kampanya, tarama ya da tanıtım için herhangi bir başvuruda bulunmadığı ve izinsiz kampanya yapıldığına dair Kurum beyanının bulunmadığına yönelik tespitin de yerinde olmadığını, dosya kapsamından davacının yapılan kampanya için izin almadığının sabit olduğunu, bilirkişilerin görev tanımı dışında yaptığı tespitlere itibar edilemeyeceğini, Mahkemece eksik olan hususlar giderildikten sonra yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararda usul ve esas yönünden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; sağlık hizmeti satın alım sözleşmesine dayalı olarak davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerin iptali ve kesintinin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında imzalanan 2019 yılı Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesinin "Reklam, kampanya ve yönlendirme yasağı" başlığı altında düzenlenen (8.5.2.) maddesinde; "Sağlık hizmet sunucuları (SHS), ilgili mevzuata aykırı reklam, kampanya, tarama ve tanıtım yapamaz. Tespit edilen bu durumlar ilgili il sağlık müdürlüğüne yazılı olarak bildirilir ve gelen cevabi yazı göz önünde bulundurularak sözleşme ve Kurum mevzuatı çerçevesinde gerekli işlemler yapılır." hükmü yer almakta olup, sözleşmenin "Ceza Koşulları" başlığı altında düzenlenen (12.1.) maddesinde ise bu yasağa aykırı hareket eden sağlık hizmet sunucusu hakkında uygulanması gereken cezai şart miktarı belirtilmiştir.
2. Anılan sözleşmenin "Ceza Koşulları" başlığı altında düzenlenen (12.13.) maddesi; "Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmetinin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde 10.000,00 TL'den az olmamak şartıyla yersiz ödemenin 10 katı tutarında ceza koşulu uygulanır ve tespit edilen fiiller açıkça belirtilmek suretiyle SHS'ye tebliğ edilir." şeklinde; "Sözleşmenin Feshi" başlığı altında düzenlenen (13.5.) maddesi de; "Bu sözleşmenin ... (12.13) ... maddelerinde sayılan fiillerin gerçekleştirildiğinin tespiti halinde, gerekli ceza koşulu uygulanarak SHS yazılı olarak uyarılır. Bahse konu maddelerde belirtilen aynı fiilin, uyarının tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde tekrarlanması halinde, gerekli ceza koşulu uygulanarak sözleşme tek taraflı olarak feshedilir. Bu durumda sözleşmeden kaynaklı Kurum alacakları tahsil edilmeden ve fesih tarihinden itibaren bir yıl süre geçmeden SHS ile yeniden sözleşme yapılmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
3. Sözleşmenin "Ödeme Şartları ve Zamanı" başlığı altında düzenlenen (11.1.) maddesi ise; "Kurum mevzuatı ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak yapılan işlemlerin bedelleri ödenmez, ödenmiş ise yapılan bu ödemeler yersiz ödeme kabul edilir ve mevzuat hükümleri çerçevesinde tahsil edilir." şeklindedir.
4. Yukarıda açıklanan sözleşme hükümleri çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün 43489 sayılı yazısı ile davacı hastane tarafından kampanya ya da tarama için herhangi bir başvuruda bulunulmadığı, davalı Kurumun ise izinsiz kampanya yapıldığına dair bir beyanının olmadığı bildirildiğinden ve hastalara tedavi hizmetlerinin kampanya kapsamında verildiği iddiası davalı Kurumca somut delillerle ispatlanamadığından, davacıya ait hastanede tedavi gören 14 hasta yönünden kampanya kapsamında tedavi edilmelerine rağmen sağlık hizmetlerinin Kuruma fatura edildiği gerekçesiyle uygulanan cezai şart ve kesinti işleminin; yine davalı Kurumca ilk uyarı olarak nitelendirilen 27.12.2018 tarihli yazının 2013 yılında tedavisi yapılan dava dışı N.F. isimli hastanın tedavisine ilişkin olmasına ve bu yazının üzerinden 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen 2021 yılında davacı hastaneye ikinci bir ceza tesis edilmiş ise de, aynı fiilin 1 yıl içinde tekrarından söz edilemeyeceğinden, davacının Medula ve BKDS sistemlerinin 2 iş günü süreyle pasif hale getirilmesi ve sözleşmesinin 1 yıl süreyle feshedilmesine ilişkin Kurum işlemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
5. İlk Derece Mahkemesince davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı Kurum tarafından sağlık hizmeti sunulmadığı ileri sürülen ve davacı hastanenin 2019 yılı Şubat ve Mart dönemine ilişkin hasta kayıtlarında ismi geçen Kurum sigortalısı 8 hastanın Mahkemece tanık olarak dinlenmesi ve davacı hastaneden sağlık hizmeti alıp almadıkları tespit edildikten sonra, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin (12.13.) maddesini ihlal edip etmediği hususunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bahsi geçen sigortalı hastalar tanık sıfatıyla dinlenmeksizin ve hastaların davacı hastaneye giderek muayene olmadıklarına ilişkin Mahkeme önünde verilmiş ifadeleri bulunmadığından Kurum tarafından anılan madde hükmü uyarınca davacı hakkında uygulanan cezai işlemlerin yerinde olmadığına dair hatalı tespit içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.