"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/506 E., 2023/637 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; avukat olan davalı ile şifahi olarak anlaştıklarını ve şirket adına 14.09.2009 tarihinde başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya 21.000,00 TL takip masrafını banka havalesi ile, 7.500,00 TL vekalet ücretinin ise elden ödendiğini, davalıya takip masrafı ödenmesine rağmen ayrıca 6.768,10 TL peşin harç bedeli ile 13 adet tebligat gideri daha ödendiğini, yapılan icra takibinde bir gelişme olmadığını, davalının yoğun olması nedeniyle bir vekille daha icra dosyasının takip edilmesi gerektiğini söylediğini, davalı ile yapılan görüşme üzerine dosyaya 20.01.2012 tarihinde başka bir avukatın vekaletname sunduğunu, davalı bu duruma icazet vermiş olmasına rağmen vekalet ücreti alacağı adı altında aleyhlerine Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8657 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, davalının görevini kötüye kullanarak yaklaşık 15.000,00 TL'yi fazla masraf adı altında aldığını ve icra dosyası ile ilgilenmediğini, davalının icra dosyasında en son 19.01.2011 tarihinde haciz talebinde bulunduğunu, bu tarihten sonra herhangi bir işlem yapmadığından dosyanın takipsiz bırakıldığını, başka avukata vekalet verilen tarihte zaten dosyanın takipsiz olduğunu ileri sürerek; borçlu olmadığının tespiti ile %20'den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı; davacı ile aralarında yazılı bir sözleşme olmadığından yasal ücret tarifesine göre avukatlık ücretinin 59.550,00 TL olacağını, kendisine elden ödeme yapılmadığını, bankadan ödeme yapıldığı tarihten sonra işleme geçildiğini, dosyanın iş sahibi tarafından başka bir avukata verilebilmesi için Avukatlık Kanunu'nun 172. maddesine göre yazılı muvafakatin olması gerektiğini, ancak muvafakat vermediğini, davacıya takibin sürüncemede kalacağı, karşı tarafın mal varlığının şüpheli olduğu, hakkında karşılıksız çeklerle ilgili şikayetler olduğu, iş yerinin uzun süredir faal olmadığı gibi bilgilerin anlatıldığını ve takip konusu borç miktarının şirket muhasebesinde zarar kaydı oluşturulması için beklemeye alındığını, kendisine geri dönüş yapılmadığını, aramalarına da cevap verilmediğini, bunun üzerine 17.02.2012 tarihinde icra dairesine gittiğinde başka bir vekilin dosyada vekaletinin olduğunu gördüğünü, icra dosyasında gerekli özenin gösterildiğini, ayrıca başkaca icra takipleri ve davaların olduğunu, bunlar için de ücretlerinin ödenmediğini, dava dilekçesinde bahsedilen paraların bazılarının işbu dava ve icra takipleri için olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.03.2016 tarihli kararıyla; davalının özen görevini yerine getirmediği, ödemelere ilişkin banka dekontları dikkate alındığında davalının davacıdan talep edebileceği vekalet ücreti alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8657 sayılı icra takip dosyasında takibe konu olan alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin 09.03.2016 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 30.05.2019 tarihli ilamla; istifanın haklı olup olmadığı hususunda yeterli inceleme ve değerlendirme yapılarak, istifanın haklı olması durumunda istifa edilen tarihteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılması gerektiği dikkate alınarak sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece verilen 22.04.2022 tarihli kararla; davalı vekilin muvafakati alınmadan ve kendisine yazılı bir bildirim yapılmadan dosyaya başka bir vekil tarafından vekaletname sunulduğu, davalı tarafın Avukatlık Kanunu'nun 172. maddesi uyarınca istifa ettiği, istifanın haklı olduğu, davalı tarafın haklı istifa nedeniyle talep edebileceği miktarın 31.245,10 TL olduğu, davalı tarafça talep edebileceği miktardan fazlasına yönelik takip başlatıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8657 sayılı icra takip dosyasında takibe konu olan alacağın 28.304,90 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkemenin 22.04.2022 tarihli kararının süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, Dairece verilen 15.03.2023 tarihli ilamla; istifanın haklı olduğu gözetilerek bozma ilamı doğrultusunda istifa edilen 2012 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılan 02.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının vekalet ilişkisinden kaynaklı ve haklı istifa nedeniyle talep edebileceği miktarın 45.396,10 TL olduğu, davalı tarafça talep edebileceği miktardan fazlasına yönelik takip başlatıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının Antalya 9. İcra Müdürlüğünün 2012/8657 sayılı icra takip dosyasında takibe konu olan alacağın 14.153,90 TL'lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının icra dosyasından istifa etmediğini, ihtarname gönderdikten sonra 23.11.2012 tarihinde dosyadan alacaklı vekili sıfatıyla fotokopi aldığını, davalı avukata 20.01.2012 tarihli iadeli taahhütlü mektupla bildirim yapıldığını, bu bildirimin davalı tarafından 23.01.2012 tarihinde tebliğ alındığını, davalı avukatın ikinci vekâleti öğrenmesinden bir ay sonra müvekkili şirkete ihtarname göndererek zımnen muvafakat ettiğini, davalının istifasının haklı olduğunu takdir etse bile gerekli özeni gösterip göstermediği konusunda değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davalı avukatın davacının vekili olarak görev yaptığı esnada bilgilendirilmeden dosyaya başka bir vekil sunulmasından dolayı haklı istifa iddiasına dayalı vekalet ücretine yönelik başlattığı icra takibinden kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak karar verildiği, istifa edilen 2012 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi atfıyla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
1086 sayılı Kanun'un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,06.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.