"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/376 E., 2023/3638 K.
DAVACILAR : 1-..., 2-..., 3-...,
4-..., 5-Zeynep Taşkıran, 6-... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : 21.06.2016
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/189 E., 2022/271 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davalının kendisine ait olan boş arazi ile müvekkillerinin evinin arasını paslı, uçları açık demir çitle çevirdiğini, davacı ...'in bahçede oynarken davalının bağladığı galveniz telin gözüne batarak yaralanmasına neden olduğunu, ileri sürerek; davacılardan Meryem yönünden şimdilik 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, babaanne Elife için 20.000,00 TL, baba Ali İçin 20.000,00 TL, anne Gülsüm İçin 20.000,00 TL, kardeş Zeynep için 10.000,00 TL, kardeş Ahmet Sami için 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin kendisine ait arsasının etrafını zamanında duvar yaparak çevirdiğini, davacılar tarafından bu bahçe duvarının yıkıldığını, bunun üzerine bahçesinin etrafını kafes bahçe teli ile çevirdiğini, davacıların bu bahçe telini de davalının izni ve haberi olmaksızın kestiklerini, bir insan geçecek şekle getirdiklerini, daha sonra yine izinsiz olarak kesip açtıkları bölüme bir açılır kapanır kapı yaptıklarını, kusurun tamamen davacılara ait olduğunu, Beykoz 3. Asliye Ceza Mah. 2016/31 E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamındaki Adli Tıp Kurumu raporları ile olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davacı ...'in tüm vücut fonksiyon kaybı oranının bulunmadığı, dava konusu yaralanması nedeni ile iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği, bu süre içerisinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, yaralanmanın yüzde sabit iz niteliğinde olmadığı, buna göre davacı ...'in maddi tazminat talebinin reddine, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunmazı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda davacı küçüğün yaralanmasına neden telin davalı tarafından açılan kapısının bağlanması için kullanıldığı, davalının taşınmaz maliki sıfatıyla tellerin yapılmasından olduğu kadar muhafazasından da sorumlu olduğu, bu haliyle davalıların taşınmaza müdahalesi var ise buna uygun cezai veya hukuksal başvuru yapmak yerine çevreye zarar verecek şekilde telin yapılması ve bulundurulmasından sorumlu olduğu gözetildiğinde davalının sübuta yönelik istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davacılar yönünden yapılan değerlendirmede ise, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında küçüğün görme kaybının olmadığı ve ağır bedensel zarara uğramadığı belirlenmekle küçük haricindeki davacılar yönünden manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi ile yaralanmanın maluliyetine neden olmadığı saptandığından işlev kaybı nedeniyle maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakla ve dava yığılması nedeniyle her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; davacı ...'in davalının kusurlu davranışı nedeniyle gözüne tel batmak suretiyle yaralandığını, göz bebeğinde sabit iz kaldığını, tel batan göz fonksiyonları %60 oranında azaldığını, ATK raporunda gözde görme kaybı olduğu, işlevsellik kaybı olmadığı, gözde sabit iz bulunduğu, 1,5 aya kadar iş görmezlik durumu olduğu tespitlerinin yapıldıktan sonra, maluliyet olmadığı sonucuna varıldığını, bu tespitlere göre hesap bilirkişisinden rapor alınmaksızın karar verildiğini, davacının gözbebeğinde sabit iz kalmasına davacının kusurlu davranışının neden olduğu Mahkeme tarafından kabul edilmesine rağmen maddi tazminat talebi reddildiğini, manevi tazminatın düşük olarak belirlendiğini, herbir davalı için tazminata hükmedilmesi gerektiğini, davacılar aleyhine 52.000,00 TL vekalet ücretine fahiş olarak hükmedildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, davacılardan Meryem'in gözüne tel batması sebebiyle, haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1. Hükme esas alınan raporların taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, davalının %80 asli, dava dışı amcanın %20 tali kusurlu olarak belirlendiği, olay tarihinde yürürlükte olan 2013 tarihli Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde davacı ...'in tüm vücut fonksiyon kaybı oranının yüzde sıfır olduğu, dava konusu yaralanma nedeni ile iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, yüzde sabit iz kalmadığının anlaşılmasına göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
3. 22.06.1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
4. Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir (Hukuk Genel Kurulunun 28.05.2003 tarihli ve 2003/21-368-355 ve 23.06.2004 tarihli 2004/13-291-370 sayılı kararları).
5. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Olayın oluş şekli, vakanın niteliği, gelecek hayatına etkisi, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacı ...'in manevi zararının oluştuğunun kabulü yerinde olmakla birlikte lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunun kabulü gerekir. Buna göre İlk Derece Mahkemesince; davacı ... için daha yüksek oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük manevi tazminata hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, kararın bu yönden bozulmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı ... yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.