"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2570 E., 2023/2736 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2021/538 E., 2022/398 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 06.12.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartları ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Temyiz istemi, temyiz konusu miktar veya değerin kesinlik sınırının altında olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 06.12.2023 tarihli ek kararına ilişkindir.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 50.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin TL’nin altında kalmaktadır.
Temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karar, yukarıda anılan Kanun hükümlerine uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile söz konusu kararın onanması gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 06.12.2023 tarihli ek kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacılar tarafından, kök murisleri ...'nın davalı banka nezdinde 25.10.2006 tarihli kredi sözleşmesiyle bağlı hayat sigortası akdettiği, 25.10.2016 başlangıç ve 25.10.2022 bitiş tarihli 72 ay süreli hayat sigortası poliçesinin olduğu, aylık taksitlerin murisin ölümüne kadar düzenli olarak ödendiği, ...'nın ölümünden sonra kalan bakiye taksitlerin murisin hayat sigortasından tahsilinin gerektiği halde kendilerince ödendiğinden murisin ölümünden sonra ödenen kredi taksitlerininher bir taksit bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile 25/10/2016 tarihli tüketici kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi için belirsiz alacak ve menfi tespit davası açılmıştır.
Davalı taraf davada husumet itirazında bulunmuş, müteveffa ...'in bağlı sigorta poliçesinin düzenlenmesi sırasında daha önce kalp rahatsızlığı olmasına rağmen hiçbir hastalık bildiriminde bulunmadığından ve mirası reddetmeyen mirasçıların borçtan sorumlu olduklarından davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince murisin sigorta poliçesinin düzenlenmesi sırasında hastalık beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf talebinin reddine karar verilmiş olup bu karar için temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Daire çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, temyize konu olan Bölge Adliye Mahkemesinin esas hakkındaki kararının temyizi üzerine verilen temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddine ilişkin Ek Kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacıların murisi ile davalı banka arasında 25.10.2016 tarihinde Tüketici Kredisi sözleşmesi yapılmış olup, bankadan 72 ay vadeli 119.032,00 TL kredi kullanıldığı ve bu sırada Anadolu Hayat Emeklilik Sigorta Şirketi ile 25.10.2016 başlangıç 25/10/ 2022 bitiş tarihli azalan teminatlı Kredi Hayat Sigortası yapılmıştır.
Yerleşik Dairemiz kararlarına göre kredi alacaklısı bankanın krediyi çeken borçlunun vefatı sonrasında ilk önce sigorta şirketinden tahsile ilişkin işlemleri (icra takibi ve dava yolu dahil ) tesis ile alacağın tahsili etmesi ,mümkün olmaması halinde kredi borçlusunun mirasçılarına başvurması gerekirken, doğrudan borçlu mirasçılarından tahsile ilişkin işlem tesis edildiğinde menfi tespit ve istirdat davasına konu olabilir. Bu durumda davanın konusu ve değeri çekilen kredi miktarına göre dönem sonunda ödenmesi gereken tutar ile istirdat talebine konu ödenen kredi taksitlerinin işlemiş faizlerinden ibarettir.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesince 06.12.2023 tarihli kararla verilen kararın dava değeri itibariyle kesin olduğundan davacıların temyiz dilekçelerinin reddine ilişkin ek karar verilmiştir.
Davaya konu olan uyuşmazlık konusunda davacı tarafından yapılan açıklama ile gelen sözleşme ve hesap dökümlerinden ; borçlu olunmadığı iddia olunan Kredi sözleşmesine göre dönem sonu ödenecek tutar 192.859.85 TL olup, borçlunun vefatına kadar ödenen 18.200 TL ile vefat sonrası ödeme tutarı olan 31.800 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren faziyle birlikte istirdatı talep edilmiş olmakla toplam dava değeri 242.859 ,85 TL olup karar tarihine göre temyiz sınırı olan 238.730.00'nin üstündedir.
Bu nedenle davadaki uyuşmazlık konusu değeri 2023 yılı temyiz sınırını aştığına göre mahkemenin davacıların temyiz dilekçelerinin miktar düşüklüğünden reddine ilişkin ek kararı yerinde olmadığından öncelikle ek kararın kaldırılarak işin esasının incelenmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz .