"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2343 E., 2023/2207 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen muarazanın giderilmesi ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun (2022 sayılı Kanun) uyarınca bağlanan yaşlı aylığından yararlandıklarını, 08.03.2021 tarihinde davalı idare tarafından aylıklarının kesildiğini, işlemin iptali için Konya 3. İdare Mahkemesine açtıkları davada görevsizlik kararı verildiğini, istinaf yoluna başvurmadıkları için kararın kesinleştiğini, müvekkillerinin oturdukları ev dışında herhangi bir taşınmazlarının bulunmadığını, yaş itibariyle çalışacak durumda olmadıklarını belirterek; kesilen yaşlılık aylıklarının tekrar bağlanmasını ve davacı ... için 5.345,00 TL, davacı Teslime için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.345,00 TL birikmiş aylıkların kesinti tarihleri de gözetilerek aylık işleyecek faizleri ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacıların vakıflarında kayıtlı bulunduklarını, davacı ...'e cevaben yazılan 18.05.2021 tarihli ve 2263-77 sayılı yazılarında nafaka alabilecek olması sebebi ile yaşlı aylığının bağlanmasının uygun görülmediğinin belirtildiğini, davacıların erkek çocukları Fehmi ve Ahmet'in emekli olduğu, yine çocukları ...'nın Ereğli Belediyesinde kamu işçisi olarak çalıştığı, ilgili kanun gereği davacıların çocuklarından nafaka alabilecek olmaları sebebiyle aylık bağlanmasının uygun görülmediğinin tespit edildiği belirtilerek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli ve 2021/108 E., 2022/82 K. sayılı kararıyla; davacıların, oğulları olan ...'ın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 364 üncü maddesi kapsamında yardıma muhtaç anne ve babasına nafaka verebilecek ekonomik kudreti haiz olduğu gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ve 2022/1285 E., 2022/1863 K., sayılı kararıyla; davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu, kesinlik sınırının tespitinde her bir davacı için istinafa konu alacak miktarına göre işlem yapılmasının gerektiği, buna göre her bir davacı için ret edilen miktar açısından davacılar yönünden kararın kesin olduğu gerekçesiyle; davacılar vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesince 18.10.2022 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin reddine, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
3. Dairemizin 22.02.2023 tarihli ve 2022/7990 E., 2023/196 K. sayılı kararıyla; davanın muarazanın giderilmesine yönelik olduğu, Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların istinaf başvurusu hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasınun usul ve yasaya uygun görülmediği gerekçesiyle 18.10.2022 tarihli ek kararının ortadan kaldırılmasına, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bağlanan yaşlılık aylığı davacıların ... isimli belediyede kamu işçisi olarak çalışan evlatlarının ekonomik durumu nazara alınarak kesilmiş ise de, dosya kapsamında yapılan araştırmalar, sosyal ekonomik tespitler, malvarlığı kayıtları gözetildiğinde anılan davacıların evladının sosyal ekonomik durumuna göre davacılara yardım nafakası bağlaması halinde geçim sıkıntısına düşeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; maaşını kesildiği tarihte davacıların infaz koruma memuru olan torunu ...'un aynı hanede kaldığını, davacıların oğullarının kamu işçisi olarak Ereğli Belediyesinde çalıştığını, aylıkların bu sebeple kesildiğini, oğullarının maaşının düşük gösterildiğini, davacıların oğulları Fehmi ve Ahmet'in emekli olduğu ileri sürülerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılara bağlanmış yaşlılık aylığının davalı idare tarafından kesilmesi işleminin iptali, yeniden bağlanması ve kesilen aylıkların iadesi istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2022 sayılı Kanun'un 2/b, 4 ve 8 nci maddeleri,
2. 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşları ile Engelli ve Muhtaç Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 5, 6, 7, 8 ve 9 ncu maddeleri.
3. Dairemizin aynı konuya ilişkin 22.02.2024 tarihli ve 2023/2517 E., 2024/762 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. 02.11.2011 tarihli ve 28103 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 662 sayılı (Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair) KHK'nın 9 uncu maddesiyle 01.07.1976 tarihli ve 2022 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "İl veya ilçe idare heyetlerinden" ibaresi "İl veya ilçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından" 8 inci maddesinin bir ve ikinci fıkrasında yer alan "İl ve İlçe İdare kurumlarının" ibareleri "İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları" olarak değiştirilmiştir.
2. Yine 02.08.2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile de 2022 sayılı Kanun'un 3/1 fıkrasında geçen "Emekli sandığına" ibaresi "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına" şeklinde, ikinci fıkrasında geçen "Sosyal Güvenlik Kurumu" ibaresi "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" şeklinde, 4 üncü maddesinde geçen "usul ve kullanılacak belgeler, Maliye ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarınca" ibaresi " usul ve esaslar ile kullanılacak belgeler Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından" şeklinde değiştirilmiştir.
3. 03.06.2011 tarihli ve 27958 sayılı mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 633 sayılı KHK ile "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" kurulmuştur. Söz konusu kararın gerekçesinde geçen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 09.07.2018 tarihli ve 30473 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı KHK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile birleştirilerek 10.07.2018 tarihinde Bakanlığın adı" Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" olarak değiştirilmiş, 21.04.2021 tarihinde ayrı bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının kurulmasıyla son olarak Bakanlığın adı "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" olarak değiştirilmiştir.
4. 08.02.2013 tarihinden itibaren 2022 sayılı Kanundan doğacak ihtilaflar yönünden muhatabı artık Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (son olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) olacaktır.
5. Somut olayda 2022 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığının kesilmesi işleminin kamu gücü kullanılarak tesis edilmiş, tek yanlı, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olduğu, Devletin 2022 sayılı kanun gereğince muhtaç durumda bulunan yaşlılara yaptığı parasal yardım için bu yasanın kendisine açıkça verdiği görev nedeniyle aracılık yaptığı, 2022 sayılı Kanun'un 8 inci maddesi uyarınca Kanun'un 1 ve 2 nci maddelerinin kapsamına girenlerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca aylık bağlanacağı ve Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden ödeneceği şeklinde düzenleme bulunduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında aylık bağlanmasında Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakıflarınca sosyal inceleme raporları ve gerektiğinde sağlık kurulu raporları da dikkate alınarak ilgililerin bu kanuna göre aylık bağlanmasına haiz oldukları yönünde verilmiş kararların esas alınacağının kabul edildiği, bu kanuni düzenlemeler birarada değerlendirildiğinde ise, 2022 sayılı Kanun kapsamında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Kuruluşu ve Organlarının 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu'nun 7 nci maddesinde düzenlendiği, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu'nun 7 nci maddesi gereğince sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi olsa dahi Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakıflarının bu kanun kapsamındaki işlemlerini Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına tesis ettiği, 2022 sayılı Kanun kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına kamusal görevler yüklenen bu vakıfların bu kapsamda kamu gücüne dayanak işlem tesis etmiş olması nedeniyle aldığı kararların da idari işlem niteliğinde olduğu, işlem ve kararların idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu, bir kamu idaresi olan Bakanlığın tesis edeceği aylık bağlama ya da kesme yolundaki tasarruflarda idari işlem mahiyetini koruyacak ve doğacak ihtilaflarda da yine idari yargı yeri görevli olacağından, idari işlemlerle ilgili uyuşmazlıkların adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Bölge Adlliye Mahkemesince; idari yargının görevli olması nedeniyle davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.