"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1324 E., 2021/1146 K.
HÜKÜM/KARAR : Davanın Kabulü/ İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/73 E., 2021/417 K.
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ... ve şirketi ...hakkında Antalya 16. İcra Müdürlüğü'nün 2018/3467 ve 2018/3812 sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, icra takipleri sonucunda davalının borcu ödeyecek taşınır ve taşınmaz kaydına rastlanmadığını, ancak yapılan pasif tapu kaydı sorgulamasında Antalya İli Muratpaşa İlçesi, Demircikara Mahallesi, 1823 ada 14 parsel C blok 3 nolu bağımsız bölümünü icra takibinden 6 gün evvel 28.03.2018 tarihinde diğer davalı ...'a devrettiğinin öğrenildiğini, satış yapılmasına rağmen borçlunun taşınmazda oturmaya devam ettiğini, taşınmazın gerçek değerinde satılmadığını, devrin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; kesin aciz vesikası sunulmadığını, başka dosyada yapılan haczin iş bu davaya dayanak olarak gösterilemeyeceğini, haciz tutanaklarında haczi kabil mal olmadığının yazılı olmadığını, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, diğer davalı ...'in asıl borçlu değil kefil sıfatında olduğunu, ...'in de taşınmazı satmasının tasarrufun iptali davasının konusu olamayacağını, dava konusu taşınmazın değerinin davacının belirttiği kadar olmadığını, müvekkilinin taşınmaz bedelini nakden banka kanalı ile ödediğini, davalı ...'in aciz halinde olduğunu da bilmediğini, taşınmazın diğer davalı tarafından satıştan sonra sadece 2-3 hafta kullanıldığını, bunun muvazaa anlamına gelemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu takibin kesinleşmiş bir takip olduğu, davalılar arasındaki tasarrufların borcun doğum tarihi olan icra takibine konu senetlerin tanzim tarihinden sonraki tarihler olduğu, takip dosyasında kanunun aradığı aciz vesikasına yönelik dava şartının mevcut olduğu ve davalılar arasındaki arkadaşlık ilişkisi itibariyle takip borçlusunun mali durumunu bilecek durumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, demircikara mah. 1823 ada 14 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı C blok 3 nolu bağımsız bölümün davalı ... tarafından diğer davalı ...'a 28.03.2018 tarihli satışına yönelik tasarruf işleminin İİK 277. ve devamı maddeleri uyarınca iptali ile davacıya Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2019/203 (Genel İcra Dairesi 2020/37592) sayılı icra takip dosyasında alacak ve ferilerinin tahsiline yönelik cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; kesin aciz vesikası sunulmadığını, haczi kabil mal bulunmadığı kaydını içermeyen haciz tutanağının İİK'nun 105 inci maddesi uyarınca aciz vesikası vasfında sayılamayacağını, başka dosyadan yapılan hacizlerin bu dosya için geçerli sayılmayacağını, davanın İİK'nun 279 uncu maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını, esasa ilişkin, davalıların arkadaş oldukları gerekçesi ile iptali kararı verilmesinin hatalı olduğunu, esasında davalı borçlunun zengin lüks içinde yaşayan birisi olarak bilindiğini, davaya konu taşınmazın bedelinin davacının iddia ettiği kadar olmadığını, taşınmaz alınırken üzerinde ipotek olup bunun irdelenmediğini, satın alındıktan sonra müvekkilince ipotek bedelinin ödendiğini, taşınmazın bedelinin banka marifetiyle ödendiğini, müvekkili davalının borçlunun aciz içinde olduğunu bilmediğini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olup bu dava sebebiyle yıllardır tasarruf hakkını kullanamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK'nun 280/1. maddesi uyarınca tasarruf öncesinden davalıların arkadaşlık ve tanışıklığının bulunması, satış günündeki değeri 685.000,00 TL olan meskenin üzerinde 800.000,00 TL'nin banka ipoteği olduğu halde alınmasının hayatın olağan akışına uygun olmamasına, yine ödemelerin büyük kısmının satımdan sonra uzun vadeler halinde ve şirket alacağına mahsuben ödenmiş olmasına göre alacaklı davalı kişi borçlunun mali durumunu ve satım niyetini bilebilecek kişilerden olmakla mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunda bildirdiği sebepler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 277 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davalı ...'ın şirketi ile davalı borçlunun şirketi arasında ticari ilişki olduğunun anlaşılmasına, davalı ...'ın da dava konusu gayrımenkulü alacağına karşılık aldığını beyan etmiş olmasına göre, davalılar arasındaki tasarrufun İİK 280/1 hükmü gereğince iptale tabi bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalı ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.