Logo

4. Hukuk Dairesi2024/5546 E. 2024/8362 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerinin miktarı ve davalıların sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin gerekçeli kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ve bozmaya uyularak verilen kararda karşı taraf lehine kazanılmış haklar oluştuğu gözetilerek, davalıların temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/79 E., 2024/108 K.

DAVA TARİHİ : 15.11.2021

HÜKÜM/KARAR : Davanın Kısmen Kabulü

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; 19.10.2012 tarihinde davacıların desteği ...’un yolcu olarak bulunduğu, davalı ...'nın sevk ve idaresinde bulunan, davalı ... adına kayıtlı ve davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) poliçesi olan otomobilin karıştığı tek taraflı trafik kazasında desteğin vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan Musa için 30.000,00 TL, ... için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 60.000,00 TL maddi tazminat ile davacılardan Musa için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, Emine için 10.000,00 TL, Sündüs için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (davalı ... şirketi maddi tazminat talepleri yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini davacılardan Musa için 39.386,40 TL'ye, ... için 38.889,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı ...Ş. vekili cevap dilekçesinde; sigortalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun kanıtlanamaması halinde şirketlerinin de sorumluluğunun olmadığını, davacıların ölüm ile ölenin desteğinden mahrum kaldıklarını ispat etmelerinin gerekli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, herhangi bir tazminat hesaplanması durumunda, bakım ve yetiştirme giderlerinin mahsubu gerektiğini, desteğin araca sürücünün alkollü olduğunu bilerek bindiğini bu nedenle müterafik kusurunun bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; kaza mahallinde gereken tamiratı yapmayan dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğü'nün kusurlu olduğunu, kazada vefat eden ...un kaza esnasında emniyet kemeri takmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.03.2016 tarihli 2015/59 E., 2016/118 K. sayılı kararı ile; 19.10.2012 günü davalı ...'nın sevk ve idaresinde bulunan, davalı ... adına kayıtlı ve davalı şirket tarafından sigortalı olan 60 KS 587 plakalı aracın tek taraflı yapmış olduğu kazada, davacıların murisi ...un vefat ettiği, 26.03.2014 tarihli Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre, davalı sürücü ...'nın asli kusurlu ve ölen ...un tali kusurlu olduğu, yine Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi'nin 14.10.2014 tarihli raporuna göre; davalı sürücü ...'nın %85 oranında ve ölen ...un %15 oranında kusurlu olduğu, 15.06.2015 havale tarihli rapora göre; davacı ...'un destekten yoksun kalma bakiye zararının 39.386,40 TL ve davacı ...'un destekten yoksun kalma bakiye zararının 38.889,00 TL olduğu, davanın, davacılar Musa ve ... için ayrı ayrı 30.000,00 TL maddi tazminat talebi ile açıldığı, kalan destek zararının 29.06.2015 tarihinde usulüne uygun ıslah edildiği ve ıslah harcının mahkeme veznesine yatırıldığı gerekçesiyle maddi tazminat davasının kabulü ile; davacılardan ... için 39.386,40 TL, ... için 38.889,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile anılan davacılara verilmesine, (davalı ...Ş. bakımından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 30.000,00 TL'nin dava tarihinden (15.11.2012) itibaren yasal faiziyle, 8.889,00 TL'nin ise ıslah tarihinden (29.06.2015) itibaren yasal faizi ile tahsiline), manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacılardan ... için 10.000,00 TL, ... için 10.000,00 TL, Emine Şenol (Bıyıklı), Sündüs Şenol (Balcı) ve ... Şenol için 5.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan tahsili ile anılan davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

Mahkemenin 02.03.2016 tarihli 2015/59 E., 2016/118 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli 2016/11221 E., 2019/4527 K. sayılı kararı ile "...Somut uyuşmazlıkta, davalı ... şirketi, hükmolunan tüm tazminat yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğünden, kabul edilen tüm tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslahla artırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru bulunmamıştır. ...Yukarıda belirtilen hususlar, kusur durumu ve meydana gelen zararın ağırlığı da gözönüne alınarak davacılar için takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir. ...Somut olayda davalı ...vekili, desteğin araca sürücünün alkollü olduğunu bilerek bindiğini belirterek desteğin müterafik kusurunun bulunduğunu savunmuştur. Yapılan soruşturmada, araç sürücüsünün alkollü olduğunun ve desteğin arkadaşları ile birlikte gezmekte iken kazanın gerçekleştiğinin tespit edilmiş olması; yine dosyada mevcut Adli Tıp Raporunda da desteğin emniyet kemeri takmaması ve sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeniyle desteğe kusur verilmesi birlikte değerlendirildiğinde mahkemece belirlenen destekten yoksun kalma tazminat miktarlarından Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.07.2021 tarihli 2020/13 E., 2021/311 K. sayılı kararı ile; somut olayda araç sürücüsünün alkollü olduğu, desteğin arkadaşları ile birlikte gezmekte iken kazanın gerçekleştiği, dosyada mevcut Adli Tıp raporunda da desteğin emniyet kemeri takmaması ve sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeniyle desteğe kusur verildiği gerekçesiyle destekten yoksun kalma tazminat miktarlarından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davalı ... şirketinin hükmolunan tüm tazminat yönünden dava tarihinde temerrüde düştüğü, davalı ... şirketi yönünden kabul edilen tüm tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verildiği gerekçesiyle maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacılardan ... için 31.509,12 TL, ... için 31.111,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi Allianz Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı ... şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacılardan ... için 18.000,00 TL, ... için 18.000,00 TL, Emine Şenol (Bıyıklı), Sündüs Şenol (Balcı) ve ... Şenol için 8.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan tahsili ile anılan davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin 14.07.2021 tarihli 2020/13 E., 2021/311 K. sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 10.04.2023 tarihli ve 2021/25096 E., 2023/5159 K. sayılı ilamıyla; "...2. Dosya kapsamından, mahkemenin 02.03.2016 tarihli 2015/59 E., 2016/118 K. sayılı kararının davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edildiği, yapılan temyiz incelemesinde Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli 2016/11221 E., 2019/4527 K. sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Şu durumda mahkemenin ilk kararını temyiz etmeyen davalılardan ... ve ... yönünden mahkemece verilen 02.03.2016 tarihli 2015/59 E., 2016/118 K. sayılı ilk kararın maddi tazminata ilişkin bölümü kesinleşmiş olup, anılan davalılar yönünden bozmadan sonra mahkemece 14.07.2021 tarihli 2020/13 E., 2021/311 K. sayılı karar ile yeniden hüküm kurularak ve tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak davacılar lehine daha düşük miktarda maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamıştır. O halde davalılardan ... ve ... yönünden mahkemece verilen 02.03.2016 tarihli 2015/59 E., 2016/118 K. sayılı ilk kararın maddi tazminata ilişkin bölümünün kesinleştiğinin anlaşılmasına göre, anılan davalılar yönünden maddi tazminata ilişkin olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3. Davacılar lehine hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından, desteğin müterafik kusuru nedeniyle mahkeme tarafından yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın kısmen reddine karar verildiğinden, davalı ...Ş. lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Oysa, yasal düzenlemeler gereği, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43 ve 44 üncü maddelerinden (6098 sayılı TBK'nun 51 ve 52 inci maddeleri) kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinin gözönüne alınması gerekirken, davalı ...Ş. yararına müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. 4. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47 inci maddesi (TBK 56. mad) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23.06.2004, 13/291-370) Yukarıda belirtilen hususlar, kusur durumu ve meydana gelen zararın ağırlığı da gözönüne alınarak davacılar için takdir olunan manevi tazminatların az olduğu..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilamına uyulmak suretiyle, davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulü ile; mahkemece 02.03.2016 tarihli 2015/59 E. 2016/118 K. sayılı ilamı ile verilen ve ''Davacı ...'un maddi tazminat talebinin kabulü ile; ...' un ölümü nedeniyle 39.386,40 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, (Davalı ...Ş. bakımından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 30.000,00 TL'nin dava tarihinden (15.11.2012) itibaren yasal faiziyle, 9.386,40 TL'nin ise ıslah tarihinden (29.06.2015) itibaren yasal faizi ile tahsiline)'' şeklinde belirtilen ilk hükmün davalı ... ve ... yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği dikkate alınarak anılan davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, mahkemece 02.03.2016 tarihli 2015/59 E. 2016/118 K. sayılı ilamı ile verilen ve ''Davacı ...' un maddi tazminat talebinin kabulü ile; ...' un ölümü nedeniyle 38.889,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, (Davalı ...Ş. bakımından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla 30.000,00 TL'nin dava tarihinden (15.11.2012) itibaren yasal faiziyle, 8.889,00 TL' nin ise ıslah tarihinden (29.06.2015) itibaren yasal faizi ile tahsiline)'' şeklinde belirtilen ilk hükmün davalı ... ve ... yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği dikkate alınarak anılan davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, mahkemece 14.07.2021 tarihli 2020/13 E. 2021/311 K. Sayılı ilamı ile verilen ve ''Davanın kısmen kabulü ile; davacının ıslah talebi de nazara alınarak, 08.06.2015 tarihli bilirkişi raporu ile tespit olunan davacı ... için; ...un ölümü nedeniyle 39.386,40 TL destekten yoksun kalma tazminatına takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılmak suretiyle belirlenen 31.509,12 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi Allianz Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı ... şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine'' şeklinde belirtilen ikinci hükmün davalı ...Ş. yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği dikkate alınarak anılan davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, mahkemece 14.07.2021 tarihli 2020/13 E. 2021/311 K. sayılı ilamı ile verilen ve ''Davanın kısmen kabulü ile; davacının ıslah talebi de nazara alınarak, 08.06.2015 tarihli bilirkişi raporu ile tespit olunan davacı ... için;...' un ölümü nedeniyle 38.889,00 TL destekten yoksun kalma tazminatına takdiren %20 oranında mütefarik kusur indirimi yapılmak suretiyle belirlenen 31.111,2 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren, davalı ... şirketi Allianz Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 15.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı ... şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ...'a verilmesine'' şeklinde belirtilen ikinci hükmün davalı ...Ş. yönünden temyiz edilmeden kesinleştiği dikkate alınarak anılan davalı yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davanın manevi tazminat yönünden kabulü ile; davacılardan ... için 20.000,00 TL, ... için 20.000,00 TL, Emine Şenol (Bıyıklı) için 10.000,00 TL, Sündüs Şenol (Balcı) için 10.000,00 TL, ... Şenol için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan tahsili ile anılan davacılara verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; mahkemenin gerekçeli kararının deliller kısmında eldeki davayla ilgili olmayan değerlendirmelerin yapıldığını, gerekçeli kararın açık olması, uyuşmazlığın nitelendirilmesinin doğru yapılması gerektiğini, kararda deliller kısmının eksik olduğunu, eldeki dosyayla ilgili olmayan tanık beyanlarına yer verildiğini, mahkemece bozma ilamına uyularak maddi tazminat yönünden verilen kararın kabulünün mümkün olmadığını, bozma ilamında hükmedilen manevi tazminatın bir miktar az olduğunun belirtildiğini, buna rağmen mahkemece manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verildiğini, mahkemece manevi tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalıların sürücüsü, işleteni ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı (ZMSS) olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin desteğinden yoksun kalanların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49, 52, 53 ve 56 ncı maddeleri, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar ... ve ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan yükletilmesine,Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.