"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/2E., 2021/207 Karar
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 1992 Mart ile 1995 Eylül ayları arasında ... Turizm A.Ş. Genel Müdürü olarak görev yaptığını, görev yaptığı bu dönemde, ... İstanbul Bölge Eski Müdürü ..., Türk Seyahat Acentaları İstanbul Eski Müdürü ... Beykoz ve ... Paşa Yalısı Müdür Yardımcısı ... ile birlikte 1993-1994 yılları içinde ... Alım-Satım ve Yaptırma Yönetmeliği ile Emanet İşleri Yönetmeliğine uyulmadan; Anıtlar Koruma Kurulu ve Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nden izin alınmadan, ihale sonrası ve öncesi komisyon kararları bulunmadan, usulüne uygun yer teslim tutanağı geçici ve kesin kurul tutanakları ve sözleşme mevcut olmadan proje ve ataşman ve metraja dayanmadan iş yaptırıldığı ve buna istinaden ödeme yapıldığı, ihalelerin rekabet ortamında yapılmadığı ihale konusu işlerin teknik şartnamelere, fen ve sanat kurallarına uyulmadan ya hiç yapılmayarak ya da kısmen yapılıp 1993 yılı birim fiyatlarıyla 396.493.750 TL, 1994 yılı birim fiyatlarıyla 9.641.050.950 TL fazla ödeme yapıldığı, yine bir kısım işlerin yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterilerek sahte fatura tanzim etmek suretiyle ödemede bulunulduğu, bu şekilde kurumun toplam 10.037.544.000 TL zarara uğramasına sebebiyet verildiğinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonu'nun raporu ile tespit edildiğini belirterek davalının müvekkili şirkette görevli olduğu dönemde irtikap suçunu işlemek suretiyle sebebiyet verdiği 10.037.544.000 TL kurum zararının, zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihten itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Meclis Araştırma Komisyonu Başkanlığı'nın usule aykırı olarak raporun Telekom Müfettişlerine hazırlatıldığını, komisyonun çoğunluğunun bu rapordaki görüşlere katılmadığını, raporun hazırlanması aşamasında bilirkişi seçilen ... ...'ın daha sonra ... Turizm A.Ş. yönetim kuruluna üye seçildiğini, söz konusu raporun verilen vaatler karşılığında hazırlandığını, ... Tur. AŞ'nin, 28.05.1986 tarih ve 3291 sayılı Özelleştirme Kanununun 13. maddesine tabi olarak kurulduğunu, T.C. Turizm Bankası A.Ş.'ye ait işletmeleri kapsadığını, 21.11.1994 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4046 sayılı Kanun'la özelleştirme kapsamına alınan kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, Merkez ve Taşra Teşkilatı Şemasına göre “İşletmeleri denetlemek” işinin genel müdürün görev ve yetkisinde bulunmadığını, şirketin kendi bünyesinde Teftiş Kurulu Başkanlığı ve Denetim Kurullarının mevcut olduğunu, denetim yetkisinin bu birimlere ait olduğunu, suçun işlendiğine dair somut delil olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 13.12.2005 tarihli ve 1999/474 Esas- 2005/544 Karar sayılı kararıyla; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.1999 tarih 1999/9-663 Esas 1999/791 Karar sayılı kararına göre özelleştirilen veya özelleştirme kapsamında bulunmayan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı personel statüsünde çalışanların kurumları ile olan ilişkileri sebebiyle meydana gelen anlaşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle kapsam dışı personel niteliğinde olan davalı yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
IV.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 31.05.2006 tarihli ve 1999/474 Esas, 2005/544 Karar sayılı ilamıyla; davacı, gerçek kişi olan davalının genel müdür olarak görev yaptığı dönemde irtikap suçunu işlemek suretiyle davacı şirket ile birleşmeden önce ...yi zarara uğrattığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2. maddesi ve diğer hükümleri gereğince idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılamayacağı, açıklanan yasal düzenleme gözetilerek işin esası incelenmek gerekirken, davaya uygun düşmeyen Hukuk Genel Kurulu kararı esas alınmak suretiyle gerçek kişi yönünden yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis Araştırma Komisyonu tarafından düzenlenen raporda davacı kurumun zararının 10.037.544.000 TL olarak belirlendiği, davalının bahse konu tarihte genel müdür olarak görev yaptığı, genel müdürün görevinin Genel Müdürün Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname'de açıklandığı, bu maddeden, davacı kurumu zarara uğratan ihalelerde genel müdür onayı gerekmediği, davalının zarara uğradığı ihalelerin hiçbirisinde davalı genel müdürün imzasının bulunmadığı, davacı kurum tarafından yapılan ödeme belgelerinin de mevcut olmaması nedeniyle söz konusu zararın ödenmesinde kimlerin sorumlu olduğunun da tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinin 1997/56 E - 2015/70 K sayılı dosyasında düşme kararı, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 1998/1126 E sayılı dosyasında beraat kararı verildiği, Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesinde hukuk hakiminin, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı olmadığı, ihalelerin ve yapım işlerinin genel müdürün sorumluluğunda olduğu, TBMM raporundaki belgeler incelendiğinde, Genel Müdür ... imzalı 30.12.1993 tarih 68 sayılı Genelge'de "Gerek yazılı, gerekse telefonla verilen talimatlara tüm İşletme Yöneticilerinin titizlikle uymaları gerekmektedir. Bu hususa dikkat etmeyen kişiler hakkında kanuni işlem yapılacaktır" denildiği, yetki devrine dayanılarak ya da ödeme belgelerinde imza olmaması ileri sürülerek davalının sorumluluktan kurtulamayacağı, buna karşın gerekçeli kararda, davalının sorumlu olmadığının belirtilmesi dosya kapsamına uygun düşmediğini belirtmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, Mart 1992 ile Eylül 1995 tarihleri arasında,davalının davacı kurumda genel müdür olarak görev yaptığı dönemde davalı kurumu zarara uğrattığı gerekçesiyle kurum zararının tahsili istemine ilişkindir.
Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, bozma üzerine alınan raporlarda kurum zararının bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.